HMUK DÖNEMİNDE AÇILAN DAVA ISLAH İLE BELİRSİZ ALACAK DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


11 Ara
2019

Yazdır

T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2019/5973
KARAR NO    : 2019/15573

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ           : RİZE İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ                     : 17/06/2016
NUMARASI              : 2015/477-2016/152
DAVACI                    : A. GIDA SAN. TİC. A.Ş. ADINA AVUKAT A.G.
DAVALILAR             : 1- M.K. ADINA AVUKAT M.D.Ç. 
                                    2- İ.B.
                                    3- Y.E.
BİRLEŞEN DAVA    : RİZE 2. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ 2010/275 E. 2010/540 K.
BİRLEŞEN DAVACI : A. GIDA SAN. TİC. A.Ş. ADINA AVUKAT A.G.
BİRLEŞEN DAVALI : M.K. ADINA AVUKAT M.D.Ç.

BİRLEŞEN DAVA    : RİZE 2. ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ 2010/299 E. 2010/542 K.
BİRLEŞEN DAVACI : A. GIDA SAN. TİC. A.Ş. ADINA AVUKAT A.G.
BİRLEŞEN 
DAVALILAR              :
1- M.K. ADINA AVUKAT M.D.Ç.
                                     2- İ.B. 
                                     3- Y.E.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan Mehmet K. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY  KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili asıl davada, davalı İsmail B.'ün davacı nezdinde çalıştığını, şirket müşterilerinden tahsilat yapmasına karşı bunu şirket kayıtlarına geçirmediğini, kendi şahsi işlerinde kullandığını, davalının zimmetine para geçirdiğini, davacının alacağını tahsili için Rize 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/2..0 Sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı hakkında tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Davacı vekili birleşen 2010/275 Esas sayılı davada, davalı Mehmet K.’ın davacı şirkette satış ve pazarlama müdürü olarak çalıştığını, müşterilerle tek başına muhatap olduğunu, davalının müşterilerden tahsil ettiği paraları şahsi işlerinde kullandığı, müşteriler adına sahte senetler düzenlediği, bu nedenle davalı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, davalının suçu kabul ettiğini, davacının alacağını tahsili için Rize 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/2..0 Sayılı dosyası ile takip başlattığını,davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı hakkında tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Davacı vekili birleşen 2010/299 Esas sayılı davada, borçlu olan davalı Mehmet K.'ın 01/08/1993 tarihinden itibaren davacı nezdinde satış ve pazarlama müdürü olarak çalıştığını, şirketin kendisine güvenini sağlayıp müşterilerle tek başına muhatap olduğunu, davacının bir süre sonra iş değişikliği yaparak Mehmet K.'ı diğer şirketleri olan O.A. Kollektif Şirketi'ne atadığını, aynı yerde davalı Mehmet K. ile beraber çalışan davalı Yılmaz E.'nun görevine devam ettiğini, davalılardan Mehmet K.'ın tahsil ettikleri paraları şirket hesabına aktarmayıp zimmetlerinde tuttuğunu, davalı Yılmaz E.'nun bu durumu bildiği halde göz yumduğu,davalı İsmail B.'ün de tahsil ettiği paraları şirket hesaplarına yansıtmadığını, bu nedenle davalılar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek 10.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı İsmail B., kendisinin davacı şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, şirketin müşterilerinin şirkete olan borçları için kendisine teslim ettikleri ödemeleri şirket yetkililerine teslim ettiğini, bunun şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, sadece zuhulen 400 TL lik bir miktarı şirkete teslim etmediğini, bunun da 200 TL sinin maaşından kesinti yapılarak tahsil edildiğini, davacı şirketin yaptığı icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle takibe itirazda bulunduğunu, davacının talep edebileceği alacak miktarının 200 TL olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı Yılmaz E., davayı ve suçlamayı kabul etmediğini, suçsuz olduğu halde ceza verildiğini, cezasını da çektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı Mehmet K. vekili, davacı tarafça açılan davanın gerek alacak yönünden ve gerekse de takip hukuku yönünden zamanaşımına uğramış olduğunu, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerekli olduğunu, ayrıca taraflar arasında hukuki ilişkinin başlangıç tarihi olan 01.08.1993 olarak bildirildiğini , aradan geçen sürenin yaklaşık 17 yıllık bir süre olduğunu, 17 yıl sonra haksız fiil hukuku nedenine dayalı olarak davanın açılmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

C) Bozma ilamı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:

Mahkemece ilk kararında, esas dava ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28.04.2014 tarih ve 2014/116 E., 2014/ K. sayılı ilamı ile; "....Somut olayda davacı ile davalılar arasında iş akdi bulunduğu ve uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu'ndan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda anılan yasanın 1.maddesinin öngördüğü koşulların somut olayda oluştuğu açık seçiktir....... mahkeme ara kararı ile davaya "İş Mahkemesi sıfatıyla" baktığını belirterek davaya bakmaya devam eder......Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin davaya Asliye hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....." gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak görevsizlik kararı verilmiş,görevli iş mahkemesince yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporları doğrultusunda asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı vekili ve davalı Mehmet K. vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir. 

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 

2- Somut uyuşmazlıkta, dava 18.05.2010 tarihinde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde kısmi dava olarak açılmıştır.

Davacı vekili 31.08.2012 havale ve harç tarihli dilekçesi ile ıslah harcı yatırıp ıslah dilekçesi vererek "kısmi alacak davasının belirsiz alacak davası olarak ıslahını” talep ettiğini belirtmiştir.

HMK’nın 448. maddesinde bu Kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir.

Dava 1086 sayılı HUMK döneminde açıldığından HMK’nın belirsiz alacak davasına ilişkin 107. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma olanağı bulunmadığından davanın türü ıslah ile değiştirilemez. 

Bu nedenlerle, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile davasını belirsiz alacak davası olarak ıslah ettiğini belirtmesinin hukuki neticesi bulunmamaktadır. 

Mahkemenin davanın belirsiz alacak davasına dönüştüğünü kabul etmesi hatalı olup, Mahkemenin bu hatası neticesinde ıslaha karşı süresi içinde davalı Mehmet K. tarafından ileri sürülen zamanaşımı savunmasının değerlendirilmemesi isabetsizdir.

3- Davacı vekili birleşen 2010/299 E - 2010/542 K. sayılı dosyada açtığı alacak davasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava açmıştır. Dava dilekçesinde faiz talep edilmemişse de davacı vekili dosyaya sunduğu 31.08.2012 havale ve harç tarihli ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunmuştur.

Kısmi davada faiz istenmemiş olsa da ıslah ile arttırım yapılan dilekçede talep edilen alacağa faiz yürütülmesi istendiğinden ıslaha konu miktar yönünden faize hükmedilmesi gerekirken alacağa faiz yürütülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye                   Üye               Üye                   Üye
M. ÇAMUR        A. TARTICI       S. TÜRE        N. ŞENGÜN     Ş. ÇİL
                          ÇEVİKBAŞ

BİLGİ : Aynı yöndeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 02 Ekim 2018 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/humk-donemindeki-kismi-dava-islah-ile-belirsiz-alacak-davasina-donusturulemez 

"HUMK döneminde açılmış kısmi dava tamamen ıslah yoluyla tam eda davasına dönüştürülebilinir" şeklindeki Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 17 Ocak 2017 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/humk-donemindeki-kismi-dava-tamamen-islah-yoluyla-tam-eda-davasina-donusturulebilinir