YABANCI MAHKEME KARARININ TENFİZİ İSTEMİ MAKTU HARCA TABİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


16 Haz
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY    
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO            : 2020/5273
KARAR NO         : 2022/2001

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ            : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ                      : 25/11/2019
NUMARASI               : 2019/1522 - 2019/1870
DAVACI                     : Z.I. GMBH
VEKİLİ                       : AV. A.L.Ç.   
DAVALILAR              : 1- A.R.A.
                                     2- S.A.
VEKİLİ                      : AV. G.A.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.01.2019 tarih ve 2018/669 E- 2019/71 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.11.2019 tarih ve 2019/1522 E - 2019/1870 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.03.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B.C.E. ile davalılar vekili Av. A.E. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Esra Can tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili tarafından davalılar aleyhine Almanya Nürnberg Eyalet Mahkemesi nezdinde alacak davası açıldığını, bu davanın 14/09/2015 tarihinde kabul edilerek karara çıktığını ileri sürerek söz konusu kararın infazı için tenfiz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, yetki itirazında bulunmuş, bununla birlikte taraflar arasındaki distirübütörlük sözleşmesinin davacı tarafça haksız olarak fesih edildiğini, kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince; söz konusu yabancı mahkeme kararının kesinleştiği, kararda kesinleşme şerhi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede Almanya Mahkemelerinin yetkili kılındığı, kararda kamu düzenine aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karara karşı, davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; davalılar vekili mahkemece verilen sürede HMK'nin 344. maddesine göre nispi istinaf başvuru harcını yatırmadığından, istinaf talebinin reddi gerektiği, ek karar ile verilen istinaf isteminin reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın nispi harca tabi olduğu ve davalılarca muhtıraya rağmen eksik harç tamamlanmadığı gerekçesiyle ek karar ile davalıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de aynı gerekçeyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, Dairemizin yerleşik kararları gereğince, tenfiz davaları nitelikleri itibariyle eda davası olarak değil, tespit davası mahiyetinde kabul edilmekte olup maktu harca tabidir. (Yargıtay 11. H.D. 2015/2117e-2015/8206k., 2015/6162e.-2016,73018k., 2015/14689e-2017/2412k., 2020/6717e-2020/4927k.)

Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, işin esasına girilerek, davalıların istinaf sebepleri kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçeyle esastan red kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bntte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 16/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Başkan                      Üye                        Üye                    Üye                       Üye
Abdullah YAMAN       E. S. BAYDAR       M. CEBECİ        Dr. O. SEKMEN    M. ÖZDEMİR
                                   (M)

KARŞI OY

Uyuşmazlık, nispi değere tabi bulunan ve kabulüne karar verilen davada, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi durumunda alınması gerekli istinaf peşin harcının maktu mu yoksa nispi mi olacağına ilişkindir.            

Bölge Adliye Mahkemesince verilecek kararlardan, istinafa başvuran davalının en fazla aleyhine sonuç doğuran karar HMK 353/b-1 maddesinde ifade edilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararıdır.

İstinaf başvurusu üzerine alınacak peşin harcın, başvurunun esastan reddi ihtimaline göre alınması gerekir.

T.C. Anayasasının 73/3 maddesinde "Vergi, resim, harç vb. mali yükümlülüklerin Kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı",

492 sayılı Harçlar Yasası'nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",

(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",

1/e maddesinde "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı" düzenlenmiştir.

Nisbi harca esas Bölge Adliye Mahkemelerince işin esasının hüküm altına alındığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir. Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.

Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)

Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir. (Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)

Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalıca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, davalının istinaf dilekçesinde nisbi peşin harcı yatırmaması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince çıkarılan muhtıra ile istinaf peşin harcının nisbi oranda yatırılması gerektiği ihtar edilmiş, ihtarname gereğinin davalı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle 11.06.2019 tarihli ek kararla istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, ek karara yönelik davalının istinaf başvurusu esastan red edilmiştir.

Sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda, tenfiz davalarının maktu karar ve ilam harcına tabi bulunduğu, bu nedenle istinaf peşin harcının da maktu olması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuş olup çoğunluk görüşü sonucu itibariyle doğru olmakla birlikte tenfiz davalarının maktu harca tabi olduğu gerekçesine katılmak mümkün değildir.

Zira 492 sayılı Harçlar Yasası'nın 4. maddesinde "Yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nev'i ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınacağı düzenlenmiş olup tenfiz istemine konu yabancı mahkeme ilamının bir alacağın tahsiline ilişkin bulunmasına göre, derdest tenfiz davasının nisbi karar ve ilam harcına tabi olduğu izahtan varestedir.

Sayın çoğunluğun, tenfiz davalarının maktu karar ve ilam harcına tabi olduğuna ilişkin yasal hiçbir dayanağı bulunmayan görüşü T.C. Anayasası'nın 73/3 maddesi hükümlerine de aykırıdır.

Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluk görüşü sonucu itibariyle doğru olmakla birlikte 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 4. maddesine açıkça aykırı bozma gerekçesine katılamıyorum.

Üye
Eyüp Sabri BAYDAR

BİLGİ : “Yabancı hakem kararının tenfizi davalarında da nispi harç alınamaz” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Haziran 2019 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/yabanci-hakem-kararinin-tenfizi-davalarinda-da-nispi-harc-alinamaz