ÖDEME EMRİNE İTİRAZDA ZAMANAŞIMINI İLERİ SÜRMEYEN, ALACAĞIN TAKİP ÖNCESİ ZAMANAŞIMINA UĞRADIĞINI BİLDİREREK MENFİ TESPİT DAVASI AÇAMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


31 Eki
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2022/3809
KARAR NO    : 2022/5646

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25. HUKUK DAİRESİ

TARİHİ                        : 17/02/2022
NUMARASI                : 2021/309 - 2022/318
DAVACILAR              : 1- N.A.T.
                                     2- H.A.S. VEK. AV. Ö.Ş.
DAVALI                      : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI VEK. AV. B.Y.
İLK DERECE
MAHKEMESİ             : ANKARA 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ                       : 28/01/2020
NUMARASI                : 2019/161 - 2020/22

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacılar; anneleri Fatma T.'nun davalı Kurumdan dul aylığı almaktayken 29/12/1996 tarihinde vefat etmesi üzerine, babaları Mustafa Adil T.’nun vefat ettiği 17/08/2003 tarihine kadar vekaletname ile annelerinin aylığını almaya devam ettiği gerekçesiyle Kurumca aleyhlerine 13/02/2017 tarihinde Ankara 24. İcra Müdürlüğü'nün 2017/3697 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, kendilerine usulüne uygun şekilde ödeme emri tebliği yapılamadığını, haklarında takip yapıldığını 10.07.2017 tarihinde öğrendiklerini, takip dosyasını incelediklerinde toplam 27.903,66 TL'nin haksız olarak alındığının belirtildiğini, davalı kurum çalışanları ile Z. Bankası çalışanlarının açık kusurunun bulunduğunu, 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinde geri alma işleminin düzenlendiğini ancak 506 sayılı Kanun'da bir düzenleme bulunmadığını, zamanaşımı süresinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini belirterek Ankara 24. İcra Müdürlüğü'nün 2017/3697 esas sayılı dosyasında asıl alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle takibe konu alacak aslı ve fer’ileri yönünden borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı; davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi için yazılan müzekkerelere cevaben dosyaya gönderilen Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 10/12/2019 tarihli ve 14798863-201.03.02-E.19423840 sayılı evrakından davalının sebepsiz zenginleşme vakasına en geç TC. Z. Bankası Karşıyaka şubesine aylıkların ödenmesine dair bilgi talebi yazısının yazıldığı 11/08/2005 tarihinde vakıf olmasına rağmen davaya konu alacağa yönelik icra takibinin 13.02.2017 tarihinde başlatılması nedeniyle TBK'nun 82. maddesi gereğince davacının iddiası yerinde görülmekle davanın kabulüne; davacıların Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3697 esas sayılı dosyasından yapılan takip sebebi ile davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.

1- Ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tesbit Davası ve İstirdat Davası, Ankara, 2003, Sh 40) Borçlunun zamanaşımı def'ine takibe itiraz aşamasında dayanmamış olması, bundan vazgeçtiği anlamına gelir ve takip öncesi dönemde borcun zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz. (YHGK'nın 15.04.1972 tarih ve 265 E., 242 K; 11. HD'nin 07.07.1975 tarih ve 2912 E., 4679 K; 21.12.1979 tarih ve 5603 E., 5827 K; 15. HD'nin 21.05.1993 tarih ve 3966 E., 2466 K; 20.03.2000 tarih ve 68 E., 1964 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)

Ödeme emrine itiraz ederken takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmeyen veya ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz. Takip konusu alacağın takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğramış olması halinde borçlu, İİK'nın 71, 33-a ve 33. maddeleri uyarınca zamanaşımını ileri sürebilir. (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2014, Sh 149)

Borçlunun "borcun zamanaşımına uğradığının" tespiti için menfi tespit davası açmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı kabul edilmektedir. Nitekim, borcun alacaklı tarafından icra takibine veya itirazın iptali ya da alacak davasına konu edilmesi halinde borçlunun zamanaşımı itirazını ödeme emrine itiraz süresi içerisinde veya ilk itiraz süresi içerisinde pekâlâ yapabileceğinden böyle bir durum söz konusu değilken açılan menfi tespit davasında da borcun zamanaşımına uğradığının ileri sürülmesinde hukuki yarar da bulunmamaktadır (bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, s.308; Mahmut Coşkun, İtirazın İptali, Menfi Tespit ve İstirdat, Tasarrufun İptali Davaları, s.595).

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, mahkemece; takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kabulü hatalı olmuşsa da, davacıların doğan zararda bankanın ve davalı Kurumun da sorumlu olduğuna yönelik iddiaları olduğu anlaşıldığından, bu hususlar da değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye                  Üye                Üye            Üye 
M. DUMAN      H. ÖZDEMİR   H. KANIK      E. ATEŞ      İ. ULUKUL