ORTAK OLDUĞU OTELDE ÇALIŞIRKEN EDİLEN HAKARETTEN KAYNAKLI TAZMİNAT DAVASI GENEL MAHKEMELERDE GÖRÜLÜR

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


06 Ağu
2018

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/4-1354
KARAR NO   : 2018/1105

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 29/05/2014
NUMARASI              : 2014/104 - 2014/227
DAVACI                    : H.P. vekili Av. B.M.
DAVALI                    : M.C.vekili Av. M.M.

Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.12.2011 gün ve 2011/249 E. 2011/420 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 19.11.2013 gün ve 2013/15615 E., 2013/18068 K. sayılı kararı ile,

"... Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalının hissedar olduğu otelde işci olarak çalıştığı sırada davalının yanına gelerek kendisine karşı hakaret içerikli sözler sarfettiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. 

Yerel mahkemece, isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya kapsamından, davacı ile davalı arasında iş akdi olduğu ve davaya konu olayın da akdin devamı sırasında gerçekleştiği anlaşılmaktadır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesine göre, iş mahkemesi İş Kanunu hükümlerine göre işçi sayılanlar ile işveren arasındaki her türlü uyuşmazlıkları çözümlemekle görevlidir. Şu durumda, davanın iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Mahkemece, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddi yerine işin esasının çözümlenmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir..." 

gerekçesiyle oy çokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili 

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. 

Davacı vekili müvekkilinin benzin istasyonu işlettiği dönemde davalı ile meslektaş iken iflas ederek işini kaybettiğini, ailesine bakabilmek için davalının da hissedar olduğu otelde çalışmaya başladığını, davalının otele geldiğinde müvekkili ile dalga geçtiğini, "Senin ne işin var burada" diyerek küçümsediğini, müvekkilinin davalıya "Düşmez kalkmaz bir Allah, ne var burada çalışıyorsak" demesi üzerine davalının "Bana ne lan, sen manyak mısın nerede çalışırsan çalış" diyerek, müvekkilin onur, şeref ve haysiyetini rencide ettiğini, davalının bu eylemi nedeniyle Dikili Sulh Ceza Mahkemesinde hakaret suçundan yargılandığını ve cezalandırıldığını ileri sürerek müvekkilinin kişilik haklarına yapılan saldırıdan dolayı 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili ceza dosyasında her ne kadar müvekkilinin mahkûmiyetine karar verilmiş ise de, hakaretin karşılıklı olduğunun kabul edildiğini, davacının herhangi bir zararının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Yerel mahkemece davalının davacının çalışmakta olduğu otele gelerek davacıya birtakım hakaretlerde bulunduğu ve bu olay nedeniyle işten ayrılmak durumunda kaldığı, davacının iş ortamında iken uğradığı bu hakaret nedeniyle psikolojik olarak etkilenmesinin, manevi olarak rahatsızlık duymasının ve üzüntü çekmesinin olağan olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece dosyada taraflar arasında iş akdi olduğuna dair bir yazılı belge bulunmadığı, ayrıca ceza dosyasında ve eldeki davada dinlenen tanıkların ve tarafların beyanlarından davalının otelin bulunduğu taşınmazda paylı mülkiyet paydaşı olduğunun, otelin işletme sahibinin ve işverenin Aytekin T. olduğunun, dolayısıyla taraflar arasında iş akdinin bulunmadığının anlaşıldığı belirtilerek ve önceki karardaki gerekçeler tekrar edilerek direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık: somut olayda davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre eldeki davanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddeleri uyarınca mahkemelerin görevi kanunla belirlenir ve kamu düzenine ilişkin olan görev konusunun mahkemelerce resen dikkate alınması gereklidir.

Nitekim T.C. Anayasasının 142. maddesinde, mahkemelerin görevlerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır.

Belirtmek gerekir ki, mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (05.12.1977 gün 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesinden). 23.05.1960 gün ve 11/10 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, ayrık hükümlerin dar olarak yorumlanması yoruma ilişkin temel bir kuraldır.

Şu duruma göre, iş mahkemelerinin görevleri istisnai nitelik taşıdığı için, görevlerinin geniş yoruma değil dar yoruma tabi tutulması esastır (8.12.1982 gün ve 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı). 

Bu genel açıklamalardan sonra uyuşmazlığın hangi mahkemede görüleceğinin çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde ve 29.6.1960 gün ve 13/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o Kanunun değiştirilen ikinci maddesinin C, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde çözümleneceği açıklanmıştır. 

Tüm bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; 

Davacının işini kaybetmesinden sonra bir otelde çalışmaya başladığı, olay günü otele gelen davalı tarafından davacıya hitaben sarf edilen sözler nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Taraflar arasındaki ceza davasında ve eldeki davada dinlenen tanıkların ve tarafların beyanlarında davalının otelin bulunduğu taşınmazda paylı mülkiyet paydaşı olduğu, oteli kiralayarak işleten kişinin ve işverenin dava dışı Aytekin T. olduğu belirtilmiştir. 

Dosya içerisinde davalı ile davacı arasında iş sözleşmesi bulunduğuna dair başkaca herhangi bir iddia, beyan veya delil bulunmamaktadır.

Şu durumda gerek taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmaması gerekse olayda 5521 sayılı Kanun'un 1. maddesi hükmünde öngörülen koşulların mevcut olmaması nedeniyle, davaya bakmakla İş Mahkemesinin görevli olmadığının kabulü gerekmektedir.

Hâl böyle olunca yerel mahkemenin yukarıda belirtilen gerekçeyle yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir. 

Açıklanan nedenlerle direnme kararı onanmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (153,43 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 16.05.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.