TÜKETİCİ SIFATINDAKİ DAVACI TARAFINDAN AÇILAN HAVALEYE DAYALI DAVADA TÜKETİCİ MAHKEMELERİ GÖREVLİDİR

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


11 Tem
2018

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/11-42
KARAR NO   : 2018/562

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                     : 25/02/2016
NUMARASI              : 2016/72 - 2016/161
DAVACI                    : M.P. vekili Av. H.K.
DAVALILAR             : 1-İ. Bank vekili Av. E.Ö.
                                   2- W.U. Turkey Ödeme Hizmetleri Anonim Şirketi

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince görevsizliğe dair verilen 26.11.2014 gün ve 2014/1160 E., 2014/490 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davalı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.10.2015 gün ve 2015/12254 E., 2015/11045 K. sayılı kararı ile, 

(… Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka'nın şubesinden W.U. sistemiyle yurt dışına para gönderdiğini, ancak paranın akrabası yerine bir başkası tarafından çekildiğini, zararının karşılanmadığını ileri sürerek 5.000 Euro'nun 15/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketici Kanunu'nun 3. maddesi gereğince, somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve talep halinde dosyanın görevli Denizli Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar, davalı Banka tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, davacı tarafından havale edilen paranın yanlış kişiye ödenmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

Havale, 6098 sayılı TBK'nın 555 ile 560. maddelerinde düzenlemiştir. Kural olarak ticari iş değildir. Havaleden doğan bir uyuşmazlığın ticari yargıda görülebilmesi için havalenin işleme katılan kişilerden (havale eden, havale ödeyicisi, havale alıcısı) sadece birinin ticari işletmesiyle ilgili olması yeterlidir (TTK. m 4). Ayrıca 6502 sayılı Tüketici Kanunu'nun 3. maddesinde belirtilen işler arasında da havale yer almamaktadır. Bu durum karşısında, havale ödeyicisinin işletmesiyle ilgili bulunduğundan, somut olayda havaleden doğan uyuşmazlık, ticari davaya konu olur ve ticari yargıda görülür. Tüm bu nedenlerle, davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir…) 

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı banka vekili 

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava davacı tarafından havale edilen paranın yanlış kişiye ödenmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

Davacı vekili müvekkilinin davalı bankanın şubesinden W.U. sistemiyle yurt dışına para gönderdiğini, ancak paranın akrabası yerine bir başkası tarafından çekildiğini, zararının da karşılanmadığını ileri sürerek 5.000 Euro'nun işlem tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı I. Bank A.Ş vekili acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağını, W.U.’un yalın hâlinin elektronik bir havale sistemi olduğunu, havaleyi gönderen olarak söz konusu olayda bankanın kusurunun bulunmadığını, ödemeyi yanlış kişiye yaptığı iddia edilen W.U. noktası Fransa acentesi olduğunu, müvekkil bankaya husumet de yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Yerel mahkemece dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesi gereğince, somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve talep hâlinde dosyanın görevli Denizli Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Davalı banka vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Mahkemece havale işleminin sırf yasada yazılmamış olması nedeniyle bu işlemin tüketici işlemi olmadığının söylenemeyeceğini, yasada “…ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem…” denilmesi nedeniyle havale işleminin tüketici işlemine dâhil olduğunun anlaşıldığı; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun, Türk Ticaret Kanunu’na göre daha özel nitelikte olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı tarafından havale edilen paranın yanlış kişiye ödenmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin eldeki davada, asliye ticaret mahkemesinin mi yoksa tüketici mahkemesinin mi görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 555. maddesinde "Havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir mislî eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlem" olarak tarif edilmiştir.

Bilindiği gibi havale, bir üçlü ilişkidir. İlişkinin köşeleri havaleci, havale ödeyicisi ve havale alıcısıdır. Havaleci ile havale ödeyicisi arasındaki ilişki “karşılık ilişkisi”, havaleci ile havale alıcısı arasındaki ilişki bedel/değer ilişkisi, havale ödeyicisi ile havale alıcısı arasındaki ilişki ise edim/ödeme ilişkisi veya havale ilişkisi olarak adlandırılmaktadır (Kocaman A.: Havalenin Hukuki Niteliği Üzerine, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Yıl: 1994, Cilt: 49, Sayı: 1, s. 1 vd.) .

Bu genel açıklamadan sonra uyuşmazlığın hangi mahkemede görülmesi gerektiği hususunun dava tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal düzenlemelere göre değerlendirilmesi gerekmektedir.

Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesinde tüketici; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde tarif edilmiş, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi... ifade eder.” hükmüne yer verilmiştir.

6502 sayılı TKHK’nun 3. maddesinin gerekçesinde, “tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Böylece uygulamada ortaya çıkan ve tüketici sözleşmelerinin kapsamını daraltan yorumların da önüne geçilmiş olacaktır.” denilmiştir.

Aynı Kanunun 73/1. maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. 

Bu yasal düzenlemeler karşısında kabul edilmelidir ki, mahkemece tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu dava, Kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen ve tahdidi olarak sayılmayan bir hukuki işleme dayandığından, tüketici mahkemesinde görülmelidir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında somut uyuşmazlığın havale ödeyicisinin ticari işletmesini ilgilendirdiği, buna göre 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 4. maddesi gereğince ticari davanın söz konusu olduğu ve yine TTK’nın 5. maddesi gereğince de asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu yönünde görüş ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

Tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararının ONANMASINA, gerekli temyiz ilâm harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 28.03.2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY 

Özel Daire bozma kararının gerekçesi, yeterince açık ve isabetlidir.

Bu itibarla yerel mahkeme direnme kararının Özel Daire’nin görüşü doğrultusunda bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan saygı değer çoğunluk tarafından yazılı gerekçe ile verilen bozma kararına muhalifim. 

Mehmet Bülent SELÇUK
19. Hukuk Dairesi Başkanı

BİLGİ : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21 üyenin 18'i ONAMA, 3'ü ise ONAMA yönünde oy kullanmışlardır.