TEMİNAT MEKTUBUNUN İADESİNE YÖNELİK DAVADA LEHDAR VE TEMİNAT MEKTUBUNU ELİNDE BULUNDURAN MUHATAP HASIM OLARAK GÖSTERİLMELİDİR

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


05 Ock
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY    
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO            : 2020/4470
KARAR NO         : 2021/5995

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ            : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ                      : 28/11/2019
NUMARASI              : 2019/1150 - 2019/2213
DAVACI                    : L. YAPI İNŞAAT A.Ş.
VEKİLİ                     : AV. C.Y.
DAVALI                    : S. DENİZCİLİK DENİZ VE KARA TAŞIMACILIĞI PETROL VE PETROL
                                   ÜRÜNLERİ MADENCİLİK TURİZM İNŞAAT SANAYİ TİCARET ANONİM
                                   ŞİRKETİ 
VEKİLİ                     : AV. S.K.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.02.2019 tarih ve 2018/615 E. - 2019/70 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 28.11.2019 tarih ve 2019/1150 E. - 2019/2213 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Aybüke Topçubaşı Ekici tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin pilot ortağı bulunduğu L. 8. Yapı İnş. A.Ş. - D. Havacılık San. ve Tic. A.Ş. - G. Havacılık San. ve Tic. Ltd. iş ortaklığının Orman Bakanlığı'nın düzenlediği helikopter kiralama işini kazandığını, gerekli olan yakıtın davalı şirketten tedariki konusunda davalı ile anlaşma imzalandığını, akaryakıtın yurt içinde kullanılmaması amacıyla ÖTV zararının meydana çıkmaması için yasada öngörüldüğü şekilde müvekkil L. 8. YAPI İNŞ A.Ş.'nin şahsi hesabından Tepecik Vergi Dairesi'ne her biri 500.000,00 TL bedelli toplam 1.000.000,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini sözleşmenin 04/05/2017 tarihinde başlayıp 30/10/2017 tarihinde sonra erdiğini, bu süre içinde vergi dairesi nezdinde risk çözümünün sağlandığını ve buna göre teminat mektuplarının geri verilmesi şartlarının oluştuğu halde davalı tarafın onay vermediğini ileri sürerek, teminat mektuplarının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; jet yakıtı tedariki sözleşmesinin 3 şirketten oluşan adi ortaklıkla yapıldığını, davanın sadece L. 8. Yapı San. A.Ş. tarafından açıldığından, davacının tek başına aktif dava ehliyeti olmadığını ve usulden reddi gerektiğini, esas yönünden ise, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkilinin borçlu olduğu yönündeki iddia ve mali müşavir raporuna itiraz ettiklerini, adi ortaklığın sözleşme kapsamında aldığı jet yakıtından atık ortaya çıktığının bildirildiğini, ancak atık yakıt açısından mevzuattan ve sözleşmeden doğan davacı yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, atık ortaya çıktığının kendilerine bildirilmesi üzerine durumun EPDK Petrol Dairesine bildirildiğini ve dağıtıcı lisansına sahip müvekkilinin satışını yaptığı yakıtlardan atık kalması sebebi ile ileride herhangi bir idari ve cezai yaptırıma maruz kalmaması açısından ne gibi bir yükümlülüğü olduğunun EPDK'ya sorulduğunu, EPDK'ya sunulmak üzere resmi yazı ile istenilen belgelerin müvekkiline iletilmediğini, bu sebeple müvekkilinin EPDK'ya gerekli bilgileri veremediğini, bu durum karşısında EPDK ve Vergi Dairesi nezdinde müvekkiline karşı doğabilecek yaptırımlarla karşı karşıya kalınması durumu söz konusu olduğundan, teminatın iadesine yönelik herhangi bir işlem yapılamadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu teminat mektuplarının bizzat davacı şirket tarafından verildiği, bu nedenle sözleşmeye konu işin de sona erdiği dikkate alınarak davacının tek başına aktif husumet ehliyetine sahip bulunduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin sona erdiği vergi dairesi cevabına göre gerekli tehir işlemlerinin yapılarak teminatın çözüldüğü, teminat mektuplarının teminat olma vasfının sona erdiği gerekçesi ile, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; dava konusu edilen bu teminat mektuplarının bizzat davacı şirket tarafından davalı lehine teminat olarak verildiği sabit olmakla ve sözleşmenin de 30/06/2017 tarihinde sona erdiği ihtilafsız olmasına göre davanın tek başına davacı tarafça açılabileceği, davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu ve davalı tarafın bu yöndeki usulü itirazları ile istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ayrıca teminat mektuplarının davalı ile muhattabı bulunduğu vergi dairesi arasında bu vergi dairesinin talep edebileceği özel tüketim vergisine ilişkin hususların garantörlüğü için verildiği, ilgili vergi dairesince davacının içinde bulunduğu adi ortaklık ile davalı arasındaki 04/05/2017-30/10/2017 dönemine ilişkin olarak vergi dairesinde kayıtlı bulunan davalı şirket tarafından davacılara teslimi yapılan hava yakıtı miktarlarına ilişkin gerekli teyit işlemlerinin yapılıp, isabet eden tutarların yeni mal alımlarına mahsuben çözüldüğü, hem o dönem için hem de yazı tarihi itibariyle hava yakıtlarına ilişkin ÖTV borcunun olmadığının bildirildiği, oluşabilecek bir ÖTV borcu için verilen bu teminat senetlerinin temin edildiği, riskin ortadan kalktığı ve konusuz kaldığı, ayrıca belirli sürede sözleşmenin de sona erip başkaca bir alım da yapılmadığına göre sadece ÖTV hususunu teminen verilen mektupların teminat olmasının gerektirecek başkaca bir konu kalmadığı davalı tarafın istinaf başvurusunda ileri sürdüğü gibi özel tüketim vergisi dışında başka bir konuyu da teminat altına almadığı gerekçesi ile, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Karara karşı, davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.

Dava, tacirler arasında düzenlenen Jet Yakıtı Helikopter Yakıtı Tedarik ve Teslim Hizmetleri Anlaşması gereğince verilen teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Teminat mektubu, mevzuatımızda açıkça düzenlenmemiştir. Pozitif bir temele dayanmayan teminat mektubu kurumu, ticari hayatın bir gereği olarak ve sözleşme serbestisi kapsamında vücut bulmuştur. Muhatap, lehtar ve garanti eden olmak üzere bünyesinde üçlü bir ilişki içeren teminat mektubu, (doktrinde tartışmalar mevcut olmakla birlikte) esas olarak üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olması nedeniyle bir tür garanti sözleşmesidir. 11.06.1969 tarihli ve 1969/4 E., 1969/6 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da teminat mektubunun mahiyeti itibariyle Türk Borçlar Kanunu’nun 110’uncu maddesinde sözü edilen üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğu kabul edilmiştir. Dairemizin yerleşik uygulamasında da teminat mektubunun Türk Borçlar Kanunu’nun 110’uncu maddesi çerçevesinde bir garanti sözleşmesi olduğu yönü benimsenmiştir. Banka teminat mektubu ile garanti eden banka, kayıtsız ve şartsız bir ödeme yükümlülüğü altına girmemekte, aksine üçüncü kişi durumunda bulunan lehtarın edimini ifa etmemesi ya da sair rizikoların ortaya çıkması halinde muhatabın uğrayacağı zararları teminat altına almayı amaçlamaktadır.

Somut olayımızda, taraflar arasında düzenlenen Jet Yakıtı Helikopter Yakıtı Tedarik ve Teslim Hizmetleri Anlaşması’nın “Fiyatlar ve Düzeltme Mekanizmaları” başlıklı 3’üncü maddesinin 2’inci bendinde; Özel Tüketim Vergisi (1)sayılı liste uygulama genel tebliği kapsamında 1.000.000,00 TL bedel mukabilinde mevzuata uygun düzenlenmiş kesin ve süresiz teminat mektubu ve/veya Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (“TÜPRAŞ”)’den satıcının(davalı) satın alacağı ürün miktarı için gerekli nakit teminatının, alıcı(davacı) tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır. Bu madde kapsamında, dava konusu teminat mektupları davacı adına gayrinakdi kredi hesabından düzenlenmiş ve davalı ile bağlı bulunduğu dava dışı vergi dairesine yakıt satışı nedeniyle oluşabilecek özel tüketim vergisine ilişkin hususların garantörlüğü için verilmiştir. Başka bir ifadeyle, banka teminat mektupları ile asıl sözleşme kapsamında satılan akaryakıt nedeniyle özel tüketim vergisi doğması durumunda vergi dairesi(muhatap) nezdinde oluşacak zararlar teminat altına alınmıştır.

Taraflar arasındaki akaryakıt alım-satım ilişkisinden kaynaklanan herhangi bir Özel Tüketim Vergisi borcunun bulunmadığı dava dışı muhatap vergi dairesince dosyaya bildirilmiştir. Ancak, bu üçlü ilişkide muhatap konumunda bulunan ve dava konusu teminat mektuplarını elinde bulunduran vergi dairesi işbu davada hasım olarak gösterilmemiştir. Halbuki banka teminat mektuplarının iadesine yönelik davalarda yalnızca lehdarın hasım gösterilmesi yeterli olmayıp, teminat mektubunu elinde bulunduran muhatabın da hasım olarak gösterilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, dava konusu teminat mektuplarına ilişkin ticari ilişkide muhatap konumunda bulunan vergi dairesini hasım göstererek dava açması ve bu dosya ile birleştirilmesi hususunda davacı tarafa süre verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne ve Bölge Adliye Mahkemesince de davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Vekili       Üye                      Üye                     Üye                    Üye
R. Cemal              E. S. BAYDAR     Dr. A. ASLAN      D. İ. TOROS      M. CEBECİ
HANEDAN