TACİRLER ARASINDAKİ YETKİ SÖZLEŞMESİ KAMBİYO SENETLERİNİN ÖZELLİĞİ GEREĞİ AVALİSTLERİ DE BAĞLAR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


04 Haz
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2019/1049
KARAR NO    : 2020/892

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ                     : 27/11/2018
NUMARASI             : 2018/1782 - 2018/2732
DAVACI                   : BORÇLU  : Ö.A.
DAVALI                   : ALACAKLI : T.F.K. Bankası A.Ş.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi Şeyma Başkan Kocaman tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsuz haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu avalistlerden Ömer A. icra mahkemesine başvurarak diğer itirazlarının yanında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği, Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesince ile HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.

TTK'nun 702/1. maddesi gereğince, aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur.

Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" hükmüne yer verilmiştir.

Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de, yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Madde metninde tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.

Aksi kararlaştırılmadıkça, dava yalnız yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemede açılır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini isterlerse, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir.

Somut olayda, takip dayanağı bonoda, ihtilâf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, lehtar T.F.K. Bankası A.Ş.'nin ve keşideci A. Eğitim Yayın Taşımacılık Bilgisayar Tic. A.Ş.’nin tacir sıfatını haiz oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda, HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlendiği belirlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, Dairemizin değişen içtihatlarına göre, kambiyo senetlerinin özelliği gözetildiğinde anılan yetki sözleşmesi avalistleri de bağlar.

O halde, yerel mahkemece borçlu avalistin yetki itirazının reddi ile dilekçelerinde ileri sürdükleri sair itiraz ve şikayetlerin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 27/11/2018 tarih ve 2018/1782 E. 2018/2732 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 02/04/2018 tarih ve 2018/230 E. - 379 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan         Üye              Üye                Üye              Üye
A. TUNCAL   B. AZMAN   S. ÖZTEMİZ  M. T. UYAR  A. AYAN