ÖNALIM HAKKI DAVA AÇILARAK KULLANILDIKTAN SONRA İLGİLİ HÜKMÜN KANUN KOYUCU TARAFINDAN KALDIRILMASI GEÇMİŞE ETKİLİ OLAMAZ.
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2277
KARAR NO : 2022/471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2020/1316 - 2020/1749
DAVACI : A.G.G.
DAVALI : K.Y.
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Şuhut Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI : 2018/19 - 2020/168
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18/01/2018 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02/07/2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, sınırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusu üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
A- Öncelikle, uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken kanun hükümlerine göz atmak gerekecektir.
1) 30/4/2014 tarihli ve 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda değişiklik yapılmış ve Kanuna “Önalım hakkı” kenar başlıklı 8/İ maddesi eklenmiştir.
Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin önalım haklarını kullanamayacağı; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktaydı.
Sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 tarihli ve 29001 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiş; 28/10/2020 tarihli ve 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanunun" 20. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. 7255 sayılı Kanun 4 Kasım 2020 tarihli ve 31294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.
Bu tespitlere göre, sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kalmıştır.
Kanun değişikliğinin, taşınmazın resmi satış sözleşmesinden ve eldeki davadan sonra yürürlüğe girmiş olması nedeniyle somut olayda uygulama yerinin bulunup bulunmadığının öncelikli olarak çözülmesi gerekmektedir.
2) 3/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun;
“Geçmişe etkili olmama kuralı” kenar başlıklı 1. maddesi uyarınca, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre belirlenir. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara, Kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla, Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır.
Bu düzenlemeye göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa yönelik uygulamalarda derhal uygulama ilkesi benimsenmiş olup bu ilke, hukuk güvenliğinin daha genel anlamda hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Özel hukuk alanında ve özellikle medeni hukuk kurallarının uygulanmasında, kural olarak her kanun, eğer tersini öngören bir hüküm taşımıyorsa, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir.
4722 sayılı Kanunla, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak amaçlandığı için, kendi bünyesinde farklı bir uygulama tarihi içermeyen bir kanunun kural olarak geriye yürümeyeceği (geçmişe etkili olamayacağı) esası kabul edilmiştir.
Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnaları da vardır. 4722 sayıl Kanunun 2, 3 ve 4. maddelerinde bunlar sayılmış olup bu hallerin gerçekleşmesi durumunda kanunların geriye yürümesi söz konusu olabilecektir.
3- 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”un 20. maddesiyle sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılırken bu değişikliğin geçmişe etkili olacağına dair, anılan Kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi; olayda 4722 sayıl Kanunun 2, 3 ve 4. maddelerinde sayılan istisnalardan herhangi birinin söz konusu olmadığı da açıktır.
B- Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı; tarım arazisi satışlarında ise sınırdaş parsel malikine satışa konu tarım arazisini öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır.
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir.
Kural olarak önalım bedeli, dava konusu payın tapudaki satış bedeli ile davalının bu satım sebebiyle ödediği tapu harç ve masraflar toplamından ibarettir.
Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde: Dava konusu tarım arazileri 06.12.2017 tarihli resmi satış sözleşmesiyle davalı tarafından satın alınmış ve bu satış işlemiyle doğan önalım hakkı 18.01.2018 tarihinde açılan bu dava ile davacı tarafından kullanılmıştır.
İlk derece mahkemesince davanın esası hakkında inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, dosyanın henüz kesinleşmediği ve istinaf aşamasında bulunduğu sırada, 04.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki 7255 sayılı Kanunun 20. maddesi ile sınırdaş arazi maliklerine önalım hakkı tanıyan ve davanın dayanağı olan 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin 2. fıkrası iptal edildiğinden, davanın dayanağı olan kanun maddesinin, davadan sonra ancak iş bu dava kesinleşmeden önce başka bir kanun maddesi ile iptal edilmesi nedeniyle artık tarafların esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmeyeceğinden ve işin esası hakkında değerlendirme yapan ilk derece mahkemesi kararını kaldırılarak, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanununun 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkının yasa koyucu tarafından ortadan kaldırılması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılması geçmişe etkili olamayacağından işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince yazılı şekilde verilen karar doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK’nın 371. maddesi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 17.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
H. ONAT S. TÜRE M. EROL C. BALIKÇI B. ŞEN
ÖNALIM HAKKI DAVA AÇILARAK KULLANILDIKTAN SONRA İLGİLİ HÜKMÜN KANUN KOYUCU TARAFINDAN KALDIRILMASI GEÇMİŞE ETKİLİ OLAMAZ.
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/2277
KARAR NO : 2022/471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2020/1316 - 2020/1749
DAVACI : A.G.G.
DAVALI : K.Y.
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Şuhut Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI : 2018/19 - 2020/168
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18/01/2018 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02/07/2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, sınırdaş arazi maliki tarafından açılan önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusu üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
A- Öncelikle, uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken kanun hükümlerine göz atmak gerekecektir.
1) 30/4/2014 tarihli ve 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda değişiklik yapılmış ve Kanuna “Önalım hakkı” kenar başlıklı 8/İ maddesi eklenmiştir.
Bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin de önalım hakkına sahip olduğu; tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş maliklerin önalım haklarını kullanamayacağı; önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikinin önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini talep edebileceği ve önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almaktaydı.
Sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 tarihli ve 29001 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiş; 28/10/2020 tarihli ve 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanunun" 20. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. 7255 sayılı Kanun 4 Kasım 2020 tarihli ve 31294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.
Bu tespitlere göre, sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkra hükmü, 15 Mayıs 2014 ila 4 Kasım 2020 tarihleri arasında yürürlükte kalmıştır.
Kanun değişikliğinin, taşınmazın resmi satış sözleşmesinden ve eldeki davadan sonra yürürlüğe girmiş olması nedeniyle somut olayda uygulama yerinin bulunup bulunmadığının öncelikli olarak çözülmesi gerekmektedir.
2) 3/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun;
“Geçmişe etkili olmama kuralı” kenar başlıklı 1. maddesi uyarınca, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre belirlenir. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara, Kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla, Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır.
Bu düzenlemeye göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa yönelik uygulamalarda derhal uygulama ilkesi benimsenmiş olup bu ilke, hukuk güvenliğinin daha genel anlamda hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Özel hukuk alanında ve özellikle medeni hukuk kurallarının uygulanmasında, kural olarak her kanun, eğer tersini öngören bir hüküm taşımıyorsa, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir.
4722 sayılı Kanunla, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak amaçlandığı için, kendi bünyesinde farklı bir uygulama tarihi içermeyen bir kanunun kural olarak geriye yürümeyeceği (geçmişe etkili olamayacağı) esası kabul edilmiştir.
Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnaları da vardır. 4722 sayıl Kanunun 2, 3 ve 4. maddelerinde bunlar sayılmış olup bu hallerin gerçekleşmesi durumunda kanunların geriye yürümesi söz konusu olabilecektir.
3- 7255 sayılı “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”un 20. maddesiyle sınırdaş tarım arazisi maliklerine önalım hakkı veren 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılırken bu değişikliğin geçmişe etkili olacağına dair, anılan Kanunda bir hüküm bulunmadığı gibi; olayda 4722 sayıl Kanunun 2, 3 ve 4. maddelerinde sayılan istisnalardan herhangi birinin söz konusu olmadığı da açıktır.
B- Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı; tarım arazisi satışlarında ise sınırdaş parsel malikine satışa konu tarım arazisini öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır.
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir.
Kural olarak önalım bedeli, dava konusu payın tapudaki satış bedeli ile davalının bu satım sebebiyle ödediği tapu harç ve masraflar toplamından ibarettir.
Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde: Dava konusu tarım arazileri 06.12.2017 tarihli resmi satış sözleşmesiyle davalı tarafından satın alınmış ve bu satış işlemiyle doğan önalım hakkı 18.01.2018 tarihinde açılan bu dava ile davacı tarafından kullanılmıştır.
İlk derece mahkemesince davanın esası hakkında inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, dosyanın henüz kesinleşmediği ve istinaf aşamasında bulunduğu sırada, 04.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki 7255 sayılı Kanunun 20. maddesi ile sınırdaş arazi maliklerine önalım hakkı tanıyan ve davanın dayanağı olan 5403 sayılı Kanunun 8/İ maddesinin 2. fıkrası iptal edildiğinden, davanın dayanağı olan kanun maddesinin, davadan sonra ancak iş bu dava kesinleşmeden önce başka bir kanun maddesi ile iptal edilmesi nedeniyle artık tarafların esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmeyeceğinden ve işin esası hakkında değerlendirme yapan ilk derece mahkemesi kararını kaldırılarak, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanununun 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkının yasa koyucu tarafından ortadan kaldırılması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Önalım hakkı dava açılarak kullanıldıktan sonra, 5403 sayılı Kanununun 8/İ maddesinin ikinci fıkrasının ve bu hükümle komşu tarımsal arazi malikine tanınan önalım hakkının kaldırılması geçmişe etkili olamayacağından işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince yazılı şekilde verilen karar doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK’nın 371. maddesi uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 17.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
H. ONAT S. TÜRE M. EROL C. BALIKÇI B. ŞEN