SIRA CETVELİNDEKİ SIRAYA İLİŞKİN İTİRAZLARDA İCRA HUKUK MAHKEMELERİ GÖREVLİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


10 Nis
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/23-2250
KARAR NO   : 2019/1068

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ             :
Isparta İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                       : 13/03/2014
NUMARASI                : 2014/80 - 2014/129
DAVACILAR/
ŞİKAYETÇİLER         :
B.S. ve diğerleri vekilleri Av. R.Ç., Av. A.F.Ç.
DAVALI/
ŞİKAYET OLUNAN   :
H.H.Ç. vekili Av. M.Ü.Ç.

Taraflar arasındaki “sıra cetvelindeki sıraya itiraz” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda Isparta İcra (Hukuk) Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 10.10.2013 tarihli ve 2013/321 E., 2013/449 K. sayılı karar şikâyetçiler vekili tarafından temyiz edilmekle; Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 13.12.2013 tarihli ve 2013/8877 E., 2013/8016 K. sayılı kararı ile; 

(... Şikayetçiler vekili borçluya ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde işçi alacaklısı olan müvekkillerinin imtiyazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 

Şikayet olunan vekili sıra cetvelilinin (cetvelinin) daha evvel görülen davalar sonunda verilen kararlara uygun biçimde düzenlendiğini, şikayetçilerin alacağının imtiyazlı sayılan dönemde doğmuş işçi alacağı niteliğinde olmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. 

İcra Mahkemesi'nce iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, itirazın alacakların işçi alacağı olduğundan bahisle esas ve miktara yönelik olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 

Kararı, şikayetçiler vekili temyiz etmiştir. 

İcra ve İflas Kanunu'nun 142 nci maddesine göre sıra cetveline itiraz davaları kural olarak genel mahkemelerde görülür; itiraz sadece sıraya ilişkinse şikayet yolu ile icra mahkemesinde ileri sürülür. 

Somut olayda şikayetçilerin talebi alacaklarının işçi alacağı niteliğinde olduğu ve Yasa'nın tanıdığı imtiyaz nedeniyle ilk sırada yer alması gerektiği noktasında olup, itiraz sıraya yöneliktir. Bu istemin içeriğine göre alacağın niteliğinin belirlenmesi, esasa yönelik bir incelemeyi gerektirmeyeceğinden uyuşmazlığın çözüm yeri icra mahkemesidir. Açıklanan nedenle esas hakkında bir karar verilmek gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Şikâyetçiler vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Talep, sıra cetvelindeki sıraya itiraza ilişkindir.

Şikâyetçiler vekili; borçluya ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde işçi alacaklısı olan müvekkillerinin imtiyazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 

Şikâyet olunan vekili; sıra cetvelinin daha evvel görülen davalar sonunda verilen kararlara uygun biçimde düzenlendiğini, işçi alacaklarının 4857 sayılı Kanun ve buna bağlı çıkarılan yönetmelikler gereğince kabul edilen belgelere dayanmasının gerektiğini, davacıların gerçekten borçlunun işçisi olduğunun dahi belli olmadığını, sadece bonoda işçi alacağı yazmasının yeterli kabul edilmediğini, muvazaalı düzenleme yapıldığını, alacağın İİK’nın 206. maddesine göre işçi alacağı olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece; davacılar vekilinin itirazının kendi alacaklarının işçi alacağı olduğundan bahisle alacağın esas ve miktarına yönelik olup yalnızca sıralamaya ilişkin bulunmadığı gerekçesiyle İİK’nın 142. maddesi uyarınca mahkemenin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 20. maddesi uyarınca dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. 

Şikâyetçiler vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece; her ne kadar davacılar istemlerinde alacaklarının işçi alacağı niteliğinde olup imtiyaz nedeniyle ilk sırada yer alması gerektiğini bildirmiş iseler de davalının cevap dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere muvazaa iddiası bulunup davacıların gerçekten borçlunun işçisi olmadığı iddia edildiğinden sıra cetvelinde esasa yönelik bir inceleme yapılmasının gerekeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı şikâyetçiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; eldeki davaya genel mahkemelerin mi yoksa icra hukuk mahkemesinin mi bakmakla görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin yasal mevzuatın ve ilgili kavramların irdelenmesi gerekmektedir. 

2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) “Sıra Cetveli” başlıklı 140. maddesine göre; satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar. Alacaklılar 206. madde mucibince iflas hâlinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar. Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir. 141. maddeye göre, sıra cetvelinin birer suretinin icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilir.

Kanun’un “Cetvele İtiraz” başlıklı 142. maddesi ise aynen;

“Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.

Dava basit muhakeme usuliyle görülür.

İtiraz alacağın esas ve miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur” şeklinde düzenlenmiştir.

Genel olarak belirtmek gerekir ki; paraların paylaştırılması aşaması icra takibinin son aşamasıdır. Alacaklının talebiyle başlayan takip talebi, ödeme emri, haciz ve satış aşamalarından sonra icra dairesi, haczedilen mal tek alacaklı için haczedilmişse elde edilen parayı alacaklıya ödeyecektir. Aynı malların birden fazla alacaklı için haczedilmiş olmasında yani hacze iştirak hâlinde ise üç ihtimal ile karşılaşılır:

Satış tutarı aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (m.100-101) bütün alacakları (faiz ve takip giderleriyle birlikte) ödemeye yeterse, para bütün alacaklılar arasında paylaşılır.

Buna karşılık satış tutarı, aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (m.100-101)bütün alacakları (faiz ve takip giderleriyle birlikte) ödemeye yetmezse, icra dairesi önce tamamlama haciz yapar. Tamamlama haciz ile elde edilen malların satış tutarı ile daha önce haczedilmiş ve satılmış bulunan malların satış tutarı toplamı da, bütün alacakları ödemeye yetmezse, icra dairesi alacaklılarına bir sıra cetveli yapar.

Sıra cetvelinde aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (m.100-101) bütün alacaklılar, alacak miktarları ve faizleri ile gösterilir. Bu alacaklıların her biri belli bir sıraya girer. Bu sıra, İİK’nın 206. maddesinde gösterilmiştir (Kuru, B: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara, 2013, s. 730, 733). 

Alacaklılar sıra cetvelinin bir suretinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde sıra cetveline şikâyet yoluna başvurabilirler veya 142. madde gereğince sıra cetveline itiraz davası açabilirler. Bu süre içerisinde şikâyet ya da itiraz yoluna başvurulmazsa sıra cetveli kesinleşir. Sıra cetveli kesinleşmeden icra müdürü paraları paylaştıramaz.

Şikâyet İİK’nın 16. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu madde; 

“Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.

Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir” amir hükmünü içermektedir.

O hâlde, icra dairesinin sıra cetvelini yaparken bu husustaki takip hukuku hükümlerine aykırı hareket ettiği ve yapılan işlemin hadiseye uygun olmadığı iddia edilmekte ise; bu hâlde sıra cetveline karşı başvurulacak olan yol, icra mahkemesine şikâyet (m. 16) yoludur (m. 142,III). İİK’nın 142/III hükmünden, sıra cetveline karşı şikâyet yolunun sadece sıraya karşı bir itirazda bulunulması hâline münhasırmış gibi bir anlam çıkmakta ise de, icra müdürünün uymak ve kanunen yapmak zorunda olduğu bütün hususlardan dolayı m.16 gereğince şikâyet yoluna başvurulabilir. Sıra cetveline karşı şikâyet sebeplerinden en önemlisi bir alacaklının istediği sıraya kabul edilmemesidir. 

Sıra cetveline karşı koymak isteyen alacaklı (bu konudaki takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığını iddia etmeyip) sıra cetveline alınmış olan bir alacaklının alacağına veya onun sırasına (veya hem alacağına hem de onun sırasına ) itiraz etmek istiyorsa, o zaman sıra cetveline karşı, mahkemede itiraz yoluna başvurması, yani o alacaklıya karşı genel mahkemede dava açması gerekir (Kuru, s. 734, 736).

Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Şikâyetçiler vekili; müvekkillerinin alacaklarının işçi alacağı olduğunu, işçi alacaklarının İİK’nın 206. maddesine göre imtiyazlı alacaklar olduğunu, Kanun’un tanıdığı imtiyaz nedeniyle sıra cetvelinde Isparta Defterdarlık Davraz Vergi Dairesi Müdürlüğünden sonra ikinci sırada yer alması gerektiğini, sıra cetvelindeki sıranın yanlış düzenlendiğini ileri sürerek, müvekkillerinin alacağının ikinci sıraya alınması yönünde talepte bulunmuştur. Bu istemin içeriğine göre alacağın niteliğinin belirlenmesi, esasa yönelik bir incelemeyi gerektirmeyeceği gibi, talep de icra dairesinin sıra cetveli düzenlerken takip hukuku hükümlerine uymadığı ve işlemin de hadiseye uymadığı iddiasını içermektedir. 

Mevcut bu hâlde; uyuşmazlığın çözüm yerinin icra mahkemesi olduğu hususu açıkça anlaşılmakta olduğundan icra mahkemesince işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair karar verilmiş olması doğru değildir.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Şikâyetçiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.