KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TENKİS ALACAĞI TERCİH HAKKININ KULLANILDIĞI ANDA MUACCEL OLDUĞUNDAN TERCİH HAKKININ KULLANILDIĞI TARİHTEN İTİBAREN FAİZ YÜRÜTÜLMELİDİR.

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/8272
KARAR NO    : 2022/4336

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ           : Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 08/12/2020
NUMARASI             : 2014/444 - 2020/324
DAVACILAR            : Z.E. vd.
DAVALILAR            : S.E. vd.

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/04/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, terditli talep tenkis istenmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen 2007/96 Esas sayılı davanın kabulüne, birleştirilen 2005/421 Esas, ve 2005/71 Esas sayılı davanın reddine dair verilen 08/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Savaş E. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tenkis istemine ilişkindir.

Asıl ve birleştirilen davalarda davacı Cahide Ufuk Y. vekili ile davacı Zafer E. vekili, davacılar ve davalıların kardeş olduklarını, dava konusu 27 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 2/24 payın miras bırakan Mustafa E. adına kayıtlı iken 23.03.1983 tarihinde 950.000TL bedelle davalı mirasçı Hakan E.'na temlik edildiği, daha sonra 27 ada 12 parselin 589 ada 12 parsel numarasını aldığı, kat irtifakına geçilerek 2/24 paya 8 numaralı mesken cinsli bağımsız bölümün özgülendiği ve halen davalı Hakan E. adına kayıtlı olduğunu, 142 ada 25 sayılı 53,40 m2 yüzölçümlü kargir ev cinsli taşınmazın miras bırakan adına kayıtlı iken 14.11.1990 tarihinde rücu şartlı bağış yoluyla davalı mirasçı Savaş E.'na temlik edildiğini, 59 ada 4 sayılı 143,06 m2 yüzölçümlü arsa cinsli taşınmazın Şevket A. adına kayıtlı iken kat irtifakına geçilmesi üzerine 7/10 payını üzerinde bıraktığını, zemin kat 1 numaralı bağımsız dükkanın kat irtifakına karşılık 1/10 arsa payını Savaş, Hakan ve Mustafa E.'na yine 3. kat 8 numaralı meskenin kat irtifakına karşılık olan 1/10 arsa payını Savaş E.'na 23.3.1983 tarihinde sattığını, daha sonra Mustafa ve Hakan E.'nun paylarını 02.10.1995 tarihinde Ali A.'a sattıklarını, Savaş E.'nun 3/30 arsa payına karşılık olarak 8 numaralı bağımsız bölümün özgülendiğini ve halen Savaş üzerinde kayıtlı olduğunu belirterek, miras bırakan tarafından muvazaalı olarak satış yoluyla davalılara temlik edilen taşınmazlarda davalılar adına olan tapu kayıtlarının müvekkillerinin miras payı oranında iptali ile davacılar adına tesciline, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde tasarrufun tenkisi ile belirlenecek miktarın yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.

Davalı vekilleri cevap dilekçeleri ve yargılama aşmasındaki beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece davalılardan Hakan adına tescil edilen 589 ada 12 parsel ve davalılardan Savaş adına tescil 59 ada 4 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın kabulüne, 142 ada 25 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın reddine, 142 ada 25 parsel sayılı yönelik muvazaa ve tenkis istemlerinin reddine, birleştirilen 2005/171 Esas sayılı dosyada dava konusu taşınmazın davalı Savaş adına kayıtlı olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu yönünden reddine, birleştirilen 2005/421 Esas sayılı dosyanın tarafları ve konusunun 2005/159 Esas sayılı dosya ile aynı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle sonraki tarihli 2005/421 Esas sayılı dosyanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Hükmün, taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19.03.2013 tarihli 2012/16687 Esas, 2013/3761 Karar sayılı ilamı ile “1- Davalılardan Hakan E.'nun 589 ada 12 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddine, 2- Davalı Savaş E.'nun 59 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yönünden; 59 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ait satış akit tablosu incelendiğinde ... söz konusu taşınmazın satış akdinde Savaş E.'na ait pay yönünden miras bırakan taraf olmayıp, üçüncü kişiye satılan 1/10 pay yönünden taraftır. Mahkemece, 59 ada 4 sayılı taşınmazın miras bırakan tarafından Şevket A.'dan satın alınarak mirasçılarından mal kaçırma amacıyla tapuda Savaş E. adına tescil ettirildiği gerekçesiyle 59 ada 4 parselin tapu kaydının iptaline karar verilmiş ise de mahkemenin kabul gerekçesi muvazaalı satışa ilişkin olmayıp gizli bağış hukuksal nedenine dayalıdır. Mahkemenin kabulüne göre yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalılardan Savaş) adına kaydettirmesi halinde 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten 01.04.1974 tarihli karar, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Mahkemenin kabul gerekçesinde olduğu bedeli miras bırakan tarafından ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur....Mahkemece gizli bağış yönünde yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı gerekçe ile muvazaa isteği yönünden davanın kabulüne gidilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle mahkemece 59 ada 4 sayılı taşınmazdaki Savaş'a ait payın bedelinin miras bırakan tarafından ödenip ödenmediği yönünde tarafların bildirdiği delillerin eksiksiz toplanması, tanıkların dinlenilmesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının ilgili kurumlardan tetkiki, bedel ödemesi ile ilgili evrakların temini, miras bırakanın ve davalı Savaş'ın tüm mal varlığının araştırılması, Savaş'a yapılan temlikin gizli bağış niteliğinde olduğunun tespiti halinde 01.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı gözetilerek terditli olan tenkis isteği yönünden bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda: 2014/444 Esas sayılı asıl dava yönünden davanın kabulü ile 35.642,37 TL'nin, ilk dava tarihi olan 12.04.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Savaş E.'ndan alınarak, davacı Cahide Ufuk Y. mirasçılarına 1/4'er pay ile ödenmesine; birleştirilen 2007/96 Esas sayılı dava yönünden davanın kabulü ile 35.642,37 TL'nin ilk dava tarihi olan 26.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacı Zafer E.'na verilmesine; birleştirilen 2005/421 Esas sayılı dava yönünden, tarafları ve dava konusu aynı olduğundan ve 2005/159 Esas sayılı dava daha önce açılmış bulunduğundan, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine, birleştirilen 2005/171 Esas sayılı davada davacı Cahide Ufuk Y. tarafından Savaş E.'na karşı açılan davanın, taşınmaz tapuda Hakan E. adına kayıtlı olduğundan pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Hükmü, asıl ve birleştirilen davada davalı Savaş E. vekili temyiz etmiştir.

Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz.

Öte yandan, tenkis davalarının niteliğine göre, davalının TMK 564/1 (MK.nun 506.) maddesi uyarınca tercihini nakten ödeme yönünde kullanması halinde, diğer para borçlarında olduğu gibi temerrüde düşen davalının faiz ödemesi gerekir (BK.md. 103. TBK 120. md).

11.11.1994 tarih, 4-4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği üzere tenkis alacağı tercih hakkının kullanıldığı tarihte muaccel hale geleceğinden faize tercih hakkının kullanıldığı günden geçerli olmak üzere hükmedilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle;

1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı Savaş E. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2) Diğer temyiz itirazlarına gelince; tenkis hesabı sonucu belirlenen miktara tercih hakkının kullanıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece asıl ve birleştirilen dava yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Savaş E. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca hüküm sonucunun A.1. bendinde yer alan "ilk dava tarihi olan 12.04.2005" ibaresinin hüküm sonucundan çıkarılarak yerine "tercih tarihi olan 29.05.2019" ibaresinin eklenmesine; hüküm sonucunun B.1. bendinde yer alan "ilk dava tarihi olan 26.02.2007" ibaresinin hüküm sonucundan çıkarılarak yerine "tercih tarihi olan 29.05.2019" ibaresinin eklenmesine, hükmün HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan         Üye               Üye                    Üye              Üye
H. ONAT       S. TÜRE       A. S. ERKUŞ     M. EROL      B. ŞEN

BİLGİ : “Tenkis alacağı karar tarihinde muaccel hale geldiği için karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir” şeklindeki Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 01 Nisan ve 23 Haziran 2021 tarihli kararları için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/tenkis-alacagi-karar-tarihinde-muaccel-hale-geldigi-icin-karar-tarihinden-itibaren-faiz-yurutulmesi-gerekir

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/5485
Karar No      : 2024/375

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 18.02.2021
SAYISI                                 : 2015/36 E., 2021/98 K.

Taraflar arasında görülen tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 2. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ve davalıların 09.01.1994 tarihinde vefat eden miras bırakan Tahir Ç.'ın mirasçıları olduklarını, miras bırakanın 07.06.1993 tarihinde 36, 37, 38 ve 3 No.lu parselleri davalılara bağışladığını, miras bırakanın bu tasarrufunun davacılardan mal kaçırma amaçlı olduğu ve müvekkillerinin saklı payını ihlal ettiğinden bahisle müvekkillerinin saklı payının tenkisi ile dava tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacıların miras bırakanın mal kaçırma kastı ile hareket ettiğine yönelik iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacıların saklı paylarının ihlal edilmediğini, miras bırakanın dava konusu taşınmazalar dışında bir çok taşınmazının da bulunduğunu, miras bırakanın sağlığında kendisine davalıların bakması nedeniyle miras bırakanın minnet duygusu ile davalılara dava konusu taşınmazları bağışladığından bahisle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.12.2005 tarihli ve 1994/522 Esas, 2005/50 Karar sayılı kararıyla; yapılan yargılama sonucunda miras bırakanın yaptığı bağışlama ile davacıların saklı payının ayrı ayrı 3.561.701.628 TL(3.561,70 YTL) ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin 10.12.2005 tarihli ve 1994/522 Esas, 2005/50 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalılar Ali ve Ulvi vekili ve bir kısım davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 20.12.2005 tarih ve 2005/20014 Esas, 2005/17928 Karar sayılı ilâmında; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile diğer temyiz itirazlarına yönelik olarak 213 ada 27 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 429 m² olduğu halde, 492 m² olarak hesaplanması,

3. Sağ kalan eşin saklı payı düşülmeden tasarruf edilebilir kısmın hesaplanması ile davalılar saklı paylı mirasçılar olduğu hâlde kazandırma tutarı belirlenirken saklı paylarının düşülmeden hesap yapılması,

4. Kabule göre de; faize tercih tarihinden itibaren yasal faize uygun kademeli olarak hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında davanın kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı olarak her bir davalıdan yine ayrı ayrı olarak 20.807,76 TL tenkis bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalılar Ali ve Lütfi Ç. vekili, davalı Tahir Ç. vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, davalıların tercih beyanlarının yanlış değerlendirildiğini, taraflarınca yapılan itirazlar değerlendirilmeye alınmadan karar verildiğini ileri sürmüştür.

2. Davalılar Ali Ç. ve Ulvi Ç. vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararı öncesi verilen ilk kararın davacılar tarafından takibe konulduğunu, Emirdağ İcra Müdürlüğünün 2005/2325 Esas sayılı dosyasında her bir davalının 20.000,00 TL ödeme yaptığını ve icra dosyasının infazen kapatıldığını, davalıların ödedikleri miktarların dikkate alınmadan tenkis alacağına hükmedildiğini, miras bırakanın dava konusu tasarruflarda saklı payları ihlal kastı ile hareket etmediğini, Mahkemece bozma ilâmına uyulsa da gereğinin yerine getirilmediğini, faizin bozma ilâmına aykırı olarak dava tarihinden itibaren işletildiğini, davalılara yeniden tercih hakkı sorulmadığını ileri sürmüştür.

3. Davalı Tahir Ç. vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Mahkemece bozma ilâmının gereğinin yerine getirilmeden karar verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 507 nci maddesi şöyledir;

"Aşağıdaki tasarruflar, ölüme bağlı teberrular gibi tenkise tabidir.

1. İadeye tabi olmamak üzere miras hissesine mahsuben cihaz, teessüs masrafı yahut mal terki şeklinde vaki ölüme bağlı olmayan teberrular.

2. Miras haklarının berveçhi peşin tasfiyesi maksadiyle yapılan teberrular.

3. Hibe edenin, kayıtsız ve şartsız rücua hakkı olan hibeler ile adet üzere verilen hediyeler müstesna olarak,

vefatından evvelki bir sene içinde yapılmış hibeler.

4. Mahfuz hisse kaidelerini bertaraf etmek kasdiyle yapıldığı aşikar olan temlikler."

3. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 11.11.1994 tarihli ve 1994/4 Esas, 1994/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...Medeni kanunun 454. maddesinde yer alan hükmün yalnızca tasarruf nisabının belirlenmesine mahsusu olduğu, medeni kanunun 506. maddesi uyarınca değerinde azalma olmasızın sabit tenkis oranına göre, bölünmesi mümkün olmayan bir mala ilişkin tasarrufun tenkisi gerekmesi halinde, bölünmezliğin belirlenmesinden sonra, aynı hüküm uyarınca kullanılan seçimlik hak ile taraflardan birinin diğerindeki nakit alacağının belirlenebilir ve muaccel hale geldiği; böylece 'vücudu nihayet bulmuş olan' (B.K.61) sağlar arası tasarruflarda davalının, ölüme bağlı tasarruflarda davacının haksız iktisabının oluştuğu, Medeni Kanunun 506. maddesi uyarınca aynen teslim edilmeyen malın iadesi gerektiğinin (B.K.61) anlaşıldığı an olan tercih hakkının kullanıldığı andaki tam değerinin ödenmesinin haklar dengesine (B.K.43, M.K.4) uygun düşeceği kabul edilmiştir."

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.12.2005 tarihli ve 1994/522 Esas, 2005/50 Karar sayılı kararında hüküm altına alınan tenkis bedelinin Eskişehir 2. İcra Müdürülüğünün 2005/2325 Esas sayılı icra takibi ile tahsil edilmiş olmasının, mükerrer tahsilat istemi hâlinde ödeme def'inin ileri sürülebileceğinin de anlaşılmasına göre; davacılar vekili ve davalı Tahir Ç. vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalılar Ali ve Ulvi Ç. vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalılar Ali ve Ulvi Ç. vekillinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 11.11.1994 tarihli ve 1994/4 Esas, 1994/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince aynen teslim edilmeyen malın iadesi gerektiğinin (B.K.61) anlaşıldığı an olan tercih hakkının kullanıldığı andaki tam değerinin belirlenerek hüküm altına alınan tenkis bedeline tercih tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekir. Nitekim Mahkemece davaya konu taşınmazların tercih tarihi olan 10.10.2013 tarihi itibarıyla değerlerinin belirlenmesi suretiyle tenkis bedeline ulaşıldığı hâlde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru değildir.

3. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekili ile davalı Tahir Ç. vekilinin tüm, davalılar Ali ve Ulvi Ç. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalılar Ali ve Ulvi Ç. vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının, hüküm fıkrasının bir numaralı bendinin birinci paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden'' kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının bir numaralı bendinin ikinci paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden'' kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının bir numaralı bendinin üçüncü paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden'' kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının iki numaralı bendinin birinci paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden" kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının iki numaralı bendinin ikinci paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden'' kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının iki numaralı bendinin üçüncü paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden'' kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının üç numaralı bendinin birinci paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden" kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının üç numaralı bendinin ikinci paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden'' kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının üç numaralı bendinin üçüncü paragrafında faizin başlangıcını gösteren ''dava tarihinden'' kelimelerinin çıkarılarak, yerine ''10.10.2013 tarihinden'' ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye               Üye                      Üye                  Üye 
Hikmet Onat      Suna Türe     Gülfem Saygılı    Bayram Şen     Necmi Apaydın