TARAFLARIN BEYANLARI ALINMADAN DOSYA ÜZERİNDEN DİRENME KARARI VERİLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


13 May
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/13-646
KARAR NO   : 2020/773

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ                         : 09/09/2015
NUMARASI                 : 2015/455 - 2015/373
DAVACI                       : H.Ö.vekili Av. B.A.
DAVALI                        : T.İ. Bankası A.Ş. vekili Av. A.B.

1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (tüketici mahkemesi sıfatıyla) verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili; davalı bankanın Nazilli şubesinden konut kredisi kullanırken ve bu krediyi yapılandırdığı sırada müvekkilinden komisyon vb. isimler altında haksız kesintiler yapıldığını ileri sürerek 18.11.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle birlikte toplam 2.835,00 TL’nin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili yapılan kesintilerin kanun ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararı:

6. Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin tüketici mahkemesi sıfatıyla verdiği 23.12.2014 tarihli ve 2014/428 E., 2014/710 K. sayılı kararı ile; davanın kabulüne, 2.010,00 TL’nin dava, 835,00 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 

8. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince 16.03.2015 tarihli ve 2015/8607 E., 2015/8452 K. sayılı kararı ile; “… 1- 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 68/1. maddesine göre; değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Buna göre, Büyükşehir statüsünde bulunan illerde il tüketici hakem heyetleri 2.000.00.TL’nin altındaki ve 3.000.00.TL’nin üstündeki uyuşmazlıklara bakmayacaktır. Buralarda ikamet eden tüketicilerin, 2.000.00.TL’nin altındaki uyuşmazlıklarda ilçe THH’lere, 3.000.00.TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklarda ise tüketici mahkemelerine gitmesi gerekecektir.

Somut olayda davacı kredinin kullanılması sırasında kendisinden tahsil edilen toplam 2.845,00.TL masrafa ilişkin talepte bulunmuş, mahkemece, 2.845,00.TL'nin iadesine karar verilmiştir. Dava tarihi itibariyle 2.845,00.TL kredi masrafına bakma görevinin Büyükşehir tüketici hakem heyetine ait olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, dava değerinin 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının Yasa gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın, dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9 .Mahkemece 09.09.2015 tarihli ve 2015/455 E., 2015/373 K. sayılı karar ile; ilk karar gerekçelerinin yanında davacının Nazilli ilçesinde ikamet ediyor olması nedeniyle bu yer mahkemelerinin görevli olduğunun kabul edilmesi gerektiği de açıklanmak suretiyle dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacı tüketicinin isteminin miktarı nazara alındığında il tüketici hakem heyetlerinin mi yoksa tüketicinin ikamet ettiği ilçedeki tüketici mahkemesinin mi görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, basit yargılama usulüne tabi davada Yerel Mahkemece duruşma açmaksızın dosya üzerinden verdiği kabule yönelik ilk kararının görev yönünden bozulması üzerine bozma kararı taraflara tebliğ edilmeksizin ve duruşma günü verilerek bozmaya karşı diyecekleri taraflardan sorulmaksızın dosya üzerinden direnme adı altında karar vermesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı hususu ön sorun olarak ele alınıp incelenmiştir.

13. 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 429/2. maddesinde “…Mahkeme, temyiz edenden 434. madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” hükmü öngörülmüştür.

14. Bu açık hüküm karşısında yerel mahkemenin bozma kararını taraflara tebliğ edip duruşma açarak beyanlarını almaksızın kendiliğinden ve dosya üzerinden direnme kararı vermesi açıkça usul ve yasaya aykırıdır. Bu durumda yasal düzenlemelere uygun şekilde oluşturulmuş bir direnme kararı da bulunmamaktadır.

15. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan nedenlerle ve salt bu usulî eksikliklere dayalı olarak direnme kararının bozulmasına, bozma nedenine göre davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. 

IV. SONUÇ: 

Açıklanan nedenlerle;

Direnme kararının usul yönünden BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1. maddesine göre, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.10.2020 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.