ISLAH YOLUYLA DAVA KONUSU OLMAYAN BİR İSTEMİN DAVA KAPSAMINA ALINMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


12 Eki
2017

Yazdır

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2015/16658
KARAR NO    : 2017/2065

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ           : Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 19/02/2015
NUMARASI             : 2012/470 - 2015/127
DAVACI                   : Dsi Genel Müdürlüğü vekili avukat M.Ç.
DAVALI                   : Sınırlı Sorumlu Konya-Akşehir Ü. Sulama Kooperatifi vekili avukat A.K.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı DSİ Genel Müdürlüğü’nün 6200 Sayılı yasanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak yasaya uygun şekilde kurulmuş olan Sulama Kooperatifleri Sulama Sahasına, belli plan ve proje dahilinde derin sulama kuyuları açtığını motopomp- baraka elektrik - tesisleri - trafo monte ederek çalışır vaziyette kooperatiflere devir sözleşmesi ile devrettiğini, devir sözleşmesi ile pompaj tesislerinin intifa hakkının kooperatife geçtiğini, devredilen pompaj tesislerinin mülkiyetinin ise bedelleri tamamen ödeninceye kadar idarenin uhdesinde kaldığını, ön sözleşmede devir öncesi yapılacak iş ve esasları ile birlikte tahmini bedellerin belirlendiğini, davacı idare ile sınırlı sorumlu Konya - Akşehir Ü. sulama kooperatifi arasında ön sözleşme imzalandığını, bu ön sözleşmeye istinaden 5...9- 5...0- 5...1 numaralı kuyuların açıldığını motopomp ve malzemelerin yerleştirildiğini, elektrik tesislerinin kurulduğunu ve devre hazır hale getirildiğini, davalıya devir sözleşmesi imzalaması için davacının  Isparta D.S.İ 18. Bölge Müdürlüğünce 18/08/2010 tarih ve 0....1 sayı ile Isparta 6. Noterliğince ihtarname gönderildiğini, ancak davalı tarafın bugüne kadar devir sözleşmesini imzalamadığını belirtmiş, devir sözleşmesinin davalı tarafça imzalanmaması nedeniyle açılan kuyu, motopomp ve malzemeleri ile elektrik tesislerinin toplam kati bedeli tutarı olan 285.965,00 TL'nin ihtarname tarihi olan 18/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini istemiş, 19/02/2015 tarihli celsede taleplerinin ön sözleşmenin feshi değil ön sözleşmeye uygun olarak asıl sözleşmesinin mahkeme kanalı ile kurulmasını talep etmiştir.

Davalı, süresi içerisinde herhangi bir cevap vermemiştir.

Yargılama sırasında davacı vekili asıl talebinin asıl sözleşmenin kurulmasına yönelik olduğunu bildirmiş mahkeme, esas sözleşmenin kurulmasına yönelik davacının talebini kabulüne yönelik karar vermiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- 6100 sayılı HMK’nun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde (1086 sayılı HUMK’nun 74. maddesi), “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” denilmektedir.

HMK'nun 176. (HUMK 83.) ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanı sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Islahta dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir.

Somut olayda, dava alacak talebi ile açılmış olup davacının dava dilekçesinde asıl sözleşmenin kurulmasına yönelik talebi olmadığından ıslah ile dava konusu olmayan bir talebin dava kapsamına alınması mümkün değildir. Kaldı ki usulüne uygun bir ıslahta yoktur. Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde dava dilekçesi ile talep edilmeyen asıl sözleşmenin kurulmasına yönelik talebin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.

Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN                  ÜYE                    ÜYE                   ÜYE                  ÜYE
A.S.Erkuş               H.Dündar           Ş.Bozer              A.Arslan           B.Yılmaz


BİLGİ : Dava konusu edilmeyen manevi tazminatın ıslah yoluyla talep edileceğine ilişkin Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 15 Haziran 2017 tarihli Kararı ve aksi yöndeki Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 09 Şubat 2017 tarihli Kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/dava-konusu-edilmeyen-manevi-tazminat-islah-yoluyla-talep-edilebilir

Dava konusu edilmeyen manevi tazminatın ıslah yoluyla talep edilemeyeceğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15 Haziran 2016 tarihli Kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/dava-konusu-edilmeyen-manevi-tazminat-islah-yoluyla-talep-edilemez

Dava açıldıktan sonra oluşan yeni durumlar ve olayların ıslah yoluyla mevcut davaya dahil edilemeyeceğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 03 Mayıs 2017 tarihli Kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/dava-acildiktan-sonra-olusan-yeni-durumlar-olaylar-islahla-davaya-dahil-edilemez

Dava dilekçesinde belirtilmeyen bir alacak kaleminin ıslah dilekçesi ile talep edilemeyeceğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15 Şubat 2017 tarihli Kararı ve içtihat yorumu ile birlikte aynı yöndeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 02 Mayıs 2016 tarihli Kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 18 Ekim 2016 tarihli Kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/dava-dilekcesinde-belirtilmeyen-alacak-kalemi-islahla-talep-edilemez

 

T.C.
YARGITAY
22. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2017/33684
KARAR NO    : 2017/13567

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ          : Ceylanpınar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ                    : 06/11/2014
NUMARASI            : 2012/280 - 2014/224
DAVA TÜRÜ           : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi N.Özdamar Karakülah tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y     K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde, ücret farkı ve ikramiye farkı alacaklarının; kısmi ıslah dilekçesinde ise ayrıca ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 

2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 187. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunu değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması imkanı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur.

Somut olayda, dava dilekçesinde ilave tediye alacağı talep edilmemiştir. Davanın kısmen ıslah edilmesine dair dilekçeyle ise, dava dilekçesindeki taleplere ek olarak ilave tediye alacağı isteminde de bulunulmuştur. Dava dilekçesinde yer almayan bir istemin, belirtilen şekilde ıslah yoluyla dava kapsamına eklenmesinin mümkün olmaması sebebiyle, Mahkemece ilave tediye alacağı bakımından usulüne uygun dava açılmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, talebin esastan değerlendirilerek kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. 

Yukarıda yazılı sebepten kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan                   Üye                          Üye                                 Üye                        Üye
S.GÖKTAŞ             Ö.F.HERDEM           B.AZİZAĞAOĞLU          A.S.ULAŞ             Ş.KIRMAZ

 

İÇTİHAT YORUMU : Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 06 Haziran 2017 tarihli kararında yer alan "belirtilen şekilde ıslah yoluyla" ibaresini, kısmi ıslah yoluyla dava dilekçesinde yer almayan bir istemin, dava kapsamına eklenmesinin mümkün olamayacağı şeklinde anlamak gerekir. Bir başka ifadeyle, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin, tamamen ıslah yoluyla dava dilekçesinde yer almayan bir istemin, dava kapsamına eklenmesinin mümkün olabileceği yönünde tavır aldığı sonucuna ulaşılabilinir.