TENKİS DAVASINDA SEÇİM HAKKININ KULLANILDIĞI TARİH İTİBARİYLE DEVREDİLEN MALIN DEĞERİ SAPTANMALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


30 Mar
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

ESAS NO       : 2019/2081
KARAR NO    : 2019/9703

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Davacı Necmiye K. ile davalılar Aysun Ö., Erdal Ö., Erol Ö. ve Erdoğan Ö. aralarındaki vasiyetnamenin iptali-tenkisi davasına dair Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08/10/2018 tarihli ve 2018/456 E. - 2018/525 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 21/01/2019 tarihli ve 2018/7522 E. - 2019/367 K. sayılı ilama karşı davacı Necmiye K. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı; Sinop ili, Merkez Ada Mahallesi, 3.6 ada 25 pafta 1.6 parsel sayılı taşınmazdaki bodrum katındaki 1 nolu mesken'in muris/annesi Hediye Ö. adına kayıtlı olduğunu, murisin bu taşınmazı Sinop Noterliğinin 05.03.2003 tarih ve 0.6.0 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile davalılara bıraktığını; ancak, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 90 yaşında olduğunu, tam teşekküllü devlet hastanesinden sağlık raporu alınmadığından vasiyetnamenin kanunen gerekli koşullara haiz olmadığını; davacı mirasçıları mirastan mahrum etmek amacı ile yapıldığını; vasiyetnamenin yasal geçerlilik koşullarını taşınmadığını ileri sürerek; Sinop Noterliğinin 05.03.2003 tarihli ve 0.6.0 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnamesinin iptaline karar verilmesini; bu talep kabul edilmediği takdirde, mahfuz hissesine tekabül eden kısım yönünden tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

Mahkemece; davacı tanığı olarak dinlenen ve vasiyetnamenin düzenlendiği sırada tanık olan Ramazan C.'in imza attığı işlemin maaş ödemesi olduğunu zannetmesine dair beyanı ve davacı diğer tanığı Hayriye K.'nin muris Hediye Ö.'ün davalılar tarafından maaş çekilmesine yetki verilmesine yönelik yönlendirilmede bulunduğu yönündeki beyanları değerlendirilerek; her ne kadar, Adli Tıp Kurumu raporunda belirtilen görüş üzere muris Hediye Ö.'ün vasiyetnamede bulunan imzayı bilinci ile attığının kabulü gerekse de; tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere, murisin maaş çekme mi yoksa ölüme bağlı tasarrufta bulunmaya yönelik mi imza attığına dair olguları birbirinden ayırt edecek muhakeme ve yargılama yeteneğine sahip bulunmadığı, miras bırakan Hediye Ö.'ün iğfal edilerek başka bir deyişle aldatılarak düzenlemede bulunduğu kanaati hasıl olarak; davacının, 05.03.2003 tarihli ve 0.6.0 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin iptali talebinin kabulüne, davacının diğer talebi olan tenkis talebine yönelik ise; vasiyetnameye konu yapılan Sinop ili, Merkez ilçe Ada Mahallesi 3.6 ada 1.6 parsel üzerindeki 1 nolu bağımsız bölümün halihazırdaki tapu kayıtlarında halen Muris Hediye Ö. adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile davacının tenkis talebine yönelik karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

Temyiz incelenmesi yapan Dairemizin 2016/18862 Esas, 2018/5673 Karar sayılı ilamı ile "... O halde mahkemece; vasiyetnamenin kanunun aradığı şekil şartlarına uygun olarak yapıldığı, Adli Tıp Kurumundan alınan rapor sonucu murisin vasiyet tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu ve tasarrufun yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucu yapıldığının davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesi ile; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi doğru görülmediği "belirtilerek bozulmuştur.

Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine dair verilen hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 21/01/2019 tarihli, 2018/7522 Esas, 2019/367 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Davacı Necmiye K. vekili tarafından, süresi içinde kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Dava, vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemine ilişkindir.

Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G.Antalya, Miras Hukuku, İstanbul, 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, İstanbul, 2004, s.23).

Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570).

Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re'sen tespit edilir (Yargıtay 2.HD. 23.06.2005, 8487-9834)

Mirasbırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği "net tereke" üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılan mal varlığı değerleri oluşturmaktadır. Temlik edilen ve temlik dışı olan taşınmazların değeri mirasbırakanın ölüm tarihindeki bedelleri esas alınarak hesaplanır. 

Saklı paya elatmanın doğru olarak belirlenmesi için temlik konusu olmayan, mirasbırakana ait her türlü mal varlığı değerinin saptanması gerekir. Bunun için taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması zorunludur (Yargıtay 2.HD. 15.11.2001, 14464-15834).

Terekenin pasifini TMK'nın 507/2. maddesinde açıklandığı gibi, mirasbırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazım giderleri, mirasbırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri oluşturmaktadır. Terekenin pasifleri hesaptan indirilir.

Net tereke bu şekilde tespit edildikten sonra davacıların net tereke üzerinden miras payı bulunur ve daha sonra saklı payları belirlenir. Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler) mutlak tenkisine tabi tasarruflardır.

Bu durumda davanın TMK'nun 565. maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir.

Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.

İkinci olarak, temlike konu malın kıymetine noksan gelmeden bölünmezliğinin mümkün olup olmadığı saptanır.

Tasarrufa konu mal, sabit tenkis oranında bölünebilir ise bu kısımların bağımsız bölüm olarak taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Eğer, tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıkar ise bu defa MK. madde 564'de öngörülen tercih hakkı gündeme gelecektir.

Davalıya MK. 564. maddesi uyarınca seçimlik hakkı mahkemece kullandırılır. Seçimlik hakkının kullandırılması davalı duruşmada hazır ise, mal seçip para ödemeyi mi, yoksa mal verip almayı mı tercih ettiği mahkemece sorulmak suretiyle, davalı duruşmada değil ise kendisine bu konuda meşruhatlı davetiye çıkartılmak suretiyle yapılır.

Daha sonra ise yine mahkemece usulen bilirkişi iştirakı ile ikinci kez yapılacak bir keşif ile seçim hakkının kullanıldığı tarih itibariyle murisin davalıya temlik ettiği malın değeri saptanır.

En son olarak da seçimlik hakkının kullanıldığı tarih itibariyle murisin davalıya temlik ettiği malın değeri, önceki bulunan sabit tenkis oranının paydasına bölünerek elde edilen rakam, her bir davacı bakımından mahfuz hisseye tecavüz teşkil eden miktar dikkate alınmak suretiyle (başka bir deyişle, sabit tenkis oranının payı ile) nihayet her bir davacı bakımından tenkis hesabı yapılır.

Somut olayda; davacılar vekili, Sinop Noterliğinin 05.03.2003 tarihli ve 0.6.0 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnamesinin iptalini, bu talep kabul edilmediği takdirde mahfuz hissesine tekabül eden kısım yönünden tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; vasiyetnamenin kanunun aradığı şekil şartlarına uygun olarak yapıldığı, Adli Tıp Kurumundan alınan rapor sonucu murisin vasiyet tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu ve tasarrufun yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucu yapıldığının davacı tarafça ispat edilemediği ve bozma ilamına uyulmakla taraflar bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğu, uyulan bozma ilamında tenkis istemi yönünden araştırılma yapılmasının öngörülmediği gerekçesiyle davanın tümden reddine karar vermiştir.

Ancak, davacının dava dilekçesinde, davaya konu vasiyetnamenin iptali bu talep kabul edilmediği takdirde mahfuz hissesine tekabül eden kısım yönünden tenkisine karar verilmesi istemi terditli bir talep olup; mahkemece, iptal istemi reddedilmiş olduğu halde tenkis istemi hakkında herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.

O halde, mahkemece; öncelikle mirasbırakanın terekesi (temlik içi - temlik dışı), taraf vekillerinin beyanına da başvurularak belirlenmeli (HMK. md. 31), tereke kapsamındaki taşınır - taşınmaz mal varlığı hakkındaki bilgi, belge ve kayıtlar dosyaya celbedilmeli, ondan sonra bu ilkeler esas alınarak, tenkis konusunda uzman bilirkişiden yukarıda belirtilen hususları da karşılayacak nitelikte rapor alınarak, oluşacak sonuç dairesinde davacının tenkis talebi hakkında da bir karar verilmelidir.Bu yön gözardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı tarafın karar düzeltme isteminin HUMK.nun 440. maddesi gereğince kabulü ile; Dairemizin, 21/01/2019 tarihli, 2018/7522 Esas, 2019/367 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye               Üye              Üye            Üye
M. DUMAN     F. PINARCI   M. ÖZER     E. ATEŞ     F. TEMEL