YENİLİK DOĞURUCU SEÇİMLİK HAKLAR TERDİTLİ OLARAK KULLANILAMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


03 Kas
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2016/27257
KARAR NO    : 2020/2249

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ          : Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                    : 14/04/2016
NUMARASI             : 2013/297 - 2016/301
DAVACILAR           : 1- Ö.T., 2- R.K., 3- M.S. vekili avukat M.Ö.
DAVALI                   : Ç. Belediye Başkanlığı vekili avukat L.G.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacılar, davalı Belediye Başkanlığı tarafından, konut projesi kapsamında inşa edilen Ç....şkent-2 sitesinde mülkiyet sahibi olduğunu, bloğunun en üst katında bulunan davacılara ait konutların tavan ve duvarlarından su sızmaları, küflenme, boya ve alçı dökülmelerinin mevcut olduğunu belirterek; yapım hatalarının giderilerek projesine uygun hale getirilmesini veya yapım maliyet bedeli olarak şimdilik 25.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olup bilahare vermiş oldukları 26/01/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 41.000,00 TL'ye arttırdıklarını beyan etmişlerdir.

Davalı belediye, 10 yıl geçtiğini belirterek davanın zamanaşımına uğradığını ve davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır 

Mahkemece, davanin kısmen kabulüne, dava konusu konutların gizli ayıplı açık teras olan çatı zemininin davalı Belediye tarafından ücretsiz olarak İnşaat Mühendisliği kurallarına göre uygun şekilde onarılmasına, Onarım işlemi yerine getirilmediği takdirde 37.500,00 TL bedelin davalı belediyeden yasal faizi ile birlikte alınıp davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.

1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesince hüküm fıkrasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği ifade edilmiş ardından öncelikle davalı tarafından onarılmasına onarım işlemi yerine getirilmediği taktirde ise onarım bedelinin davacılara ödenmesi yönünde karar verilmiştir. Hukuk Usulü Yasası 111/1. maddesi ile terditli dava açılması yönünde bir düzenleme yapılmış ise de, aynı hüküm 2. fıkrası ve yukarıda yazılı 297/2. maddeleri ile yasa koyucu tarafından terditli bir şekilde hüküm kurulmasına cevaz verilmemiştir. Karar bu hali ile infaz kabiliyeti taşımamaktadır. Mahkemece, bu şekilde terditli şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Bununla birlikte; davacıların talebi terditli dava mahiyetindedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227. maddesinde alıcıya tanınan haklar yenilik doğurucu yani tüketilen haklardan olup alıcı bunlardan ancak, birini kullanabilecek, başka bir anlatımla terditli olarak talepte bulunamayacaktır. Mahkemece, Türk Borçlar Kanunu'nun 227. maddesi ve HMK’nın 31. maddesi gereğince, yukarıda açıklandığı üzere davacının talebini neye hasrettiği açıklattırılıp, seçimlik hakkını ne şekilde kullandığı sorularak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

2- Eldeki davada birden fazla davacı olup, herbir davacı arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur. İhtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu durumlarda alacak tek bir dava ile istense de aslında herbir ihtiyari dava arkadaşı kadar dava söz konusudur. Bu nedenle, herbir davacı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulup, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 

3- Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

Yukarıda (1 ve 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 631,86 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN        ÜYE           ÜYE          ÜYE           ÜYE
A.S.Erkuş     A.Çolak     Ş.Bozer     Ö.Kerkez   C.Balıkçı

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2017/13-548
KARAR NO   : 2020/389

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                  : 
Bursa 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ                            : 22/10/2015
NUMARASI                    : 2015/759 - 2015/1052
DAVACI                          : Ş.A. vekili Av. Y.A.
DAVALILAR                   : 1- S.-K. Oto Tic. A.Ş. vekili Av. K.D.
                                          2- Ş. Otomotiv Mak. Tur. San. Tic. A.Ş. (F. Plaza)
                                              vekilleri Av. O.A. ve diğerleri

1. Taraflar arasındaki ayıplı malın misli ile değişimi istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Bursa 1. Tüketici Mahkemesince verilen davanın davalı Ş. Oto. Tic. A.Ş. yönünden sıfat yokluğundan reddine, davalı S.K. Oto. Tic. A.Ş. yönünden kabulüne ilişkin karar davalılardan S.K. Oto Ticaret A.Ş. vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı S.K. Oto Tic. A.Ş. vekili tarafından  temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği  görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:    

4. Davacı 01.03.2013 tarihli dava dilekçesiyle; davalı S.K. Oto Ticaret A.Ş’den 29.10.2010 tarihinde satın aldığı iki yıl/100.000km garantili 2011 model F. F....n marka aracın 2012 Kasım ayından itibaren fren esnasında yahut vites küçültme durumunda direksiyonun ağırlaşması suretiyle arıza vermeye başladığını, direksiyon kilitlenmesi şikâyetiyle yetkili servise başvurulduğunda sorunun motorun stop etmesinden kaynaklandığının anlaşıldığını, defaten gerçekleşen müdahalelere rağmen sorunun giderilemediğini, bu kez diğer davalı Ş. A.Ş’ye ait yetkili servise aracın teslim edildiğini, ancak bu davalı elindeyken aracın kazaya karıştığını ve hasar gördüğünü ileri sürerek aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı Ş. A.Ş. ve davalı S.K. Oto Ticaret A.Ş vekilleri davanın reddini istemişlerdir.

Mahkeme Kararı:

6. Bursa 1. Tüketici Mahkemesinin  25.03.2014 tarihli ve 2013/662 E.,2014/439 K. sayılı kararı ile; davanın S.K. Oto Ticaret A.Ş. yönünden kabulüne, davacıya 29/12/2010 tarihli fatura ile satılan (16 A.P 69 plakalı) araç her türlü hukuki ayıptan ari olarak davalı S.K. Oto Ticaret A.Ş.'ye iade edilerek, aracın bedelsiz misli ile değiştirilmesine, araçta meydana gelen toplam 3.000TL değer düşüklüğünün davacıdan alınarak davalı S.K. Oto Ticaret A.Ş.'ye ödenmesine, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin mümkün olmaması hâlinde, aracın her türlü hukuki ayıptan ari olarak S.K. Oto Ticaret A.Ş.'ye iadesi ile, bedeli olan 29.143,99TL'den araçtaki değer düşüklüğü olan 3.000TL çıkartıldıktan sonra bakiye 26.143,99TL'nin davalı S.K. Oto Ticaret A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı Ş. Otomotiv Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı S.K. Oto Ticaret A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 

8. Yargıtay 13. Hukuk  Dairesince  04.06.2015 tarihli ve 2014/26516 E.,2015/18721 K. sayılı kararı ile; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 4. maddesinde tüketiciye tanınan hakların yenilik doğurucu yani tüketilen haklardan olup tüketicinin bunlardan ancak birini seçebileceği, mahkemece davacıya hangi seçimlik hakkını kullandığı sorulup neticesine göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde terditli olarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Mahkemece 22.10.2015 tarihli ve 2015/759 E., 2015/1052 K.  sayılı karar ile; önceki gerekçelerin yanında, ayıplı aracın yenisi ile değiştirilmesi talebi ile açılan davada hüküm verilerek kararın kesinleşmesine kadar geçecek olan süre içerisinde, bedelsiz iadesi talep edilen aracın üretimden kalkması ve bu nedenle hükmün icrasının imkânsız hâle gelmesinin ihtimal dâhilinde olduğu, terditli karar verilmesinin sadece davacının değil, ediminden kurtulması için aleyhine hüküm kurulan davalının da lehine bulunduğu belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı  süresi içinde davalı S.K. Oto Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk  Genel  Kurulu önüne  gelen uyuşmazlık; malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi istemiyle açılan davada mahkemece misli ile değişimin mümkün olmaması hâlinde mal bedelinin iade edilmesi yönünde terditlihüküm kurulmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297. maddesi bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde: 

“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:

a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini

b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini

c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri 

ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini 

d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını

e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi    

(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. 

13. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Kurulacak nihaî hüküm ile mahkeme dosyadan elini çeker ve karar kesinleşmesini müteakip ilâmlı icranın konusu olur.

14. Somut olayda davacı tüketici, satın aldığı malı ayıplı olduğu iddiasıyla 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde sıralanan seçimlik haklarından ayıpsız misli ile değişim yönünde talebini belirlemiş, mahkemece hem aracın misli ile değişimine hem de bunun mümkün olmaması hâlinde bedelinin iadesi yönünde hüküm kurulmuştur. Özel Daire bozma kararında da belirtildiği üzere söz konusu terditli hüküm yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine aykırıdır. Bunun yanı sıra; bedel iadesi ancak sözleşmeden dönme hâlinde mümkün iken, ayıpsız misli ile değişimde tüketici davalı ile aralarındaki sözleşmeyi ayakta tutma iradesinde olduğundan, terditli olacak şekilde her ikisine hükmedilmesi HMK’nın 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez” şeklinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına uymadığı gibi kararı kendi içinde de çelişkili kılar. Kararın infazında tarafların yaşayabilecekleri sorunları, nihai hükümle davadan el çeken hâkim kendiliğinden göz önüne alıp çözümleyemez. Kanun koyucu sair düzenlemelerle bu gibi hâllerde ne yapılması gerektiğini kararlaştırmıştır. Nitekim 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Para ve Teminattan başka Borçlar Hakkında İlamların İcrası”na ilişkin 24. maddesinin dördüncü fıkrasının “Taşınır malın değeri, ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde, icra memuru tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunur.” şeklindeki hükmü bu yönde çıkabilecek sorunları gidermek amacıyla düzenleme altına alınmıştır.

15. Hâl böyle olunca terditli hüküm kurulmasının mümkün olmadığına ilişkin Özel Daire kararı açıklanan nedenlerle yerinde ise de, davacı tüketicinin tek bir talebi bulunduğu gözden kaçırılarak terditli taleple dava açılmış gibi “Mahkemece davacıya hangi seçimlik hakkını kullandığı sorulup neticesine göre karar vermek gerekirken…” şeklinde kararda yer alan ifadenin dosya içeriğiyle uyuşmadığı da açıktır.

16. Sonuç itibariyle direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

IV. SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

Direnme kararının bu değişik gerekçe ve nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

ESAS NO       : 2021/7132
KARAR NO    : 2021/10362

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              :
SİVAS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ                        : 22/05/2019
NUMARASI                : 2018/495 - 2019/327
DAVACI                      : V.Ö. VEK. AV. M.G. VD.
DAVALILAR               : 1- O. TÜRKİYE OTOMOTİV LİMİTED ŞİRKETİ,
                                     2- U. OTO MOTORLU ARAÇLAR TİC. LTD. ŞTİ. VEK. AV. A.G. VD.

Taraflar arasındaki ayıplı malın misli ile değişimi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan O. Türkiye Otomotiv Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı; davalı U. Oto Ltd. Şti. ile aralarında 2013 Model O. A. marka aracın satın alımına ilişkin 30/06/2013 tarihli sözleşme bulunduğunu, aracı satmak istediği sırada alıcının talebi üzerine 05/03/2014 tarihinde alınan ekspertiz raporuna göre araçta sol arka çamurluk, sol arka kapı, sol ön kapı ve son ön çamurluğun boyalı olduğunun tespit edildiğini, davalı firmanın ayıplı malın değişimini kabul etmediğini ileri sürerek aracın bedelinin iadesini veyahut aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep etmiş; davacı ve vekili 16/06/2015 tarihli duruşmada, davaya konu aracın yenisi ile ücretsiz olarak değiştirilmesine yönelik seçimlik hakkını kullanmak istediklerini bildirmişlerdir.

Davalılar; aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu aracın ücretsiz olarak yenisiyle değiştirilmesine dair verilen hükmün davalı O. Türkiye Otomotiv Ltd. Şti. vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 13 Hukuk Dairesinin 19/02/2018 tarihli ve 2015/36947 Esas 2018/2123 Karar sayılı kararıyla, “Aralarında kimya ve makine mühendisi bulunan ve üniversitelerden seçilecek bilirkişi heyetinden rapor alınarak, boya hatasının imalat hatası olup olmadığı ve aracın bu nedenle gizli ayıplı olup olmadığı incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davanın kabulü ile davaya konu 2013 model 58 TZ 2.7 plakalı O. A. aracın davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla ücretsiz olarak yenisiyle değiştirilmesine; bu mümkün olmadığı takdirde davacı tarafından aracın iade edilmesi suretiyle, davacının ödemiş olduğu satın alma bedeli olan 33.378,66TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı O. Türkiye Otomotiv Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1) Davacı, eldeki dava ile davaya konu aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek aracın yenisi ile değiştirilmesini, mümkün olmadığı takdirde bedel iadesine karar verilmesini istemiştir. Dava konusu aracın gizli ayıplı olduğunun anlaşılması halinde, dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 13. maddesi ve Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesi gereğince, davacının yine 4077 sayılı yasanın 4. maddesine göre aracın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesini veya ayıp oranında bedel indirimini, ücretsiz tamirini talep hakkı doğar. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde tüketiciye tanınan seçimlik haklar yenilik doğurucu haklar olup, anılan bu kanun maddesi hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi tüketici, kendisine tanınan seçimlik haklardan sadece birini kullanabilecek, başka bir anlatımla terditli olarak talepte bulunamayacaktır. Davacı, yargılama sırasında, aracın yenisi ile değiştirilmesini talep etmiş; mahkemece, dava konusu aracın yenisi ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde 33.378,66TL bedelin aracın iade edilmesi suretiyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki; HMK'nın 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talepleri ile bağlı olup, bundan fazlasına veya başka şeye karar veremez. Öte yandan, aracın ayıpsız misli ile değişimi mümkün olmaz ise, hükümde yazılı olmasa da İcra İflas Kanununun 24. maddesi gereğince işlem yapılacaktır. Mahkemece, bu hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde infazda tereddüt uyandıracak şekilde terditli olarak karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

2) Bozma nedenine göre, davalı O. Türkiye Otomotiv Ltd. Şti. vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda birince bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı O. Türkiye Otomotiv Ltd. Şti. vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılardan O. Türkiye Otomotiv Ltd. Şti.'ne iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye                Üye                Üye             Üye
M. DUMAN      F. PINARCI    A. F. AYAZ     E. ATEŞ      M. GÜRKANLI