YEDİEMİNE ÖDENECEK ÜCRETİN NE KADAR OLACAĞININ TESPİT EDİLMESİ GENEL MAHKEMELERDE YAPILACAK YARGILAMA İLE ÇÖZÜLEBİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


17 Nis
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/(23)6-1176
KARAR NO   : 2021/1522

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
 Kocaeli 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                         : 24/12/2015
NUMARASI                 : 2015/545 - 2015/637
DAVACI (ŞİKÂYETÇİ) : Karamürsel Vergi Dairesi Müdürlüğü  vekili Av. E.Ş.
DAVALILAR                 : 1- K. Yediemin Otopark İşletmeciliği Otomotiv Lojistik
                                            Tic. Ltd. Şti. vekili Av. Ö. K.
                                        2- M.F.

1. Taraflar arasındaki "memur işleminin iptali" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Kocaeli 1. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karar şikâyetçi üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.

2. Direnme kararı şikâyetçi üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Şikâyetçi Üçüncü Kişi İstemi:

4. Şikâyetçi üçüncü kişi vekili şikâyet dilekçesinde; Kocaeli 6. İcra Müdürlüğünün 2013/2.39 E. sayılı dosyası ile borçlu hakkında takip başlatıldığını, aracın 03.04.2014 tarihinde satıldığını, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen sıra cetvelinde, bedelin birinci sıra alacaklısı olarak aracın muhafaza ve depo alacağından dolayı K. Yediemin Otopark İşletmeciliği Otomotiv Lojistik Ltd. Şti.'ye verilmesine başkaca satış bedeli kalmadığından motorlu taşıtlar vergisi (MTV) borcu için de ödeme yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, yapılan işlemin hatalı olduğunu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (6183 sayılı Kanun) 21. maddesi uyarınca MTV alacağının rehinli alacaklardan önce geldiğini, ayrıca Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ’in 4. maddesi uyarınca, muhafaza ücretinin malın satışına esas değerin %30’unu geçemeyeceğini ileri sürerek sıra cetvelinin ve derece kararının iptalini talep etmiştir.

Şikâyet Olunan Cevabı:

5. Şikâyet olunan şikâyet dilekçesine karşı cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.

6. Dâhili şikâyet olunan vekili cevap dilekçesinde, müvekkili tarafından yedieminlik ücret alacağına ilişkin başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine aracın satışının istendiğini ve ihale sonucu alacağa mahsuben aracın müvekkili şirkete ihale edildiğini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 138. maddesi uyarınca muhafaza masraflarının satış bedelinden öncelikle karşılanacağını ayrıca müvekkili tarafından işletilen otoparkın Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ kapsamında işletilen bir yer olmadığını, bu nedenle tarifede yedieminlik ücreti için belirlenen %30’luk üst sınırın burada uygulanamayacağını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.               

Mahkeme Kararı:

7. Kocaeli 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 20.05.2014 tarihli ve 2014/254 E., 2014/275 K. sayılı kararı ile; borçlu hakkında yapılan icra takibinin itirazsız kesinleştiği, borçlu adına kayıtlı araca 09.04.2013 tarihinde haciz konulduğu, aracın 03.04.2014 tarihinde 5.200 TL bedelle satışının gerçekleştirildiği, satışın itirazsız kesinleştiği, Kocaeli 6. İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen 03.04.2014 tarihli sıra cetveli kararında “Aracın satış bedelinden kalan 2.238 TL'nin 2004 sayılı İİK’nın 206/1. maddesi gereğince aracın muhafaza alacağından dolayı dosya alacaklısına verilmesine, başka kalan satış bedeli olmadığından aracın aynından doğan motorlu taşıtlar vergisi borcu için de ödeme yapılmasına yer olmadığına” karar verildiği, takibe konu alacağın, bedeli paylaşıma konu olan aracın otoparkta muhafazasından kaynaklanan yediemin ücreti olduğu, yediemin ücretinin İİK'nın 138/2. maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren masraflardan olduğu, bu nedenle satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerektiği, sıra cetvelinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

9. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 27.04.2015 tarihli ve 2014/6344 E., 2015/2903 K. sayılı kararı ile;

“… 1- Şikayetçi vekilinin şikayet olunan Mesut F.'e ilişkin temyiz itirazları yönünden;

İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olup, pay ayrılan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmelidir.

Borçlunun taraf sıfatı olmadığı halde şikayet olunan olarak şikayet dilekçesinde gösterilmesi doğru olmadığından, mahkemece borçlu Mesut F. yönünden şikayetin HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddi gerekirken yazılı şekilde esastan reddi doğru olmamış ise de karar sonucu itibariyle doğru olduğundan şikayetçi vekilinin borçlu Mesut F.'e yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Şikayetçi vekilinin şikayet olunan K. Yediemin Otopark İşletmeciliği Otomotiv Lojistik Tic. Ltd. Şti'ye yönelik itirazlarına gelince;

Şikayet, haciz sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir.

İİK'nın 206. maddesi, anılan Yasa'nın “İflasın hukuki neticeleri” başlıklı yedinci babında yer almaktadır. Bu madde hükmü, iflas tasfiyesi sırasında düzenlenen sıra cetvelindeki imtiyazları düzenlemekte olup, hacze iştirak hali dışında haciz yolu ile ilgili takiplerde uygulanmaz. Haciz yolu ile takiplerde bedeli paylaşıma konu malın satış tutarı bütün alacaklıların alacaklarını karşılamaya yetmezse, bir sıra cetveli düzenlenir. Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelinde kural, alacaklıların haciz tarihlerine göre sıralanmasıdır. Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri oluşturulur. Bu nedenle, sıra cetvelini düzenleyen icra memurluğunca bu maddeye dayanılmış olması doğru olmamıştır.

Şikayet olunanın alacağı otopark ücreti alacağıdır. TBK'nın 580. (BK'nın 482.) maddesi hükmü uyarınca, işletenler, kendilerine bırakılan veya konaklama yerlerine, garaj, otopark ve benzeri yerlere konulan eşya veya hayvanlar üzerinde, ücretlerini veya saklama giderlerinden doğan alacaklarını güvenceye almak için hapis hakkına sahiptirler. Kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümler, kıyas yoluyla burada da uygulanır. Kiraya verenin hapis hakkını düzenleyen TBK'nın 336. (BK'nın 267.) maddesinde ise, "taşınmaz kiralarında kiraya veren, işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedelinin güvencesi olmak üzere, kiralananda bulunan ve kiralananın döşenmesine veya kullanılmasına yarayan taşınırlar üzerinde hapis hakkına sahiptir." hükmüne yer verilmiştir. Kiralayanın hapis hakkı, kiralanan yerde bulanan kiracıya ait taşınır eşyayı kira alacağına karşı alıkoymak ve kira borcunu ödemediği takdirde onu paraya çevirerek alacağını öncelikle tahsil etme yetkisi veren bir tür kanuni rehin hakkıdır. Taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle işleyecek altı aylık kira nedeniyle hapis hakkı doğar. Hapis hakkı taşınır malların kiralanan yere gelmesiyle birlikte doğduğundan daha sonra hapse konu malların üçüncü bir şahıs tarafından haczedilmesi ve mahcuzların paraya çevrilmesi halinde kiralayanın geçmiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira alacağının satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekir.(Y.19.H.D'nin 18.03.1999 tarih ve 1199 E., 1767 K. ve Y. 21.H.D'nin 29.11.2005 tarih ve 6074 E., 12377 K. ve Dairemizin 16.12.2014 tarih ve 5154E., 8161 K; 01.04.2015 tarih ve 243E., 2172 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)

Öte yandan İİK'nın paraların paylaştırılması başlığını taşıyan 138/2 maddesi; "Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ve artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nisbetinde paylaştırılır." düzenlemesine, aynı maddenin 3. bendinde ise; "Vekil vasıtasiyle yapılan takiplerde vekalet ücretinin miktarı, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış Sözleşmeye bakılmaksızın, icra memuru tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanır. Bu şekilde tayin olunan vekalet ücreti de takip masraflarına dahildir." düzenlenmesine yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca, satış bedelinden bütün alacaklıları ilgilendiren ortak masraflar alındıktan sonra, artan para alacaklılara, asıl alacak, talep edilmiş ise işlemiş faiz ve takip giderleri de dahil edilerek, alacakları nisbetinde ödenir. Buradaki takip giderleri sadece o alacaklıyı ilgilendiren, onun takibine ait giderler olup, ödeme ve icra emrinin tebliği masrafları, alacaklının peşinen ödediği harçlar (İİK'nın 15 ve 59. mad.) ve vekalet ücretidir. Mahkemece, şikayet olunanın otopark ücreti alacağının, tüm alacaklıları ilgilendiren ortak masraflardan olduğu ve bu nedenle satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerektiği kabul edilmiş ise de, anılan yasal düzenlemede ifade edilen ortak masraflar, satış dosyasında yapılan yediemin ücreti, satış ve paylaştırma giderleri gibi bütün alacaklıları ilgilendiren masraflar olup, şikayet olunan alacağının bu kapsamda değerlendirilmesi isabetsiz olmuştur. Şikayetin konusu, İİK'nın 138/2. maddesinde düzenlenen ortak masraflara ilişkin olmayıp, sıra cetvelinde şikayet olunana ayrılan yediemin ücreti alacağına ilişkin sıraya yöneliktir.

Diğer yandan, motorlu taşıtlar vergisi 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan taşıtların aynından doğan bir vergidir. Cebri artırmaya konu olan aracın motorlu taşıtlar vergisi borcu ödenmeden ihale alıcısı adına tescili dahi mümkün değildir. Gerek Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 21/2. ve gerek İİK'nın 206/I. maddesinde, eşya ve taşınmazın aynından doğan vergilerin rehinli alacaklardan da önce tahsil edileceklerini açıkça hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa'nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6, 1982 Anayasası'nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde, adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir.

İİK'nın 18/3 ncü maddesinde "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkı, duruşma açılması yönünde kullanılmalıdır.

Bu durumda, mahkemece, şikayet tarihinde yürürlükte olan HMK'nın basit yargılama usulüne ilişkin 316. vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, şikayet olunana şikayet dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilip, taraf teşkilinin sağlanması; İİK'nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması, şikayetçinin motorlu taşıtlar vergisinden kaynaklanan alacağının, şikayet olunanın rehinli alacağından önce ödenmesi gerektiği belirtilerek, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, şikayet olunanın şikayete konu alacağının İİK'nın 138/2. maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren yediemin ücreti alacağı olmadığı, şikayete konu sıra cetvelinde, şikayet olunanın bu kapsamdaki alacağının ödenmesine karar verilmiş olduğu gözden kaçırılarak, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır,…’’ gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

10. Kocaeli 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 24.12.2015 tarihli ve 2015/545 E., 2015/637 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

11. Direnme kararı süresi içinde şikâyet isteminde bulunan üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;

1- Eldeki sıra cetveline şikâyet dosyasında mahkemece duruşma açılarak karar verilmesinin gerekip gerekmediği,

2- Şikâyetçi kurumun MTV alacağının öncelikli alacak olduğu yönündeki sıra cetveline şikâyet dosyasında, satış bedelinden motorlu taşıtlar vergisinin yediemin ücreti alacağından önce ödenmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

13. İcra ve İflas Kanunu’nun “Sıra cetveli” başlıklı 140. maddesine göre; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemiye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.

Alacaklılar 206. madde mucibince iflas hâlinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar.

Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir”.

Aynı Kanunun 141. maddesi uyarınca “Sıra cetvelinin birer sureti icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilir”.

14. İcra ve İflas Kanunu’nun “Cetvele itiraz” başlıklı 142. maddesi, “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.

Dava basit muhakeme usuliyle görülür.

İtiraz alacağın esas ve miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur”.

Aynı Kanun’un 138/2 maddesi ise, “…Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ve artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nispetinde paylaştırılır…”.

Şeklinde düzenlenmiştir.

15. Açıklanan bu yasal düzenlemeler ile İİK’nın 100 ve 101. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması hâlinde yapılan satış sonucu elde edilen satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi durumunda icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerekir. Sıra cetvelinde aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (m. 100-101) bütün alacaklılar, alacak miktarları ve faizleri ile gösterilir. Bu alacaklıların her biri belli bir sıraya girer. Bu sıra, İİK’nın 206. maddesinde gösterilmiştir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara, 2013, s. 730, 732,733).

16. Sıra cetveli, satış bedelinden alacakları ödenecek kimselerin ve bunların alacaklarının İİK’nın 206. maddesi uyarınca imtiyaz durumlarının ve hangi sıraya dâhil olduklarının tespiti amacıyla düzenlenir. Böylece hangi alacakların öncelikle ödeneceği, hangi mahiyetteki alacakların hangi sıraya kaydedileceği sıra cetveli yapılması ile belirlenmiş olur. İİK’nın 206 ve 207. maddelerine göre sıra cetvelinin nasıl düzenleneceği İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesinde gösterilmiştir.

17. Yönetmeliğin 59. maddesi uyarınca alacaklıların ad ve soyadları, talep edilen, kabul ve reddedilen para miktarlarının, alacak hakkındaki kararın ne olduğu ve hangi sıraya kabul edildiği yazılır. İİK’nın 141. maddesi gereğince de sıra cetvelinin birer suretinin icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilmek suretiyle alacaklılara itiraz etme imkânı sağlanmaktadır.

18. İcra dairesince sıra cetveli yapılmaması hâlinde bu husus, İİK’nın 16/2. maddesine göre bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan alacaklılar icra mahkemesine şikâyet yolu ile başvurarak aynı Kanunun 17/2. maddesine göre sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesini talep edebilirler. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 16.03.2021 tarihli ve 2017/12/729 E., 2021/265 K. sayılı kararında da değinilmiştir.

19. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince;      alacaklı şirket vekili tarafından yediemin muhafaza alacağının tahsili amacıyla Kocaeli 6. İcra Müdürlüğünün 2013/2.39 E. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin itirazsız kesinleşmesi üzerine aracın satışının yapıldığı ve alacağa mahsuben satışın alacaklıya ihale edildiği, icra müdürlüğünce düzenlenen 03.04.2014 tarihli sıra ve derece kararı ile, İİK’nın 206/1. maddesi uyarınca satıştan kalan bedelin aracın muhafaza alacağından dolayı dosyanın alacaklısına verilmesine, başka kalan bedel olmadığından MTV borcunun ödenmesine yer olmadığına karar verildiği, şikâyetçi Karamürsel Vergi Dairesi Başkanlığının icra mahkemesine başvurarak icra müdürünün sıra ve derece kararının iptalini talep ettiği görülmektedir.

20. Şikâyetçi vekili tarafından icra (hukuk) mahkemesine sunulan şikâyet dilekçesinde, MTV alacağının satış bedelinden öncelikli olarak ödenmesi gerektiği, ayrıca Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ’in 4. maddesi uyarınca, muhafaza ücretinin malın satışına esas değerin %30’unu geçemeyeceği ileri sürülerek sıra cetvelinin ve derece kararının iptali talep edilmiştir.

21. Şikâyetçi vekili; icra müdürlüğünce düzenlenen sıra ve derece kararının iptalini talep ederken, MTV alacağının rüçhanlı alacak olduğunu ileri sürmekle birlikte, alacaklı tarafından talep edilen yediemin ücreti miktarının da hatalı olduğunu belirterek yediemine ödenmesi gereken alacak miktarının da ayrıca belirlenmesini istemiştir.

22. İcra ve İflas Kanunu’nun 142/3. maddesinde, itirazın alacağın esas ve miktarına ilişkin olmayıp yalnız sıraya dair ise şikâyet yolu ile icra (hukuk) mahkemesine başvurulabileceği düzenlenmiş olup, alacağın miktarına ilişkin olarak yargılama yapılması ve sıra cetvelinin doğru düzenlenip düzenlenmediğinin buna göre değerlendirilmesi genel mahkemece yapılabilecektir. MTV alacağının yediemin ücretinden önce ödenip ödenmeyeceği hususu icra (hukuk) mahkemesinde şikâyet yolu ile çözülebilir ise de; yediemin ücretinin tespitinde yedieminin kendi tarifesi yerine Adalet Bakanlığınca belirlenen ücret tarifesinin uygulanacağına ilişkin belirleme ve yediemine ödenecek ücretin ne kadar olacağının tespit edilmesi genel mahkemelerde yapılacak yargılama ile çözülebilir.

23. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu nedenle mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikâyet hakkında hüküm kurulması yerinde değildir.

24. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, tarifeye göre belirlenen yediemin ücretinin takip masrafı olarak satış tutarından öncelikli alınmasının, muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasında yapılacak paranın paylaştırılması hâlinde söz konusu olduğu, yedieminin ücretini alacaklı sıfatı ile takibe koyması hâlinde İİK’nın 138/2. maddesi uyarınca öncelikli alacak olmayacağı, icra müdürlüğünce yediemin ücretini tarifeye göre hesapladıktan sonra arta kalan parayı sıraya dâhil etmesi gerektiği, yediemin ücretinin hesaplanmasının alacağın esasına ilişkin olmadığı, sadece tarifeye ilişkin olarak alınacak ücretin belirleneceği, direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulması gerektiği görüşü ile, şikâyetçinin Kanun’a uygun yapılmayan sıra cetvelinin iptali talebinin, sıra cetveli düzenlenmeden önce İİK’nın 138/2. maddesine uymayan muhafaza masrafının belirlenmesi yönündeki icra müdürü işlemini de kapsadığı, icra dosyasında bulunan sıra ve derece kararının Kanun’a uygun şekilde düzenlenmediğinden sıra cetveli niteliğini taşımadığı, şikâyetin usulsüz düzenlenen bu belgenin iptaline ilişkin olduğu, direnme kararının açıklanan bu farklı değişik gerekçe ve nedenlerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşler yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

25. Diğer taraftan gerekçeli karar başlığında, dava tarihi 28.04.2014 olduğu hâlde 12.11.2015 olarak gösterilmesine ilişkin yanlışlık, mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde bulunduğundan bu husus ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.

26. Hâl böyle olunca, açıklanan bu gerekçe ile direnme kararının görev nedeniyle usulden bozulması gerekmiştir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Direnme kararının görev nedeniyle usulden BOZULMASINA,

Bozma neden ve kapsamına göre şikâyetçi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. madde atfıyla uygulanmakta olan İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

1- Uyuşmazlık şikâyetçi Vergi Dairesi Müdürlüğünün motorlu taşıtlar vergisi alacağının öncelikli alacak olduğu yönündeki sıra cetveline şikâyet dosyasında satış bedelinden motorlu taşıtlar vergisinin takip alacağı olan yediemin ücreti alacağından önce ödenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Somut olayda alacaklı yediemin otopark işletmeciliği limited şirketi 41 K 21.0 plakalı aracın 1001.2011-25.03.2013 tarihleri arasında doğan 8.350 TL’lik yediemin ücreti alacağı için 26.03.2013 tarihinde borçlu Mesut F. aleyhinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlattığı, takip alacağının kesinleşmesi üzerine motorlu araç 03.04.2014 tarihinde ihalede alacağa mahsuben 5.200 TL’ye satıldığı 21.04.2014 tarihinde düzenlenen şikâyete konu sıra cetvelinde 5.200 TL ihale bedelinden, takipten satışa kadar olan 2.262 TL yediemin ücreti ve 700 TL satış masrafı düşüldükten sonra kalan 2.238 TL’nin İİK’nın 206/1. uyarınca aracın muhafaza alacağı olmasından dolayı dosya alacaklısına verilmesine, kalan satış bedeli olmadığından aracın aynından doğan MTV borcun için ödeme yapılmasına yer olmadığına İİK 140, 141, 142. maddeleri gereğince karar verilmiştir.

2- Şikâyetçi Vergi Dairesi 6183 sayılı Kanunu’n 21. maddesi gereğince motorlu taşıtlar vergisi alacağının rehinli alacaklardan önce geldiğini, ayrıca Adalet Bakanlığına ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mahcuz mallar için ücret tarifesi hakkındaki tebliğin 4. maddesi uyarınca muhafaza ücretinin malın satışına esas değerinin %30’nu geçemeyeceğini ileri sürerek sıra cetveli ve daire kararının iptalini talep etmiştir.

3- Mahkemece yediemin ücretinin 2004 sayılı İİK’nın 138. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren masraflardan olduğu için satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerektiği, sıra cetvelinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetinin reddine karar verilmiştir.

4- Özel Daire bozma ilamında İİK’nın 138/2. maddesinde yazılı haciz ve paraya çevirme ve paylaştırma, masrafların satış dosyasında yapılan yediemin ücreti ve satış ve paylaştırma giderleri gibi bütün alacakları ilgilendiren masraflar olduğu, şikâyet olunan alacağın bu kapsamda değerlendirileceği, şikâyet konusunun İİK’nın 138/2. maddesinde düzenlenen ortak masraflara ilişkin olmayıp sıra cetvelinde şikâyet olunana ayrıca yediemin ücret alacağına ilişkin sıraya yönelik olduğu gerekçesiyle şikâyetin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. Konuyu irdelemeden önce konu ile ilgili yasa maddelerine değinmek gerekmektedir.

5- Paraların paylaştırılması icra takibinin son aşaması olup satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmez ise icra dairesi re’sen İİK’nın 140. maddesi uyarınca alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.               

6- İİK’nın 138/2. fıkrası hükmüne göre “Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ise artan para takip masrafları ve işlemin faizler olduğu hâlde alacakları nispetinde paylaşır. Bu ortak giderler, bütün alacaklıların ortak menfaat için yapılmış olup, bununla bütün alacaklılar ilgilidir.

7- Sıra cetveli, satış bedelinden alacakları ödenecek kimseleri ve bunların alacaklarının İİK’nın 206. maddesi uyarınca imtiyaz durumlarının ve hangi sıraya dahil olduklarının tespiti amacı ile düzenlenir. Böylece hangi alacaklarına öncelikle ödeneceği hangi mahiyetteki alacakların hangi sıraya kaydedileceği sıra cetveli yapılması ile belirlenmiş olur. İİK’nın 206. ve 207. maddelerine göre sıra cetvelinin nasıl düzenleneceği İcra ve İflas Kanunu yönetmeliğinin 59. maddesinde gösterilmiştir.

8- İİK’nın 206. maddesinin birinci fıkrası 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanunun 5 maddesi ile değiştirilmiş ise de, ihale tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nun 140. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken 206 maddenin birinci fıkrasında bir malın aynından doğan devlet alacaklarının rehinli alacaklardan önce ödemesi gerektiği düzenlenmiştir.

9- İİK’nın 88. maddesinin beşinci fıkrasının son cümlesi “haczedilen malların muhafazası aşamasındaki ücretler Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenecek tarife ile belirlenir.” şeklinde ifade edilmiştir.

10- Haczedilen mallar Adalet Bakanlığı tarafından yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait lisanslı yediemin depolarında muhafaza edilir (İİK. m. 88/IV c.1). Bu tür yerlerin çalışma ilkelerini gösteren ilk yönetmelik “Mahcuz malların muhafaza edildiği Adalet Bakanlığı depo ve garajların çalışmasına dair yönetmelik” ismi ile 13/07/1987 tarihinde yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

11- Daha sonra 14.05.2014 tarih 29.000 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan lisanslı yediemin depoları yönetmeliği yürürlüğe girmiş, bu yönetmelikte 23/08/2016 tarihli ve 29810 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Lisanslı Yediemin Depoları Yönetmeliği” ile yürürlükten kalkmıştır.

Yedieminlere uygulanacak ücret tarifesi bu yönetmeliklere uygun olarak her yıl çıkartılan tebliğlerde düzenlenmiştir. Bu tebliğ hükümleri icra müdürlüklerince yediemin olarak görevlendirilen özel yediemin depoları için de uygulanmaktadır. Satış masrafı olarak, icra müdürü ihale sonrasında yediemin ücretini belirler.

12- İcra müdürünün yediemin ücreti belirlemesi ile ilgili işlemini yediemin icra mahkemesinde şikâyet konusu yapabilir (12 H.D. 27/1072013 gün 17419/20907 kararı). İcra mahkemesi yargılamaya ihtiyaç duymaksızın tarifeye göre ücret belirlemesi yapılıp yapılmadığını denetler. Yargıtay bir kararında; yedieminin ücretinin ödenmesi yönünde icra müdürlüğüne başvurması gerekirken takip alacaklısı hakkında genel haciz yoluyla icra takibi yapması usulsüzdür görüşündedir (12.H.D. 20/10/2013 tarih 16384/20338 sayılı kararı: Kuru, Baki İcra İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013 s. 430).

13- Yedieminler, yediemin ücretinin doğduğu icra takibinden yediemin ücret alacağını alma yerine, Adalet Bakanlığının her yıl ilgili yönetmeliğine uygun olarak çıkardığı tarife ile belirlenen ücreti az bularak daha fazla yediemin ücreti almak için ayrı bir takip yapmaktadırlar.

14- Yediemin alacağı için yedieminin yaptığı ilamsız icra takibinde yediemin alacağı artık İİK’nın 138/2. maddesinde düzenlenen bütün alacakları ilgilendiren satış masrafı olmaktan çıkıp dosya alacağı hâline gelmektedir. Bir alacağın hem satış masrafı hem de aynı zamanda dosya alacağı olması mümkün değildir.

15- Ancak Yargıtay İçtihatlarında bu hâlde icra takibine konu edinen yediemin ücretinin Adalet Bakanlığınca ilgili yönetmeliğine uygun olarak hesaplanan yediemin ücreti kısmını yapılan sıra cetveline satış tutarından öncelikle ödeneceği görüşü benimsenmiştir. Takip konusu yediemin ücreti icra müdürünün başka bir icra dairesinden görevlendirmesi sonucu değil ise bir alacağın sıra cetvelinden öncelikli olarak ödenmesi söz konusu değildir.

16- İcra dairesinin sıra cetvelini yaparken bu husustaki takip hükümlerine aykırı hareket ettiği ve yapılan işlemin hadiseye uygun olmadığı iddia edilmekte ise bu hâlde sıra cetveline karşı başvurulacak yol icra mahkemesine şikâyet yoludur. İİK m.142’nin üçüncü fıkrası hükmünden sıra cetveline karşı şikâyet yolunun sadece sıraya karşı itirazda bulunulması hâline münhasırmış gibi bir anlam çıkmakta ise de, icra müdürünün uymak ve re’sen yapmak zorunda olduğu bütün hususlardan dolayı İİK’nın 16. maddesi gereğince şikâyet yoluna başvurabilir. Hukuk Genel Kurulu bir kararında vergi dairesinin koyduğu haczin geçersizliği, geçerli olsa bile taşınmazın aynından kaynaklanan vergi borcu olmadığı için birinci sırada yer almayacağı isteminin şikâyete ilişkin olduğu, sıra cetvelinde ilk sırada yer alan alacaklıya itiraz ederken kendi sırasına da itiraz ettiği İçtihadında bulunmuştur (HGK’nın 05/03/2008 tarih 19/161-213 sayılı kararı; YKD 2009/28224-229).

17- İcra dairesi takip konusu alacaklıların maddi bakımından mevcut olup olmadığını araştırma yetkisine sahip olmadığı için paraların paylaştırılmasında aslında mevcut olmayan fakat borçlu tarafından inkar edilmemiş olan alacaklara da pay ayrılmış olabilir. Bu durumda asılsız bir alacağın sıra cetveline girmiş olması gerçek alacaklarının alacağını istifade imkanını ortadan kaldırabileceğinden alacaklılara bu yöndeki itirazlarını ileri sürebilmeleri için sıra cetveline itiraz hakkı tanınmıştır. Alacaklı sıra cetveline itiraz davası genel mahkemelerde açar.

18- Şikâyetçi vergi dairesi takip alacaklısının (yediemin) takipte kesinleşen alacağının miktarına değil takip alacağının İİK’nun 138/2 maddesinde belirtilen ve satış bedelinden öncelikle ödenmesi gereken satış ve paylaştırma masrafı niteliğinde olmadığını eşyanın aynından kaynaklanan motorlu taşıtlar vergisi alacağının olay tarihinde uygulanması gereken 6183 sayılı Kanunun 21. maddesine göre öncelikle ödenmesi gerektiğini ileri sürmek suretiyle sıra cetvelindeki sıraya itiraz etmiştir. Şikâyetçinin şikâyetinde “...ayrıca Adalet Bakanlığına ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mühim mallar için ücret tarifesi hakkındaki tebliğin 4. maddesi uyarınca muhafaza ücretinin malın satışına esas değerin %30’nu geçemeyeceğini ileri sürmesini, şikâyetçinin motorlu taşıt vergisi alacağının birinci kez sırada ödenmesinin kabul edilmediği takdirde, birinci sırada olan takip alacaklısının tüm alacağının değil sadece Adalet Bakanlığı ücret tarifesine göre belirlenen alacak kısmı kadarının öncelikli ödenebileceği” şeklinde yorumlanabilir.

Çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince şikâyetçi şikâyetinde sadece sıraya itirazla yetinse bile, İcra Mahkemesince bu yönde inceleme yapılmaktadır.

Şikâyetçinin yediemin ücreti tarifesi ile ilgili bu itirazı alacağın varlığı ve esasına ilişkin olmayıp tüm takip alacağının öncelikli olmadığı ile ilgili olup sıraya yöneliktir. Bu itibarla şikâyet kapsamında olup mahkemesi görevlidir.

19- Somut olayda yediemin ücret alacağı olarak ilamsız icra takibine başlandığı, takip alacaklısının cevabında işlettiği otoparkın Adalet Bakanlığına ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mühim mallar için ücret tarifesi hakkında tebliğ kapsamında işletilen bir yer olmadığı bu nedenle tarifede yediemin ücreti için belirlenen %30’luk üst sınırın buradan uygulanamayacağı belirterek şikâyetin reddine savunduğu görülmektedir.

20- Yargıtay’ın kapatılan 19. Hukuk Dairesi; benzer bir olayda limit fazlasına yapılan itiraz alacağın esas ve miktarına ilişkin olmadığından icra mahkemesinde çözüme bağlanması görüşündedir. Bu yöne ilişkin bir kararında “davacının bu itirazı davalı alacaklıların esas ve miktarına yönelik tüm alacağın ipotek kapsamında olmadığına yöneliktir” denilmektedir (19. H.D. 24/12/1996 tarih, 7777 Esas , 11715 K. : 19 H.D. 29/11/1995 tarih, 10354 Esas, 10401 K.; Değnekli Adnan/ Kısa, Sedat; Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli; Ankara 2005 s. 608).

21- Yine kapatılan 23. Hukuk Dairesi benzer bir içtihadında alacağın limit ipoteği miktarı aşılarak hesaplandığı ileri sürülen bir olayın davacının iddialarının alacağı esasına itiraz olmadığı zira alacağın gerçek olup olmadığı ve kaynağı hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmadığı bu durumda itirazın yalnız sıraya ilişkin olduğu gözetilerek görevin icra mahkemesine ait olduğu görüşünü benimsemiştir (23.HD. 15/03/2013 T., 2013/1427 E, 2013/1820 K.). Somut olayımızda da sözü edilen emsal içtihatlara benzer bir durum söz konusu olup takip alacağının Yediemin ücret tarifesi ile belirlenen kısmı kadar öncelikli olduğunun ileri sürülmesi, alacağın miktar ve esasına ilişkin olarak yorumlanamaz. Rüchaniyetle ilgili şikâyet söz konusudur. Yukarıda belirtilen emsal kararlarda da limit miktarı kadar ipotek alacağının öncelikli olmasından söz edilmektedir.

22- Alacaklının takip konusu otopark ücreti alacağının İİK’nın 138/2. kapsamında satış masrafı alacağı olmadığı takip alacaklısının cevap dilekçesindeki beyanları ile anlaşıldığından sıra cetvelinde bir önceliği bulunmamaktadır.

Bu nedenle şikâyetçinin MTV alacağının takip konusu yediemin ücreti alacağından önce ödemesi gerektiğinden şikâyetin reddine ilişkin mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekmektedir. Gerek İcra Mahkemesi gerekse Özel Daire şikâyetinin istemine sıra cetvelinde sıraya itiraz ve dolayısıyla icra mahkemesinin görevinde görerek incelediği hâlde genel kurulun çoğunluğunun istemi sıra cetveline itiraz davası niteliğinde görüp, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği görüşü benimsenerek yerel mahkeme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması kararına katılamıyoruz. Mahkeme kararının değişik gerekçe ile bozulması görüşündeyiz.

Dr. Şanver KELEŞ       Battal YILMAZ
Üye                              Üye