ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMEDİKÇE BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİNDE NİSPİ DEĞİL MAKTU KARAR VE İLAM HARCI ALINMASI GEREKİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


07 Ara
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/10
KARAR NO    : 2021/61

TÜRK MİLLETİ ADINA

KARAR

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ              : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
TARİHİ                        : 16/01/2020
NUMARASI                : 2017/2526 - 2020/96
İLK DRC. MHK.         : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                       : 04/07/2017
NUMARASI                : 2014/627 - 2017/371
DAVACI                      : O. Tekne San. ve Turizm Tic. A.Ş. Vek. Av. M.K.E.
DAVALI                       : F. Tersanesi Ltd. Şti. Vek. Av. F.D.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davalı vekili Avukat R.P. geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Davacı vekili, davacı ile davalı şirketler arasında araç kiralama ve yurtiçi, yurtdışı şirket yönetimi ile organizasyon işine ilişkin sözleşme yapıldığını, davacının sözleşme nedeniyle üzerine düşen edimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının cari hesap ekstresinden kaynaklı borcunu ödenmemesi nedeniyle başlattıkları icra takibinin haksız itiraz neticesinde durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıya borçlarının bulunmadığını, davacı eski yetkilisinin davalı şirketin müdürlüğünü yaptığı dönemde davalıyı dolandırdığını ve davacı talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince, davacı tarafından tanzim edilmiş faturalara davalı itirazı bulunmadığı ve takibe konu miktarın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, açıklanan nedenlerle alacağın likit olduğunun da kabulü gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile icra takibine vaki itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, dava konusu talebin 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve henüz zamanaşımına uğramadığı, davacı şirket yetkilisinin sorumluluğuna ilişkin savunmanın ayrı bir dava konusu edilebileceği ve ödeme savunmasının da yeterince kanıtlanamamış olduğu belirtilerek, esastan reddedilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargı harçlarına, 02.07.1964 tarihinde kabul edilen 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 1/1-1.bendinde yer verilmiştir. Yasanın birinci kısmı “Yargı Harçları“ üst başlığını taşımaktadır. ”2”. maddenin 1. fıkrasında, yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı olan tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı belirtilmiştir. Mükellef üst başlığı ile 11. maddede, genel olarak yargı harçlarını, davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen kişilerin ödemekle yükümlü olacağına yer verilmiştir. Harç alma ölçüleri ve nispetleri üçüncü bölümde 15. vd maddelerde düzenlenmiştir. Değer esası üst başlığı ile 16. maddede, değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas alınacağı, 21. maddede yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınacağı, 28. maddede, nispi karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin geri kalanın, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.

 492 sayılı Harçlar Kanunun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarife “Yargı Harçları“dır. Tarifede, yargı harçları, “Mahkeme Harçları“ üst başlığı ile, 1- Başvurma harcı, 2- Celse harcı, 3-Karar ve ilam harcı olarak, karar ve ilam harcı ise nisbi ve maktu harç olarak ayrı ayrı düzenlenmiştir. Başvurma harcı bölümünde, alınması gereken harç tutarları, derece ve yüksek mahkemeler ayrı ayrı belirtilerek, karar ve ilam harcı kısmındaki maktu harç bölümünde ise yine derece ve yüksek mahkemeler ayrı ayrı gösterilmiştir. Karar ve ilam harçlarından nispi harç bölümünde, “a” bendinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden şeklindeki genel açıklamadan sonra, özellik arz eden uyuşmazlıklardaki harç oranlarına yer verilmiş, “e” bendinde “...Yukarıdaki nispetler Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasının hüküm altına aldığı kararlar için de aynen uygulanır“ hükmüne yer verilmiştir. Çoğunluk görüşü, söz konusu bu düzenleme kapsamında, davalı taraftan, Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurusu halinde, Harçlar Kanunu düzenlemesi kapsamında, nispi harca tabi davalarda, bu nispette harç alınması gerektiği kabul edilerek bu nispetler üzerinden harç alınmakta, işlemler yapılarak, hüküm tesis edilmektedir.

HMK’nın sekizinci kısmında “Kanun Yolları” düzenlenmiş, birinci bölümde“İstinaf“ kanun yoluna yer verilmiştir. Yasanın 341. maddesinde ise istinaf yoluna başvurulabilen kararlar belirtilmiştir. 344. maddede, istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödeneceğine yer verilmiştir. Ne şekilde ve hangi oranda harcın alınması gerektiği, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince tespit edilecektir. 5235 sayılı “Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun” 3. maddesinde “Adli yargı ikinci derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleridir “ düzenlemesine yer verilmiştir.

Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, tarifenin 1/e bendinde, işin esasının hüküm altına aldığı kararlar için de aynen uygulanacağı şeklindeki kararlardan anlaşılması gerekenin, kararın ilk derece mahkemesi yerine geçilerek vermesi ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlardan oluşması olduğunun kabulü isabetli olacaktır. Çünkü buna dair hüküm verilmeden önce, ilk derece mahkeme kararı kaldırılmakta ve sonuç olarak ikinci, derece mahkemesi olarak verilen yeni bir hüküm oluşmaktadır. İlk Derece Mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan ret kararları icra edilebilir karar niteliğinde değildir. Burada halen ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir.

İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı da değildir. (Pekcanıtez -Atalay - Özekes sh.583, Konuralp, Uluslarası Toplantı sh.260,100 soruda istinaf ve temyiz sh 99) Bölge Adliye Mahkemesinde, istinaf başvurusunun esastan reddinde, işin esası hakkında yeni bir karar verilmemektedir.

Açıklanan nedenlerle ve özellikle Harçlar Kanunu ile bağlı tarife hükümleri, 5235 sayılı Kanun ve ilgili tüm yasal mevzuat kapsamında, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında karar verilmedikçe Bölge Adliye Mahkemelerinde nispi değil maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2020 tarih, 2017/2526 Esas ve 2020/96 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının 2. bendinin karar metninden çıkarılmasına, yerine 2. bent olarak “Alınması gerekli 54,40 TL istinaf karar harcının peşin alınan 5.037,00 TL istinaf karar harcından mahsubu ile bakiye 4.982,60 TL’nin davalıya iadesine” ibarelerinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 14.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan         Üye               Üye                     Üye            Üye
M. KIYAK      A. ERGİN      Ö. KIZILKAYA    M. AKSU    D. AĞIRMAN


BİLGİ : "Kanun yolu başvurusu sonucunda esastan red veya onama kararı verilmişse maktu harç alınamaz" şeklindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 25 Şubat ve 12 Şubat 2019 tarihli kararları için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/kanun-yolu-basvurusu-sonucunda-esastan-red-onama-karari-verilmisse-maktu-harc-alinamaz