TEMYİZE KONU HÜKÜM SADECE YARGILAMA GİDERLERİNE YÖNELİK OLDUĞUNDAN TEMYİZ TALEBİ MAKTU HARCA TABİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


30 Haz
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2019/4832
KARAR NO    : 2020/6125

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ          : Uzunköprü 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                    : 17/02/2016
NUMARASI            : 2015/299 - 2016/30
DAVACI                  : Ş.E.
DAVALI                  : M.D.

Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 23.09.2019 gün ve 2016/7813 Esas- 2019/5656 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi gereğince önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 

Davacı vekili, müvekkiline ait 1825 parsel sayılı taşınmazın sınırdaşı olan 1823 ve 1824 parsel sayılı taşınmazların davalıya satılması nedeni ile 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkına dayanarak dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.

Davalı vekili, davayı kabul etmiş ve müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyan ederek yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili yargılama giderleri yönünden temyiz etmiştir.

Dairemizin 23.09.2019 tarih, 2016/7813 E-2019/5656 K sayılı ilamı ile, hükmün onanmasına 3.564,90 TL nispi onama harcından 29.20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.535,70 TL onama harcının temyiz edene yükletilmesine karar verilmiştir.

Davacı vekili, davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiğini bu nedenle yargılama giderlerinin davalıdan alınması gerektiğini belirterek temyiz itirazlarını tekrar etmiş; ayrıca kararı sadece yargılama giderlerinden temyiz ettiklerini belirterek onama harcının maktu alınması gerekirken nispi alınması nedeniyle karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki karar düzeltme istekleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2) A-2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 1 sayılı Tarifesinde; karar ve ilam harcının, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68,31 oranında olduğu, bu oranın Yargıtayın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları için de aynen uygulanacağına,

Yargıtayın 29/5/1957 tarihli ve 4/16 sayılı İBK kararında; 

“Muhakeme masrafları ve bu meyanda hasma tahmili gereken vekâlet ücreti, müstakil bir varlığı olmayacak derecede ait olduğu dâvanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı bir surette bağlı olan fer'i haklardandır. Fer'i hakların akıbeti asıl hakkın akıbetine tâbidir. Tabi olan şeye ayrıca hüküm verilemez.” gerekçesine,

Yargıtayın 10/5/1965 tarihli ve Esas No: 965/1, Karar No: 965/11 sayılı İBK Kararının;

a) Gerekçe bölümünde, “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan dâvalar sebebiyle dâvanın kabulüne ilişkin hükümlerin onanmasında mahkemece bu hüküm dolayısıyla verilen harç kadar harç alınacağa konusunda bir uyuşmazlık yoktur ve bu yön, kesin olarak (1 sayılı tarifenin sözü geçen yerinde) belli edilmiştir.”; 

b) “Sonuç” bölümünün 5. bendinde, “Temyiz yoluna başvurmada, maktu harca bağlı kararlarda 15 lira maktu ilâm harcın tümünün peşin, nispî harca bağlı kararlarda ise, mahkemece alınmasına karar verilen nispî ilâm harcının dörtte birinin peşin alınacağına”, yer verilmiştir.

B- 10/5/1965 tarihli içtihadı birleştirme kararında, temyiz harcının miktarıyla ilgili değerlendirme yapılırken “dâvanın kabulüne ilişkin hükümlerin onanması” halinde yerel mahkemece bu hüküm dolayısıyla ne miktarda harca hükmedilmiş ise temyiz harcının da o miktarda olacağının açık olduğu belirtilmiştir. Bu değerlendirme, hükmün tamamının temyiz edilmesi durumunda doğru ve geçerli ise de, hükmün bir bölümünün, başka bir ifadeyle hükmün kısmen temyizi durumunda temyiz harcının ne miktarda olacağı sorusuna tam ve net bir cevap içermemektedir.

Davacı taraf, hükmü sadece yargılama giderleri yönünden temyiz ettiğine göre, temyiz harcının maktu mu, yoksa nispi mi alınacağı, nispi alınacaksa miktarının ne olacağı hususu, çözülmesi gereken öncelikli meseledir.

29/5/1957 tarihli ve 4/16 sayılı İBK kararı nazara alındığında, temyiz konusunun, dava konusu hakla ilgili asıl hüküm olmadığı, dâvanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı bir surette bağlı olan fer'i hak kabul edilen yargılama gideri olduğu ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün de bu dava içinde sonuçlandırılması gerektiği açıktır.

Temyize konu hüküm, uyuşmazlığın esasıyla ilgili olmayan, “dâvanın tamamen veya kısmen kabulü” kapsamına girmeyen, yargılama giderlerine yönelik fer’i mahiyetteki bir hüküm olduğuna göre, temyiz harcının miktarıyla ilgili mesele, davanın esasıyla ilgili kısmen de olsa kabul hükmü içeren kararları muhatap alan kanun hükümlerine veya Yargıtay içtihatlarına göre belirlenemez.

Aksi halde, davacı taraf yerel mahkemenin kararında gösterdiği temyiz harcı üzerinden ödemelerini yapar ve temyiz talebi reddedilerek hüküm onanırsa, temyize konu ettiği yargılama gideri miktarı kadar veya duruma göre, temyiz ettiği miktarın da üzerinde bir temyiz harcı ödemekle karşı karşıya kalacaktır. Böyle bir değerlendirme ve uygulamanın hak arama hürriyetini engelleyici nitelik taşıyacağı açıktır. Hükmün esasına ilişkin olmayan, sadece yargılama giderine ilişkin temyiz talebinin maktu harca tâbi olacağı hukuka ve hakkaniyete uygun olacaktır.

Somut olayda; davacı vekili temyize konu hükmü, davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek temyiz etmiş ve davacı vekilinden maktu temyiz harcı alınmıştır. Temyize konu hüküm, sadece yargılama giderlerine yönelik fer’i mahiyette bir hüküm olduğundan yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz talebi maktu harca tabidir.

O halde, Dairemizce davacı taraftan maktu temyiz onama harcı alınmasına karar verilmesi gerekirken nispi temyiz onama harcı alınmasına karar verilmiş olması doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilerek onama kararının düzeltilerek hükmün onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin diğer karar düzeltme isteminin reddine; 2 numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne ve Dairemizin 23.09.2019 gün ve 2016/7813 Esas, 2019/5656 Karar sayılı ilamının sonuç kısmında yer alan "3.564,90” ibaresi çıkarılarak yerine “44,40”, "3.535,70" ibaresi çıkarılarak yerine “15.20” yazılmak suretiyle onama hükmünün DÜZELTİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 13.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi

Başkan      Üye                     Üye                Üye               Üye
H. ONAT    A.T.ERGİNBAY   S. ARSLAN    C. BALIKÇI   M. AKGÜN