UZMAN GÖRÜŞÜ TAKDİRİ DELİL NİTELİĞİNDEDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


24 Nis
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO             : 2019/4265
KARAR NO          : 2019/8115

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ       : ANKARA 3. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ                 : 05/05/2016
NUMARASI         : 2013/221 - 2016/92
DAVACI               : B.C.
VEKİLİ                : AV. K.H.Ş.
DAVALILAR        : 1- S.D.
VEKİLİ                : AV. C.V.
                              2- M.S.E.
VEKİLİ                : AV. M.A.B.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasındaki davanın Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve diğer tüm delil ve belgeler incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, davalılar tarafından hazırlanıp G.A.B. Dergisinin Kış 2012 tarihli nüshasında yayınlanan "Amerika'nın Karadeniz Politikasını Yeniden Değerlendirmek" başlıklı makalede, davacıya ait olup SBF Dergisinin Ocak-Mart 2012 tarihli sayısında yayınlanan "Soğuk Savaş Sonrasında ABD'nin Karadeniz Politikası" başlıklı makaleden izinsiz ve atıf kurallarına uyulmaksızın (intihal suretiyle) alıntı yapıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.

Mahkemece, davalılar tarafından yayınlanan makalenin daha önce yayınlanan davacıya ait makaleden iktibas serbestisinin aşıldığı, atıf kurallarına uyulmaksızın yararlanıldığı, böylece davacının eser sahipliğinden doğan haklarının ihlal edildiği ancak maddi tazminat talebinden feragat edildiği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

Mezkur kesin karar hakkında, Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, davalıların sunduğu teknik raporlar konusunda HMK'nın 293. maddesi hükmü nazara alınarak mahkemece bir değerlendirmede bulunulması gerekirken anılan teknik raporlarla ilgili olumlu-olumsuz hiçbir değerlendirmede bulunulmaması, yine davacının Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı ile Gazi Üniversitesine yaptığı şikayet sonucu YÖK'ün 06.01.2014 gün ve 70134 sayılı etik inceleme konulu yazısında davalıların iddiaya konu yayınlarında YÖK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi çerçevesinde etik ihlalde bulunmadıklarına dair verilen karar ile Gazi Üniversitesi Rektörlüğünce yapılan inceleme sonucu verilen rapor hakkında da herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek HMK'nın 363/1. maddesi uyarınca hükmün kanun yararına bozulması talep edilmiştir. HMK'nın 293. maddesi hükmü kapsamında tarafların aldığı uzman görüşü takdiri delil niteliğindedir. Uzmanın duruşmada dinlenilip dinlenilmemesi hakimin takdir edebileceği bir husustur (f.2). Yine idari karar ve görüşler de takdiri delil niteliği taşımaktadır. Mahkemece tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle uygun sonuç dairesinde karar verildiği anlaşılmakta olup kararın hukuka aykırılığından söz edilemez.

Bu durum karşısında karara yönelik kanun yararına temyiz isteminin reddi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 6100 sayılı HMK'nın 363. hükmüne dayalı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, gereğinin yapılması için karar örneği ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, 11/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan               Üye                     Üye             Üye                 Üye
Ahmet ÖZGAN   M. U. TARHAN   A. ORHAN  M. DURGUN   M. TUNÇ

İÇTİHAT YORUMU : Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, uzman görüşünü takdiri delil niteliğinde saymakta ise de, doktrindeki bir görüşe göre, uzman görüşü tarafın mahkemeye sunduğu yazılı belgeye bağlı beyanı, açıklamasıdır.

“Uzman görüşü, resmi bilirkişi raporu gibi delil olmayıp, tarafın mahkemeye sunduğu yazılı belgeye bağlı beyanı, açıklamasıdır. Tanık ise, takdiri bir delildir.” (KARAMERCAN, Fatih, Medenî Usûl Hukukunda Tanık ve Tanıklık, Ankara Barosu Dergisi, Y: 2018, S: 3, s. 157). Söz konusu makale için bkz.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/555063

Aynı yönde görüşler için bkz. PEKCANITEZ, Hakan, Özel Uzman (Bilirkişi) Görüşü ve Değerlendirilmesi, Makaleler, C: II, İstanbul, 2016, s. 395; AKİL, Cenk, Medeni Yargılama Hukukunda Mahkeme Tarafından Atanan Bilirkişi-Uzman Tanık Ayrımı, Ankara Barosu Dergisi, Y: 2011, S: 2, s. 174.