SOMUT OLAYDA MÜTESELSİL TAKİP BORÇLULARI LEHİNE TBK 169 HÜKMÜ GEREĞİ TEK BİR KÖTÜNİYET TAZMİNATINA KARAR VERİLMESİ GEREKİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


25 Ock
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY    
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO            : 2020/5977
KARAR NO         : 2021/6330

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ            : GİRESUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ                      : 05/03/2020
NUMARASI              : 2016/272 - 2020/134
ASIL DAVADA 
DAVACI                    :
H.Y.
VEKİLİ                      : AV. Ö. Ü.
BİRLEŞEN DAVADA
DAVACI                     :
M.K.
VEKİLİ                       : AV. M. Y.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVALI                      : H.T.
VEKİLİ                       : AV. H.C.     
BİRLEŞEN DAVA      : GİRESUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN 2013/598 ESAS

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05.03.2020 tarih ve 2016-272/134 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Aybüke Topçubaşı Ekici tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Asıl dava davacısı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine Giresun 1.İcra Müdürlüğü'nün 2011/1.71 sayılı dosyasından 23.000.-TL bedelli bonoya dayalı olarak takibe girişildiğini, müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, davalının müvekkiline ait şirkette yaşanan bazı ekonomik sorunlar nedeniyle borçlu oldukları şirketlerle arabuluculuk yapmak üzere müvekkilinin şirketinde çalışmaya başladığını, bu doğrultuda borçlu olunan davadışı bir şahsa teminaten verilmiş senedi ödeyip geri almak üzere müvekkilince davalıya para verildiği, senedin bu verilen paranın ödendiği halde, davalı tarafından iade edilmeyip kötüniyetle bahse konu takibe konulduğunu, davalının bu senedi müvekkilinden aldığı para ile ödeyip geri müvekkiline iade edeceğine dair imzalı taahhütnamesi de olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Birleşen dava davacısı vekili, müvekkilinin takip konusu senette kefil konumunda olup, davalıya hiçbir borcunun olmadığını, senette asıl borçlu olan Harun Y.'un açtığı menfi tespit davası ile işbu davanın birleştirilmesini, davalının Harun Y.'a imzalayıp verdiği 25.12.2008 tarihli belgede davalının senet nedeniyle kendisinin alacaklı olmadığını açıkça ikrar etmiş olduğunu, takibin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve davalı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 Asıl/birleşen davalı vekili, müvekkilinin davacının şirketinde çalıştığını, sözkonusu senet bedelinin davacı tarafından ödendiği iddiasının gerçekdışı olup, ileride müvekkiline ödeneceği inancıyla müvekkili tarafından davadışı İbrahim T.'e ödendiğini, senet arkasında İbrahim T.'in buna dair yazı da yazdığını, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, davacının iddialarını yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; davacılar tarafından asıl ve birleşen dosya davalısı tarafından kendilerine verildiği belirtilen ve mahkememizce ATK incelemesi ile davalı tarafından imza altına alındığı sabit olan belgelerde takibe konu senet bedelinin davalı tarafından teslim alındığının açıkça beyan edildiği ve imza altına alındığı, bu kapsamda ispat yükü üzerine düşen davacılar tarafından senedin bedelsizliği iddiasının ispat edildiği ve senet bedelinin alındığı sabit iken takip başlatılmasında davalı kötü niyetli olduğundan, davaların ve kötüniyet tazminat taleplerinin ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.

Karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.

1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dava, İcra İflas Kanunu’nun 72’inci maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğindedir. Davacılar tarafından ayrı ayrı açılan ve birleştirilerek görülen işbu davada, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; ispat yükü üzerine düşen davacılar tarafından senedin bedelsizliği iddiasının ispat edildiği ve senet bedelinin tahsil edildiği sabit iken takip başlatılmasının kötüniyetli olduğu gerekçesi ile birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne ve her bir davacı bakımından da ayrı ayrı kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.

Ancak dosya kapsamı uyarınca, davalı alacaklı tarafından, davacıların başvuru borçlusu olduğu tek bir bonoya dayalı olarak her iki davacı hakkında tek bir icra takibine geçilmiş olduğu, bu durumda, isabetli olarak birleştirilip görülen işbu davada, 6102 sayılı Kanun’un 701/3 ve 724/1. maddeleri gözetildiğinde müteselsil takip borçluları olan davacılar lehine 6098 sayılı Kanun’un 169. maddesi çerçevesinde tek bir kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekirken, her bir davacı için ayrı ayrı tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp kararın bu yönden bozulması gerekmekte ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1. paragrafının a bendi ile 2. paragrafının b bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, hüküm fıkrasına 3. paragraf olarak “davacıların kötüniyet tazminatı istemlerinin kabulü ile takip konusu asıl alacak miktarının %20‘si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine” cümlesinin eklenmesine, müteakip fıkraların buna göre teselsül ettirilmesine, kararın düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Vekili                 Üye                 Üye                    Üye                      Üye
M.Umur TARHAN          A. ORHAN       A. TUNCAY       Dr. A. ASLAN       M. ÖZDEMİR