SAHTE KİMLİKLE AÇILAN HESAPTAN DOLAYI CEZAİ TAKİBE MARUZ KALINDIĞINDAN BANKADAN TAZMİNAT İSTENEBİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


28 Mar
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY    
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO            : 2020/447
KARAR NO         : 2020/4614

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ            : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ                      : 17.10.2019
NUMARASI              : 2019/217 - 2019/991
DAVACI                    : G.E.
VEKİLİ                     : AV. A.Ş.
DAVALI                    : T.E.B. A.Ş.
VEKİLİ                     : AV. H.A. 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce bozmaya uyularak verilen 17.10.2019 tarih ve 2019/217 E. - 2019/991 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Alper Apaydın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı bankada müvekkili adına sahte kimlikle hesap açıldığını, bu hesaba yapılan para aktarımı sebebiyle müvekkilinin yargılandığını, beraatine karar verildiğini, bankanın ihmali nedeni ile maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 3.000 TL maddi ve 7.000 TL manevi tazminatın 23.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. 

Davalı vekili, davanın öncelikle zamanaşımından reddinin gerektiğini, davacının herhangi bir maddi zararının oluşmadığını, sahte kimlikle hesap açılmış olduğundan üçüncü kişinin sahtecilik eylemi ile davalı bankanın sorumluluğunu gerektiren illiyet bağının kesildiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davacı tarafından her ne kadar maddi tazminat talep edilmiş ise de bu talebin kaynağını davacı tarafından ceza yargılamasında ödenen vekalet ücretinin oluşturduğu oysa ceza dava dosyasında kararın kesinleşmesine kadar davacının vekil ile temsil olunmadığı, sadece kararın kesinleşmesi sonrası dosyadan suret alım dilekçesinin vekil tarafından ibraz edildiği, dolayısıyla ceza dava dosyasında vekil ile temsil edilmediği, serbest meslek makbuzunun mevcut olmasının davacının maddi tazminat talebi yönünden gerçek bir zarar olarak benimsenemeyeceği bu nedenle maddi tazminat isteminin yerinde olmadığı; öte yandan bir güven kurumu olan bankanın yaptığı işlerde özenle davranma yükümlülüğü altında olup, müşteri menfaatlerini özenle koruması gereken, çalıştırdığı kişilerin vermiş olduğu en hafif kusurdan ve zararlardan da sorumlu tutulması gerektiği, bu kapsamda davalı banka tarafından davacının kimlik bilgilerini ibraz eden bir kişi için hesap açıldığı ve açılan hesaba 3. kişilerce havale yapıldığı, davacının tasarrufu dışında gerçekleşen bu işlemler için davacı aleyhine ceza davası açıldığı, davacının bu davada yargılandığı, her ne kadar davacının üzerine atılı suçtan beraatine karar verilmiş ise de bankanın sahte kimlik ibrazına rağmen hesap açması ve tüm bu sürece sebebiyet vermesi nedeniyle davacının manen acı ve eleminden sorumlu olması gerektiği, davacının sabıkasız sosyal kişiliği ve tarafların ekonomik durumu gözetildiğinde davacı lehine 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve davalı vekilinin esasa ilişkin ilk kararı zamanaşımı def’i yönünden temyiz etmemiş olmasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 

2- Dava, bankanın gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sonucu sahte kimlik belgesi kullanılarak adına açılan hesaptan dolayı cezai takibe maruz kalan davacının maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, mahkemece isabetli şekilde davalının haksız ve hukuka aykırı eylemi ile davacının uğradığı zarar arasında uygun illiyet bağının bulunduğu tespit edilmiş ise de talebe rağmen haksız fiil tarihi olan hesap açma tarihinden itibaren faize hükmedilmemesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının talep sonucu da dikkate alınarak hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının HÜKÜM bölümünün 1 nolu bendinde geçen “5.000 TL manevi tazminatın” ibaresinden sonra gelmek üzere “23.10.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine, kararın DÜZELTİLMİŞ BU HALİYLE ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 255,55 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan                       Üye                    Üye                      Üye                Üye
M. Bülent SELÇUK     A. ALBAYRAK    E. S. BAYDAR     A. YAMAN     Dr. O. SEKMEN
                                   DOĞAN