SOMUT OLAY AÇISINDAN TUTANAK MÜMZİLERİNİN TANIK OLARAK DİNLENİLMESİNE GEREK YOKTUR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


03 May
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/17-1108
KARAR NO   : 2020/867

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              : 
Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                        : 02/03/2016
NUMARASI                : 2016/6 - 2016/90
DAVACI                      : E. Sigorta A.Ş. vekili Av. M.S.K.
DAVALI                      : R.S. vekili Av. Z.Ş.

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili 25.04.2013 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirkete Kasko Sigortası ile sigortalanan aracın, davalı adına kayıtlı olan aracın ters şeritten ve kontrolsüz şekilde Batı Garajına girmek istemesi neticesinde direksiyon hâkimiyetini kaybederek duvara çarpmasına ve yaralamalı trafik kazasının meydana gelmesine neden olduğunu, davalının aracının hızını azaltmayıp şerit ihlali yapması nedeniyle tamamen kusurlu olduğunu ileri sürerek hasar nedeniyle sigortalısına ödenen 29.701,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 13.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili 16.05.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde bir kusuru olmadığı gibi basiretli davranışı ile muhtemel ölümleri de önlediğini, müvekkilinin hızla gelen aracı görerek beklediğini, müvekkilinin aracının solundan büyük bir hızla geçen davacıya sigortalı aracın hava durumu ve gizli buzlanmanın etkisiyle direksiyon hâkimiyetini kaybederek duvara çarptığını, kazaya neden olanların kazanın yeri hakkında da doğru beyanda bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 

Mahkeme Kararı: 

6. Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.11.2013 tarihli ve 2013/165 E., 2013/364 K. sayılı kararı ile; dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, kararın 10.01.2014 tarihinde kesinleşerek, talep ile dosya Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.

7. Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.10.2014 tarihli ve 2014/48 E., 2014/468 K. sayılı kararı ile; keşif sırasında dinlenen taraf tanıkları ile taraf beyanları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı 16 R. 461 plakalı araç sürücüsü dava dışı Alaattin Yetim'in manevra kurallarına uymadığı, kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmadığı, aracını yük, teknik özellikler ve hava ve yol durumuna göre kullanmadığından kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, davalı sürücü Recep S.'nın ise kurallara uygun olarak kontrolsüz kavşakta bekleme yaptığı ve kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı anlaşılmakla sigortalısının haklarına halef olarak davacı şirketin açmış olduğu davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 

Özel Daire Bozma Kararı:

8. Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 

9. Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 19.10.2015 tarihli ve 2015/1995 E., 2015/10895 K. sayılı kararı ile;

“.… Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.

Somut olayda 20.11.2011 tarihli resmi görevliler tarafından tutulan kaza tespit tutanağında, 16 D.F 84 plakalı otobüsün yolu daralttığı ve sigortalı araca geçiş hakkı vermediği, bundan dolayı aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek duvara çarptığı belirtilmiştir. Sigortalı aracın sürücüsü ve eşinin kazadan sonraki polis karakolundaki beyanları da bu yöndedir. 

Davalı aracın kaza anındaki tam olarak bulunduğu yer belirlenip sigortalı aracın şeridine bir tecavüz olup olmadığı kesin şekilde belirlenerek ve davalı tanıkları ile tutanak arasındaki çelişki giderilerek, kusur durumuna etkisi üzerinde durulduktan sonra toplanan ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

Bu halde, mahkemece, kaza tespit tutanağını tanzim eden zabıt mümzileri tanık sıfatıyla dinlenmeli, kaza anında aracın bulunduğu yer tereddüte ver vermeyecek şekilde belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Gerekli araştırma yapılmadan, bu husustaki çelişki giderilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

10. Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.03.2016 tarihli ve 2016/6 E., 2016/90 K. sayılı kararı ile; mahallinde kusur bilirkişisi refakatinde keşif yapılarak kazanın meydana geldiği yerin bizzat görüldüğü, aynı zamanda kazaya karışan tanıkların da bizzat görgü tanığı oldukları, davalıya ait minibüs batı garajına girmek için kendi şeridinde sinyal verip beklerken, karşıdan süratle gelen davacının, minibüsün geleceği endişesi ile paniğe kapılarak ve fren yaparak duvara vurması ile meydana geldiğinin sabit olduğu, 16 R. 461 plakalı araç sürücüsünün yol ve hava şartlarına uygun davranmadığı, mahkemece olayın açıklığa kavuştuğu, olayın oluş şekline ilişkin kanaat oluştuğu, bu durumda tutanak mümzilerinin tanık olarak dinlenmesinin davanın çözümüne herhangi etkisi olmayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

11. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı, bu kapsamda davalı aracın kaza anında bulunduğu yerin tam olarak belirlenip sigortalı aracın şeridine bir tecavüz olup olmadığının kesin şekilde saptanıp saptanmadığı, bu belirlemenin tam olarak yapılabilmesi ve davalı tanıklarının beyanı ile kaza tutanağı arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla kaza tutanağını tanzim eden görevlilerin tanık sıfatıyla dinlenilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

13. Dava, Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.

14. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 266. maddesinde bilirkişiye başvurulacak hâller düzenlenmiş ve 1. fıkrada; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmüne yer verilmiş; aynı şekilde 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun 3. maddesinin üçüncü bendi ile de “Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz” ilkesi getirilmiştir.

15. Keşif ise, 6100 sayılı HMK’nın 288 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 288. maddenin gerekçesinde ise keşif hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Buna göre; “Keşif; hâkimin uyuşmazlık konusunu oluşturan şeyi bizzat müşahede ederek bilgi sahibi olmasıdır. Takdiri delillerdendir. Taraflardan birinin talebi yahut mahkemece kendiliğinden keşif kararı verilebilecektir. Özel ve teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, bu nitelikleri taşıyan kişi de hazır bulundurularak keşif yapılır. Gerektiğinde keşif mahallinde tanık da dinlenir. Keşif sonucu edinilen bilgi ve kanaat dikkate alınarak karar verilecektir”

16. Bir trafik kazasında dosya kapsamına göre; iddia ve savunmanın içeriği, sunulan delillerin değerlendirilmesi, tarafların kazanın oluş şekli ve tarafların kusur oranının kesin ve net olarak tespit edilebilmesi açısından kaza yerinin bizzat görülmesi büyük önem taşımaktadır. Bu yolla hâkim ve teknik inceleme yönünden bilirkişiler bizzat duyu organlarıyla olayı müşahede edebilirler. 

17. Somut olayda, davacı tarafından davalı adına kayıtlı olan aracın ters şeritten ve kontrolsüz şekilde garaja girmek istemesi neticesinde sigortalısının direksiyon hâkimiyetini kaybederek duvara çarptığı ileri sürülmüş; davalı taraf ise, sigortalının hızını yol ve hava durumuna göre ayarlayamadığını, şeride tecavüzünün bulunmadığını savunmuştur. Davacı tarafça tanık olarak belirtilen kişiler aynı zamanda kazanın tarafları olan sigortalı ve araçta bulunan eşidir. Kazanın oluş şekline dair soruşturma aşamasında alınan ifadeleri mevcut olup, kaza tespit tutanağı ve krokinin sigortalı ile eşinin beyanına göre tutulduğu anlaşılmıştır. Eş söyleyişle tutanak mümzilerinin görgüye dayalı bir bilgisi bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen görgü tanıklarınca da olayın nasıl ve nerede meydana geldiği gösterilmiş, davacı tanıklarının beyanına göre hazırlanan kaza tespit tutanağı, kroki, tüm dosya kapsamıyla değerlendirilmek suretiyle yapılan teknik inceleme sonucu sigortalı aracın şeridine bir tecavüz olmadığı, kazanın meydana gelmesinde davalının aracı ile bir illiyet bağı kurulamadığı tespit edilmiştir. Mevcut bu somut deliller karşısında mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli olup, tanık olarak gösterilen sigortalı ile eşinin ve onların beyanına göre hazırlanan tutanağını düzenleyen mümzilerin tanık sıfatı ile dinlenmesinin yargılamaya bir katkı sağlamayacağı da açık olduğundan, mahkemece verilen direnme kararı yerindedir.

18. Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır. 

IV. SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, 

Gerekli temyiz ilâm harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.