SOMUT OLAY AÇISINDAN KADINA ÖZGÜ OLANLAR DIŞINDAKİ ZİYNETLER KİME TAKILDIYSA ONA AİT OLMALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


26 Nis
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2018/3-898
KARAR NO   : 2021/1656

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              :
 Kayseri 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ                        : 28/03/2018
NUMARASI                : 2018/246 - 2018/285
DAVACI                      : H.E.A. vekili Av. M.K.
DAVALI                      : İ.E. vekili Av. S.Ö.

1. Taraflar arasındaki “ziynet alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kayseri 1. Aile Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:  

4. Davacı vekili; tarafların boşandıklarını, boşanma ile birlikte müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyaları ile paranın iade edilmediğini ileri sürerek 85 adet çeyrek altın, 1 adet takı seti, 7 adet bilezik, 3 adet hediyelik bilezik, 1 adet kolye küpe seti, 2 adet inci kolye, 1 adet yarımlık ile 410 TL ve 500 Euro'nun aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla 1.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; bilirkişi raporundan sonra davasını 18.923 TL olarak ıslah etmiştir.

Davalı cevabı:

5. Davalı vekili; düğünde takılan tüm bileziklerin davacının uhdesinde olduğunu, incilerin değeri düşük olup davacı tarafından alerjisi olduğundan bahisle müvekkilinin annesine bırakıldığını, 1 adet kolye küpe setinin davacının günlük kullanımında olduğunu, 500 Euro’yu tarafların takan kişiye geri verdiklerini, takı setinin de davacıda olup evden ayrılırken götürdüğünü, çeyrek altınlardan ise davacı tarafın taktıklarının davacı tarafa verildiğini, davalı tarafından takılanların da taraflarca düğün masrafları için harcandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. Kayseri 1. Aile Mahkemesinin 16.11.2015 tarihli ve 2015/384 E., 2015/811 K. sayılı kararı ile; düğün sırasında gelinin yakınları tarafından takılan altınların kadının annesine, damadın yakınları tarafından takılan altınların da onun annesine verileceği hususunda anlaşma olduğu, bu nedenle damadın yakınları tarafından takılan altınlar yönünden davanın reddi gerektiği, ancak gelinin yakınları tarafından takılanlardan davalının uhdesinde kalanlar yönünden davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; bizzat davacıya hediye edilen ve davalıda kaldığı anlaşılan 1 adet 14 ayar 35 gram ağırlığında altın set (2.800 TL), 1 adet kolye ve küpeden oluşan set (999 TL), 1 adet inci kolye (100 TL)'nin aynen, aynen iadesinin mümkün olmaması hâlinde bedellerinin toplamı olan 3.899 TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacı tarafın 85 adet çeyrek altın, 7 adet bilezik, 3 adet hediyelik bilezik, 1 adet inci kolye, 1 adet yarımlık ile 410 TL ve 500 Euro'dan oluşan taleplerinin bir kısmının kendisinde olması, bir kısmının aileler arasındaki anlaşma gereğince davalıya takılması, bir kısmının da yine davacının babasında bulunması nedeni ile ispat edilemediğinden bu taleplerin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

8. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25.05.2017 tarihli ve 2016/60 E., 2017/8131 K. sayılı kararı ile; “… Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi olmazsa bedelinin tahsili talebine ilişkindir.

Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir.

Ne var ki somut olayda; geline ve damada takılan ziynet eşyaları ayrı ayrı değerlendirilmiş ve yalnızca geline takılanlar yönünden kısmen tahsil kararı verilmiş, damada takılan altınlar yönünden talep reddedilmiştir.

O halde mahkemece düğün sırasında damada takıldığı ve damatta kaldığı tespit edilen ziynet eşyaları yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki şekilde davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

Direnme Kararı:

9. Mahkemenin 28.03.2018 tarihli ve 2018/246 E., 2018/285 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.          

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; eldeki davada, geline ve damada takılan ziynet eşyalarının ayrı ayrı değerlendirilmesinin ve yalnızca geline takılanlar yönünden kısmen tahsil kararı verilmesinin, damada takılan altınlar yönünden ise talebin reddedilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlığın aydınlatılması için ispat hukuku yönünden geçerli kurallara değinmekte yarar vardır:

13. Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir.

14. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 187/1. maddesi;

“İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

15. Vakıa (olgu) ise, 03.03.2017 tarihli ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; kendisine hukukî sonuç bağlanmış olaylar şeklinde tanımlanmıştır. İspatı gereken olaylar, olumlu vakıalar olabileceği gibi olumsuz vakıalar da olabilir.

16. Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini, kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise HMK’nın “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde yer almakta olup;

“İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.

Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

17. Bu hüküm, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesinde yer alan “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür" ifadesine paralel olarak düzenlenmiştir.

18. Diğer taraftan, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır.

19. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 03.12.2019 tarihli ve 2017/3-958 E., 2019/1285 K., 10.11.2020 tarihli ve 2017/3-1509 E., 2020/863 K.; sayılı kararında da aynı hususlara değinilmiştir.

20. Eldeki davada, davacı düğünde takılan altınların kendisine ait olduğunu ancak davalı tarafça verilmediğini iddia etmiş; davalı ise davacıya takılan altınların davacıya verildiğini, kendisine takılan altınların ise düğün masrafları için harcandığını savunmuştur. Mahkemece dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarıyla düğünde takılan altınlar yönünden taraflar arasında anlaşma olduğu kabul edilerek kadına özgü olanlar dışında düğünde takılan ziynetlerin kime takıldıysa ona ait olduğu yönünde hüküm tesis edilmiştir.

21. İhtilaf düğünde takıldığı ispat olunan ziynet eşyasının taraflardan hangisine ait olduğu noktasındadır.

22. İspat külfetinin hangi tarafta olduğu hususunun, yukarıda bahsedilen hukukî düzenleme çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.

23. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı genel kuralın aksine taraflar arasında anlaşma bulunduğunu, anlaşmanın düğün sırasında uygulandığını, her iki tarafın annelerinin kendi misafirleri tarafından getirilen ziynetleri aldıklarını ileri sürmüş, bu iddiasını da dinlenen tanıklar, CD görüntüleri vs. delillerle ispatlamıştır. Hatta davacı dahi düğünde bu şekilde uygulama yapıldığını kabul etmiştir.

24. Bu durumda, davalının taraflar arasında genel kuralın aksine bir anlaşma olduğunu ve düğünde uygulandığını ispatladığının kabulü gerekir. Böyle olunca taraflar arasında yapılan ve uygulanan, kadına özgü olanlar dışındaki ziynetin kime takıldıysa ona ait olacağı yönündeki anlaşmaya öncelik tanınacağı kuşkusuzdur.

25. Sonuç itibariyle, direnme uygun olup kabul edilen miktara yönelik temyiz itirazının bulunmaması nedeniyle usul ve yasaya uygun direnme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.12.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.