TANZİM YERİ BULUNMAYAN SENET BONO NİTELİĞİNDE OLMADIĞINDAN ZAMANAŞIMI SÜRESİ ON YILDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


22 Ağu
2016

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2014/12-1075
KARAR NO    : 2016/557  

 Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                    : 04/03/2014
NUMARASI             : 2014/79 - 2014/104
DAVACILAR            : 1- N.K. 2- M.O.K. vekili Av. S.G.
DAVALI                   : T. H. Bankası AŞ vekili Av. O.Ç.

Taraflar arasındaki “şikayet” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesince talebin kabulüne dair verilen 21.02.2013 gün 2013/118 E. - 2013/114 K. sayılı kararın incelenmesi davalı-alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 27.05.2013 gün ve 2013/11232 E. - 2013/19468 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş ise de davalı-alacaklı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 12.12.2013 gün 2013/31502 E. - 2013/39756 K. sayılı ilamı ile; 

"... Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, takibin işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımının oluştuğunu iddia ederek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin kabul edilerek İİK'nun 71/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

6102 Sayılı TTK'nun 776/f. maddesinde (6762 Sayılı TTK'nun 688. maddesi), bononun düzenleme yeri unsurunu ihtiva etmesi gerektiği belirtilmiştir. Anılan Kanun'un 777/1. maddesinde, 776. maddede gösterilen unsurları ihtiva etmeyen bononun kambiyo vasfında olmayacağı, aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise, açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yerin, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılacağı  öngörülmüştür.

Somut olayda, takibin dayanağı olan 15.01.1996 tanzim tarihli senette düzenleme yerinin (tanzim yeri) yazılı olmadığı, dolayısıyla senedin bono vasfının bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, kambiyo senedi vasfı taşımayan dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi senet hükmünde olduğundan bu belge, 6098 Sayılı TBK'nun 146. maddesinde (818 Sayılı BK'nun 125. maddesi) düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbidir.

O halde mahkemece, on yıllık zamanaşımının dolup dolmadığı incelenerek sonucuna göre  karar verilmesi gerekirken üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle istemin kabulü isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir..."

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı-alacaklı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, İİK'nun 71/son ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımının gerçekleşmesi nedeni ile bonoya dayalı takibin icrasının geri bırakılması istemine ilişkindir.

Şikayetçiler vekili, alacaklı T. H. Bankası A.Ş. tarafından 17.06.1994 vadeli ve 660.000 USD bedelli bonoya istinaden diğer borçlularla birlikte müvekkilleri aleyhine İzmir 10. İcra Müdürlüğünün 1996/.9 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, anılan dosyada davalı tarafça en son icra işleminin 11.06.1997 tarihinde yapıldığını, alacaklı bankanın icra dosyasında çok uzun süre işlem yapmamasına rağmen 27.04.2007 tarihinde Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin bir kararını ibraz ederek yenileme talep ettiğini, icra müdürlüğünün takibin yenilenmesine karar verdiğini, söz konusu takibin dayanağının 17.06.1994 vadeli bono olduğunu, son işlem tarihi 1997 yılı dikkate alındığında en geç 2000 yılının sonunda senedin zamanaşımına uğradığını, senedin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle takibin mesnetsiz kaldığını, icra müdürlüğünün işlemlerinin geçersiz hale geldiğini belirterek icranın geri bırakılmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı-alacaklı vekili, müvekkili bankanın yeniden yapılandırma süreci içerisinde bulunduğundan 5411 sayılı yasanın 141. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel mahkemece; davacılar ve diğer borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı, 11/06/1997 ile 27/04/2007 tarihleri arasında dosyada herhangi bir işlem yapılmadığı, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, alacaklı T. H. Bankası henüz fona devredilmediğinden ve takibe konu alacak tasarruf mevduatı sigorta fonuna ait bir fon alacağı olmadığından 20 yıllık zamanaşımı süresinin olayda uygulanması mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Özel Dairece ilk olarak kararın onanmasına karar verilmiş ise de; davalı-alacaklı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine karar yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Direnme hükmü, davalı-alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasına girilmeden önce, dosya içerisinde onaylı bir örneği bulunan icra dosyasında, alacaklı vekili tarafından icra takibi yenilenmeden önceki son işleme ilişkin evrakın bulunmadığı, icra takibi yenilenmeden önceki son işleme ilişkin evrakın temin edilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak incelenmiş, yapılan değerlendirmede; taraflar, yerel mahkeme ve Özel Daire arasında icra takibi yenilenmeden önceki son işlem tarihine ilişkin bir uyuşmazlık olmadığı ve dosyanın mahalline geri çevrilmesine gerek bulunmadığı hususu oyçokluğu ile kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikayete konu bonoya dayalı takipte, uygulanacak zamanaşımı süresinin; takip dosyasındaki son işlem tarihinden itibaren 3 yıl mı, yoksa 6098 sayılı TBK’nın 146. maddesi (818 sayılı BK’nın 125. maddesi) hükümleri nazara alınarak 10 yıl mı olduğu noktasında toplanmaktadır.

İşin esasının incelenmesinde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.10.1996 gün, 1996/12-590 Esas, 1996/650 Karar sayılı kararında da aynı ilkenin benimsenmiş bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.  

S O N U Ç : Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 27.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.