09 ARALIK 2021 TARİHİNDE CEVAP VERİLEN YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME BAŞVURUSU

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


23 Ara
2021

Yazdır

BAŞVURU DİLEKÇESİ:

YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA

ANKARA

TALEP EDEN              : Av. Fatih KARAMERCAN - (T.C. Kimlik No: 3.........8)
                                      (Adres antettedir)

TALEBİN KONUSU : Yabancı para alacağına ilişkin bir davada verilen hükmün kanun yolu kesinlik sınırının dava tarihindeki kura göre mi yoksa karar tarihindeki kura göre mi tespit edilmesi gerektiği konusu oluşturmaktadır.

DOKTRİNDEKİ GÖRÜŞLER

Tespit edebildiğimiz kadarı ile doktrinde sadece PEKCANITEZ tarafından bu konuya ilişkin görüş bildirilmiştir. Bildirilen görüş şu şekildedir:

“Davanın açıldığı tarih ile hüküm tarihi arasında yabancı paranın Türk Lirası karşılığı değişmemişse, davanın açıldığı tarihteki kur üzerinden temyiz sınırının hesaplanması gerekir. Ancak bu hemen hemen imkânsız olup, çoğu kez, yabancı paranın Türk Lirası karşılığı davanın açıldığı tarih ile hüküm verildiği tarih arasında değişecektir. Bu durumda, davanın açıldığı tarihteki kur üzerinden temyiz sınırının hesaplanması doğru olmaz. Çünkü, mahkemenin hüküm verdiği tarihte yabancı paranın değeri Türk Lirası karşısında artmış ise, harç, bu artan değer özerinden hesaplanmalıdır. Bu nedenle, temyiz sınırında da, bu hüküm tarihinin esas alınması doğru olur. Dava konusu yabancı para alacağının 20.000.000 Lirayı geçip geçmediği, davanın açıldığı tarihteki kur üzerinden değil mahkemenin hüküm verdiği tarihteki belirlediği ve harcı tamamladığı kur üzerinden hesaplanmalıdır.” (EK-1 PEKCANITEZ, Hakan, Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukukunda Yabancı Para Alacaklarının Tahsili, Genişletilmiş ve Yeniden Gözden Geçirilmiş 3. Bası, Ankara, 1998, s. 117)

YABANCI PARA ALACAĞINA İLİŞKİN BİR DAVADA
VERİLEN HÜKMÜN KANUN YOLU KESİNLİK SINIRININ
DAVA TARİHİNDEKİ KURA GÖRE BELİRLENECEĞİ YÖNÜNDEKİ
YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi olan 15/06/2020 itibariyle Bölge Adliye Mahkemesi temyiz kesinlik sınırı 72.070,00 TL olup bu meblağın altında kalan hükümlerin 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a. bendi uyarınca kesin nitelikte olduğu, davacının 02/10/2017 dava tarihi itibarıyla ıslah ile birlikte toplam talep ettiği 13.380 Euro’nun (1 EURO Efektif satış: 4,2131 TL) karşılığı 56.371,28 TL’nin temyiz sınırı altında kaldığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-2 Y. 11. HD. 01.12.2020, 7667/5602 sayılı Kararı)

* * *

“… somut olayda asıl davada davacı, 118.000 USD'nin tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile 5.816,08 USD'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ve bu hükme karşı davalı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Bu durumda temyiz başvurusu kabul edilen 5.816,08 USD'nin dava tarihindeki TL karşılığı olan 10.457 TL için yapılmış olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre temyiz eden davalı yönünden kesinlik sınırı altında kalmaktadır.(EK-3 Y. 11. HD. 12.11.2020, 2019/1736 E. - 2020/4985 K.)

* * *

“… İlk derece mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, İcra İflas Kanunun 67’inci maddesi uyarınca davanın kısmen kabulü ile davalı tarafça yapılan itirazın kısmen kabulüne, 16.900 ABD Doları asıl alacak ve 62.08 ABD Doları faiz olmak üzere toplam 16.962,08 ABD Doları alacağın, asıl alacak bölümüne icra takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca yürütülecek temerrüt faiziyle birlikte tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının tahsili için takibin devamına, likit alacağa yönelik haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 oranında hesaplanan 6.897,00TL icra inkar tazminatına karar verilmiştir. İşbu karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş ve fakat Bölge Adliye Mahkemesince, miktar itibariyle kararın kesin olduğu gerekçesiyle, davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

HMK 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırları içerisinde bulunmasına göre, davalılar vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin reddi ile ek kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

KARŞI OY

Dava, icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı tarafça, 16.962,08 USD asıl alacak için icra takibi başlatılmış, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça istinaf olunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına ve ayrıca 6.897 TL icra inkar tazminatına hüküm olunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi davalı tarafça temyiz olunmuş ise de, 16.962,08 USD’nin dava tarihindeki değerinin 37.387 TL olduğu, HMK 362/1-a maddesi uyarınca karar tarihi itibariyle temyiz sınırının ise 41.530 TL olduğu gerekçesiyle miktar yönünden temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.(EK-4 Y. 11. HD. 04.11.2020, 1943/4749 sayılı Kararı)

* * *

“… 1- Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK'nın 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi olan 25.09.2019 itibarıyla 3.234,90 TL'dir. Mahkemece davanın reddine karar verilen işlemiş faiz alacağı olan 81,99 USD’nin dava tarihi itibarıyla karşılığı olan 147,27 TL davacı yönünden karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırının altında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-5 Y. 11. HD. 12.10.2020, 199/3997 sayılı Kararı)

* * *

“… Davanın harca esas değeri üzerinden temyize konu 2.100,00 USD'nin dava tarihindeki harca esas değeri 2.819,24 TL'dir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi uyarınca karar tarihi olan 16/05/2019 tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 3.200.00 TL olup, temyize konu dava değeri temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacının temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-6 Y. 11. HD. 24.02.2020, 2019/3777 E. - 2020/1972 K.)

(YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… somut olayda 10.000 doların tahsili talep edilmiş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, reddedilen ve karşılığı da dava tarihinde 30.435,00 TL olan 10.000 dolar yönünden davacı istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce davanın kabulüne karar verilmiş ve bu hükme karşı davalı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Bu durumda temyiz başvurusu Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile karar verilen ve TL karşılığı 30.435,00 TL olan 10.000 dolar için yapılmış olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre temyiz eden yönünden kesinlik sınırı altında kalmaktadır.(EK-7 Y. 15. HD. 15.05.2018, 2757/1973 sayılı Kararı)

YABANCI PARA ALACAĞINA İLİŞKİN BİR DAVADA
VERİLEN HÜKMÜN KANUN YOLU KESİNLİK SINIRININ
KARAR TARİHİNDEKİ KURA GÖRE BELİRLENECEĞİ YÖNÜNDEKİ

YARGITAY HUKUK DAİRESİ KARARLARI

(YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)

“… Dosya içeriğine göre davalı tarafından temyize konu edilen miktar 235,59 EURO’nun karar tarihinde karşılığı 756 TL olup, karar tarihi itibariyle 2190,00 TL olan kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK'un 427/2, 432/4 maddeleri, uyarınca REDDİNE, nispi alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine,” (EK-8 Y. 9. HD. 19.02.2020, 2016/22321 E. - 2020/2664 K.)

* * *

“… Yerel Mahkemece davacının 5.332,66 TL. kıdem tazminatı ve 1.781,49 USD ihbar tazminatı talebi hüküm altına alınmıştır. Davacı tarafından temyize konu edilen miktar 213,81 USD (karar tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL'ye çevrildiğinde 213,81 USD x 5,4193 = 1.158,70 TL.) olup, karar tarihi itibariyle 2.590,00 TL. kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davacının temyiz isteminin HUMK'un 427/2, 432/4 maddeleri uyarınca REDDİNE(EK-9 Y. 9. HD. 19.03.2019, 1554/6051 sayılı Kararı)

* * *

“… Dosya içeriğine göre; temyize konu edilen miktar (karar tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL'ye çevrildiğinde 657,96 USD x 2,9298 =1.927,69 TL ) karar tarihi itibariyle 2.190,00 TL'lik kesinlik sınırında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.nun 427/2, 432/4 maddeleri uyarınca REDDİNE,(EK-10 Y. 9. HD. 21.05.2018, 2016/28277 E. - 2018/11242 K.)

* * *

“… Dosya içeriğine göre; temyize konu edilen miktar 543,66 USD (karar tarihi itibariyle geçerli olan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru 2.9031 TL üzerinden TL'ye çevrildiğinde 1.578,29 TL) olduğundan ve karar tarihi itibariyle 2.190,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.nun 427/2, 432/4 maddeleri uyarınca REDDİNE,” (EK-11 Y. 9. HD. 02.04.2018, 2016/34444 E. - 2018/7336 K.)

(YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… Somut olayda, takip talebinde asıl alacak miktarının 12.000,00 USD, işlemiş faizin 1.286,28 USD, toplam alacağın 13.286,28 USD (25.912,23 TL) olduğu, takip talebinde fiili ödeme tarihindeki döviz satış kuru üzerinden tahsilinin talep edildiği, Bölge Adliye Adliye Mahkemesi’nin karar tarihi (23.12.2019) itibariyle USD satış kuru 5,93 TL olup toplam alacak miktarının Türk Lirası karşılığı 78.787,64 TL olduğu anlaşılmıştır.

Buna göre uyuşmazlık konusu alacak miktarı 78.787,64 TL olup temyiz kesinlik sınırının üzerinde olduğu tespit edilmekle; Bölge Adliye Mahkemesi’nce hangi miktar yönünden kesin nitelikte bir karar olduğu açıklanmayarak gerekçesiz olarak verilen 12/02/2020 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararın kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin incelenmesine geçildi.” (EK-12 Y. 12. HD. 08.12.2020, 2796/10279 sayılı Kararı)

(YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ KARARI)

“… 1- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi'nin 2017-1041 Esas, 2018-80 Karar sayılı 06.04.2018 tarihli miktar itibariyle kesin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddi kararına karşı davalı vekilince süresinde yapılan temyiz istemi yönünden;

İlk derece mahkemesinin 13.07.2017 tarihli karar tarihinde 16.666,95 USD alacağının Türk lirası karşılığı 59.536,01 TL olup, bu miktar 2018 yılı için belirlenen 47.530,00 TL temyiz sınırının üstünde olduğundan davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine dair istinaf kararı kaldırılarak temyiz incelemesine geçildi.” (EK-13 Y. 23. HD. 07.12.2020, 2018/1503 E. - 2020/4092 K.)

SONUÇ           : Kişisel görüşümüze göre de yabancı para alacağına ilişkin bir davada verilen hükmün kanun yolu kesinlik sınırının karar tarihindeki kura göre belirlenmesi gerektiği kanaatinde olduğumuz belirterek her türlü takdir hakkı sayın Yargıtay Birinci Başkanlığı’na ait olmak üzere TALEP KONUMUZA AİT YARGITAY HUKUK DAİRELERİ’NCE VERİLMİŞ OLAN İÇTİHATLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NEDENİ İLE İÇTİHATLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ saygı ile dilerim. 16.03.2021

Talep Eden
Av. Fatih KARAMERCAN, LL.M.

 

 

EKİ         : Kimlik fotokopisi.

1-) PEKCANITEZ, Hakan, Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukukunda Yabancı Para Alacaklarının Tahsili, Genişletilmiş ve Yeniden Gözden Geçirilmiş 3. Bası, Ankara, 1998, s. 117.

2-) Y. 11. HD. 01.12.2020, 7667/5602 sayılı Kararı.

3-) Y. 11. HD. 12.11.2020, 2019/1736 E. - 2020/4985 K.

4-) Y. 11. HD. 04.11.2020, 1943/4749 sayılı Kararı.

5-) Y. 11. HD. 12.10.2020, 199/3997 sayılı Kararı.

6-) Y. 11. HD. 24.02.2020, 2019/3777 E. - 2020/1972 K.

7-) Y. 15. HD. 15.05.2018, 2757/1973 sayılı Kararı.

8-) Y. 9. HD. 19.02.2020, 2016/22321 E. - 2020/2664 K.

9-) Y. 9. HD. 19.03.2019, 1554/6051 sayılı Kararı.

10-) Y. 9. HD. 21.05.2018, 2016/28277 E. - 2018/11242 K.

11-) Y. 9. HD. 02.04.2018, 2016/34444 E. - 2018/7336 K.

12-) Y. 12. HD. 08.12.2020, 2796/10279 sayılı Kararı.

13-) Y. 23. HD. 07.12.2020, 2018/1503 E. - 2020/4092 K.

 

BAŞVURU SONUCU:

T.C.
YARGITAY
Birinci Başkanlığı

20.12.2021

Sayı    : E-60482426/9731/15222
Konu  : Kurul Kararı

 

Sayın Avukat Fatih KARAMERCAN
Çınarlı Mah. İslam Kerimov Cad.
No:1 (Martı Tower) Kat:8 Daire:804

Konak/İZMİR
 

İlgi     : 16.03.2021 tarihli dilekçeniz.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.12.2021 tarih ve 338 sayılı karar sureti ilişikte gönderilmiştir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

                                                                                              Fevzi YILDIRIM
                                                                                              Yargıtay Üyesi
                                                                                              Genel Sekreter 

 

EK    : Karar Sureti

 

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.12.2021 tarihli ve 338 sayılı
Kararı
Yargıtay Kanunu'nun 10. maddesi gereğince toplanan Kurulumuzca:

 

“Yabancı para alacağına ilişkin bir davada verilen hükmün kanun yolu kesinlik sınırının dava tarihindeki kura göre mi yoksa karar tarihindeki kura göre mi tespit edilmesi gerektiği konusunda; Avukat Fatih Karamercan imzalı; 16.03.2021 tarihli: 2021/5192 sayılı içtihatları birleştirme başvurusunda;

Onbirinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 01.12.2020 tarih, E:2020/7667 K:2020/5602; 12.11.2020 tarih, E:2019/1736 K:2020/4985; 04.11.2020 tarih, E:2020/1943 K:2020/4749; 12.10.2020 tarih, E:2020/199 K:2020/3997; 24.02.2020 tarih, E:2019/3777 K:2020/1972;

(Kapatılan) Onbeşinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 15.05.2018 tarih, E:2018/2757 K:2018/1973;

Dokuzuncu Hukuk Dairesi Başkanlığının: 19.02.2020 tarih, E:2016/22321; K:2020/2664: 19.03.2019 tarih, E:2016/34444; K:2018/7336; 19.03.2019 tarih, E:2019/1554. K:2019/6051; 21.05.2018 tarih, E:2016/28277 K:2018/11242;

Onikinci Hukuk Dairesi Başkanlığının: 08.12.2020 tarih, E:2020/2796 K:2020/10279;

(Kapatılan) Yirmiüçüncü Hukuk Dairesi Başkanlığının: 07.12.2020 tarih, E:2018/1503 K:2020/4092; sayılı kararları arasında içtihat aykırılığı bulunduğu ileri sürülmesi üzerine ilgili daire başkanlıklarının ve Hukuk Genel Kurulu Başkanlığının görüşleri alındı.

Gereği görüşüldü:

Aykırılık bulunduğu ileri sürülen kararlar arasında içtihat aykırılığı sonucunu doğuracak sürekli bir durum mevcut olmadığı anlaşıldığından içtihatları birleştirme yoluna gidilmesine gerek olmadığına;

09.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.