SOMUT OLAYDA UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜNDE ETKİLİ OLAN DELİLLER TOPLANDIĞINDAN HMK 353/1-a.6 HÜKMÜ UYGULANAMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


29 Ağu
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2019/2666
KARAR NO    : 2021/2209

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacının yaptığı istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından kabul edilerek, satış bedeli konusunda taraflar arasında ihtilaf olduğu, taşınmaza projesine aykırı olarak ilave edilip davacıya ait olan ve taraflar arasındaki protokole konu edilen bölümlerin tespiti ve resmi şekilde satışı yapılan davacıya ait 6 nolu bölüm için resmi senette belirtilen bedel dışında bakiye bedel toplamı satış bedelini talep hakkı bulunduğu, cezai şart yönünden ise davacının taşınmazı sözleşme hükmüne uygun teslim ettikten sonra tekrar el attığı dolayısıyla edimini yerine getirmediğinin kabulü ile, bu talebinin reddi gerektiği gözetilerek yapılacak araştırma sonucu bir karar verilmesi gerekirken yasal ve yeterli gerekçeye dayanmadan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmeyerek HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin kesin olarak karar verilmiş, karar ve ek karar, davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.06.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat gelmedi. Temyiz edilen davacı vekili Avukat O.D.Ç. geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi A.Elif Arslan Kurt tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Davacı, çekişmeli 6 numaralı bağımsız bölümün 800.000 USD karşılığında satışı konusunda davalı ile anlaştıklarını, taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırdıktan sonra taşınmazı devrettiğini, ne var ki davalının satış bedelini ödemediğini, davalıya ihtarname göndermesine rağmen davalının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil olmazsa faiziyle birlikte bedel isteğinde bulunmuştur.

Davalı, taşınmazı bedel karşılığında satın aldığını, taşınmaz üzerinde iş merkezi yapmayı düşündüklerini öğrenen davacının haksız kazanç peşinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacının yaptığı istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi tarafından kabul edilerek, satış bedeli konusunda taraflar arasında ihtilaf olduğu, taşınmaza projesine aykırı olarak ilave edilip davacıya ait olan ve taraflar arasındaki protokole konu edilen bölümlerin tespiti ve resmi şekilde satışı yapılan davacıya ait 6 nolu bölüm için resmi senette belirtilen bedel dışında bakiye bedel toplamı satış bedelini talep hakkı bulunduğu, cezai şart yönünden ise davacının taşınmazı sözleşme hükmüne uygun teslim ettikten sonra tekrar el attığı dolayısıyla edimini yerine getirmediğinin kabulü ile, bu talebinin reddi gerektiği gözetilerek yapılacak araştırma sonucu bir karar verilmesi gerekirken yasal ve yeterli gerekçeye dayanmadan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmeyerek HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin kesin olarak karar verilmiş, davalının temyiz isteği de ek karar ile reddedilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davalı tarafın yaptığı temyiz başvurusunun reddine ilişkin 19.04.2019 tarihli ek kararın yerinde olup olmadığı, bir başka ifade ile bölge adliye mahkemesi kararının kesin nitelik taşıyıp taşımadığıdır.

6100 sayılı HMK’nin 353/1.a maddesinde; “(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir.” ve 28.07.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Yasanın 35. maddesi ile değiştirilen 353/1.a.6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

Eldeki davada, bölge adliye mahkemesince, taşınmaza projesine aykırı olarak ilave edilip davacıya ait olan ve taraflar arasındaki protokole konu edilen bölümlerin tespiti ve resmi şekilde satışı yapılan davacıya ait 6 nolu bölüm için resmi senette belirtilen bedel dışında bakiye bedel toplamı satış bedelini talep hakkı bulunduğu, cezai şart yönünden ise davacının taşınmazı sözleşme hükmüne uygun teslim ettikten sonra tekrar elattığı dolayısıyla edimini yerine getirmediğinin kabulü ile, bu talebinin reddi gerektiği gözetilerek yapılacak araştırma sonucu bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup, gönderme kararının yasal dayanağı HMK’nin 353/1.a.6. maddesi olarak gösterilmiştir.

HMK’nin 353/1.a.6. maddesi ile, ilk derece mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.

Oysa, ilk derece mahkemesince, İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/59 Esas ve 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/257 Esas sayılı dosyaları celp edilmiş, mahallinde keşif yapılarak taşınmazın değerine ilişkin bilirkişi raporu alınmış ve tanıklar dinlenilerek tarafların dayandıkları deliller toplanılmıştır.

Bilindiği üzere, HMK’nin 369/1. maddesinde; “(1) Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi tarafından tutunulan HMK 353/1.a maddesi gereğince verilen kararın kesin olabilmesi için, altı bent halinde sayılan durumlardan birinin eldeki davada bulunması gerektiği kuşkusuzdur. Yukarıda açıklandığı üzere, eldeki davada HMK’nin 353/1.a.6 maddesinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.

O halde, uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplandığı gözetilerek bölge adliye mahkemesince belirlenen ihtilafın çözümüne ilişkin olarak delillerin değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile HMK’nn 353/1.a.6 maddesine aykırılık gerekçe gösterilerek hükmün ortadan kaldırılmasına HMK’nin 353/1.a maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile; Bölge Adliye Mahkemesinin 19.04.2019 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 09.07.2020 tarih ve 2018/2131 esas 2019/341 sayılı kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan V.      Üye              Üye                Üye            Üye
M. ÖZCAN     R. ÜLGER    T. T. GENÇ    İ. AYSAL    F. DEMİR

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2020/1485
KARAR NO    : 2021/2842

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinaf başvurusu üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.6 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına, gerekli inceleme yapıldıktan sonra karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine HMK’nin 353/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından 03.04.2020 tarihli ek karar ile, verilen kararın kesin olduğundan bahisle 6100 sayılı HMK’nin 366/1. maddesi yollamasıyla 346/1. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Firuzan Akyol'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

Davacılar, dedeleri olan mirasbırakan Abdullah Ç.'ın maliki olduğu 10, 927, 932, 965, 972, 974, 982, 988, 1044, 1051, 1053, 1056, 1073, 1824, 743 ve 1551 parsel sayılı taşınmazları, 2. eşi Firdes'in erkek çocukları Mehmet, Mustafa ve Cevdet Ç.'a satış sureti ile temlik ettiğini fakat bu işlemlerin gerçek satış olmayıp mirasçılardan ve özellikle de kız çocuklardan mal kaçırmaya yönelik olduğunu ileri sürerek, payları oranında adlarına tescilini, olmazsa tenkis istemişlerdir.

Davalılardan Sami, Fatma, Mihdat, Ayşe, Ahmet, Sema, Hüsna, Rıdvan, Adnan, Naiz, Firdes, Selma ve Ömer, satışların gerçek olduğunu, muris adına kayıtlı başka taşınmazların da bulunduğunu, temliklerin 1956 yılında yılında yapıldığını, 45 yıl sonra bu davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve tenkis için hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece muvazaanın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalının istinaf başvurusu üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 353/1.a.6 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına, gerekli inceleme yapıldıktan sonra karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine HMK’nin 353/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından 03.04.2020 tarihli ek karar ile, verilen kararın kesin olduğundan bahisle 6100 sayılı HMK’nin 366/1. maddesi yollamasıyla 346/1. maddesi uyarınca temyiz dilekçesi reddedilmiştir

Hemen belirtilmelidir ki, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davalı tarafın yaptığı temyiz başvurusunun reddine ilişkin 22.09.2020 tarihli ek kararın yerinde olup olmadığı, bir başka ifade ile bölge adliye mahkemesi kararının kesin nitelik taşıyıp taşımadığıdır.

6100 sayılı HMK’nin 353/1.a maddesinde; "(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:" ve 28.07.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Yasanın 35. maddesi ile değiştirilen 353/1.a.6 maddesinde; "Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması." düzenlemelerine yer verilmiştir.

HMK’nin 353/1.a.6. maddesi ile, ilk derece mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.

 Oysa, eldeki davada tapu kayıtları, akit tabloları, veraset ilamı, nüfus kayıtları gibi delillerin toplandığı, keşif yapılıp değere ilişkin rapor alındığı, davacı tanıklarının dinlendiği görülmüştür.

Bilindiği üzere, HMK’nin 369/1. maddesinde; "(1) Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir." hükmüne yer verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesi tarafından tutunulan HMK 353/1.a maddesi gereğince verilen kararın kesin olabilmesi için, altı bent halinde sayılan durumlardan birinin eldeki davada bulunması gerektiği kuşkusuzdur. Yukarıda açıklandığı üzere, eldeki davada HMK’nin 353/1.a.6 maddesinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.

O halde, uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplandığı ve değerlendirildiği gözetilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile HMK’nin 353/1.a.6 maddesine aykırılık gerekçe gösterilerek hükmün ortadan kaldırılmasına HMK’nin 353/1.a maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile; Bölge Adliye Mahkemesinin 03.04.2020 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin 10.03.2020 tarih ve 2019/25 esas 2020/296 sayılı kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan        Üye                          Üye                Üye            Üye
 H. KAYA      Ö. KAKİLLİOĞLU    T. T. GENÇ    İ. AYSAL    F. DEMİR