İHALENİN FESHİ - KIYMET TAKDİRİNİN USULSÜZLÜĞÜ KARARI

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


13 Nis
2015

Yazdır

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

ESAS NO            : 2015/2096
KARAR NO          : 2015/5308
       

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ       :
Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                : 27/11/2014
NUMARASI          : 2014/1006 - 2014/1080
DAVACI               : BORÇLU         : Ö.A.
DAVALI               : İHALE ALICISI  : R.Y.
DAVALI               : ALACAKLI        : V. Bankası

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi E.A.E. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi borçlu icra mahkemesine başvurusunda; sair şikayeti ile birlikte kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdiri raporu tebliğ edilmediğinden itiraz edemediğini ileri sürerek 15.10.2014 tarihli taşınmazın ihalesinin feshini istemiş, mahkemece tebligatların usulüne uygun olduğu, muhammen bedelin üzerinde satılarak zarar unsurunun gerçekleşmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.

Bilinen adrese çıkartılan tebligatın bilâ tebliğ edilmesi üzerine, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesine göre, muhatabın adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve çıkaran mercii tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi gereğince ilgili şerh verilerek Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılır.

Takipte borçlu adına çıkartılan kıymet takdiri raporu tebliğ işleminin incelenmesinde;

Somut olayda, şikayetçiye gönderilen kıymet takdiri raporunun mernis adresine TK'nun 21/2. maddesine göre 22.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. TK'nun 21/2. maddesine göre yapılacak tebligatlarda tebligat mazbatasının üzerine çıkış merciince adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair kaydın düşülmesi zorunlu olduğu, halde borçluya gönderilen tebligatta Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi gereğince ilgili şerh düşülmediği gibi, takip dosyasında bilinen adresi olan (kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarında geçen) B. Sokak No.31/10 Kavaklıdere Ankara adresine çıkarılıp bila tebliğ edilen bir tebligat olmaksızın TK'nun 10. maddesindeki hüküm yerine getirilmeden mernis adresine yapılan  tebliğ işlemi usulsüzdür.

Satış ilanı tebliğ işleminin incelenmesinde ise;

Somut olayda, borçlu gerçek şahıs olup, satış ilanı tebliğ işleminden önce adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi bulunmadığı ve Tebligat Kanunu'nda yapılan 19.01.2011 tarihli değişiklikten sonra Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca satış ilanı tebliğ işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar satış ilanı tebliğ tarihinde borçlunun mernis adresi olmasa da, takip dosyasında borçlunun bilinen adresi olan (kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarında geçen) B. Sokak No.31/10 Kavaklıdere Ankara adresine daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmamıştır. Bu nedenle Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan satış ilanı tebliğ işlemi de usulsüzdür.

İİK'nun 128/a madddesi uyarınca kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Kıymet takdir raporu borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.

İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.

Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın satış bedeli muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğinin de usulsüz olduğu ve şikayetçinin kıymet takdirine itiraz ettiği görülmektedir.

O halde mahkemece, fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.