6360 SAYILI KANUNLA BAZI KÖYLER MAHALLEYE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞSE DE, TAŞINMAZIN FİİLEN KÖY VASFINDA OLAN YERDE BULUNDUĞU GERÇEĞİNİ İHALE AÇISINDAN DEĞİŞTİRMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


03 Eki
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2021/12-346
Karar No       : 2023/47

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ                          : 01.12.2020
SAYISI                          : 2020/2033 E., 2020/2148 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 24.09.2020 tarihli ve 2020/3606 Esas,
                                        2020/7521 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki ihalenin feshi isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Kararın borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ihalenin feshine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. TALEP

Borçlular vekili; alacaklı vekili tarafından Susurluk İcra Müdürlüğünün 2018/2 Esas sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibinde Susurluk ilçesi, Y. Mahallesinde bulunan 1826, 1802 ve 976 parsel sayılı taşınmazların 31.10.2018 tarihinde yapılan birinci açık artırmada ihale edildiğini, açık artırma ilanının sadece Susurluk’ta dağıtımı yapılan yerel bir gazetede ilan edildiğini, ancak taşınmazların özellikle üzerinde damı bulunan taşınmazın (1826 parsel) yüksek muhammen bedelleri nazara alındığında ilanın Türkiye genelinde dağıtımı yapılan bir gazete ile yapılması gerektiğini, bu suretle katılımın yüksek olması sağlanarak taşınmazların daha yüksek bir bedelle ihale edilerek borçluların menfaatinin sağlanmasının gerektiğini, açık artırma ilanının yerel gazetede yapılması ile yetinilmesi sebebiyle taşınmazların ihalelerine tek kişinin pey sürdüğünü ve taşınmazların muhammen bedelin %50’sine ihale edildiğini, Susurluk ilçesindeki tarlaların Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunan yatırımcılar tarafından talep görerek satın alındığını, buna rağmen ilanın büyük gazetelerden birinde yapılmadığını ve ilanın Y. Mahallesi Muhtarlığının ilan panosunda dahi asılmadığını ileri sürerek taşınmazların ihalesinin feshine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Alacaklı vekili; ihalelerin usulüne uygun olduğunu, ihalelere fazlasıyla katılımın olduğunu, 1802 parsel sayılı taşınmazın ihalesine katılmak için teminat yatıran Ali Aydın Bükey’in ihaleye yetişemediğini, ihaleden sonra geldiğini ve diğer taşınmazların ihalesine katıldığını, Davut Daş isimli bir kişinin de teminat yatırdığını ancak pey sürmediğini, icra müdürünün satış kararında yerel gazetede ilanın yeterli görüldüğünü belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

2. İhale alıcısının mirasçıları; (ihale alıcısı Ali Aydın Bükey’in 15.12.2018 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçılarına) usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmedikleri gibi yazılı beyanda da bulunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli ve 2018/40 Esas, 2019/14 Karar sayılı kararı ile; açık artırma ilanının Türkiye genelinde dağıtılan bir gazete ile yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de Y. Mahallesi 1826 parsel sayılı taşınmaz yönünden, icra müdürlüğünün 16.08.2018 tarihli satış kararı gereğince ilanın, taşınmazın otel, hastane, fabrika türünden olmaması sebebiyle yerel bir gazetede yayınlattırılmak suretiyle yapılmasına karar verildiği ve bu doğrultuda da yerel gazetede ilanın yapıldığı, taşınmazın niteliği itibariyle satışa ilişkin ilanın ulusal gazetede yapılmasının zorunlu olmadığı, borçluların ihalenin feshine dayanak gösterdiği nedenlerin gerçekleşmediği ve ihalenin feshini gerektirir hukuka aykırı bir husus bulunmadığı, Y. Mahallesi 976 ve 1802 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise taşınmazların Ali Aydın Bükey'e ihale edildiği, teminat bedeli haricinde bakiye kalan satış bedellerini yatırması için verilen on günlük yasal ve azami süre içerisinde satış bedelinin dosya yatırılmadığı, söz konusu taşınmazların ihalelerinin icra müdürlüğünce resen düşürüldüğü gerekçesiyle 1826 parsel sayılı taşınmaz yönünden şikâyetin reddine, 1802 parsel ve 976 parsel sayılı taşınmazlar yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2020 tarihli ve 2019/2379 Esas, 2020/394 Karar sayılı kararı ile; uyuşmazlık konusu taşınmaz tapuda Balıkesir ili, Susurluk ilçesi, Y. Köyü (Mahallesi), 1826 parselde kayıtlı olup, 16.08.2018 tarihli satış kararında köyde ilan yapılmasına karar verilmediği, satış ilanının yalnız yerel gazete ve ilan panosuna asılmak suretiyle yapıldığı, 1826 parsel sayılı taşınmaz için yapılan ihaleye sadece alacaklının katıldığı, 308.185,80 TL muhammen bedelli taşınmazın alacağa mahsuben alacaklıya 165.000 TL bedelle ihale edildiği, uyuşmazlık konusu taşınmazın köyde olması nedeniyle ilgili köyde ilan edilmesinin talep ve talibi artırabileceğinden ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkânını sağlayacağından tarafların menfaatine uygun olduğu, taşınmazların düşük bedelle ihale edilmiş olmasının yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ortaya koyduğu, her ne kadar 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanun ile bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de idari yapıdaki bu değişikliğin fiilen köy şartları içinde olan ihale konusu taşınmaza, daha çok o yörede oturan kişilerin ihalede talip olacağı gerçeğini değiştirmeyeceği ve o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilan gerekliliğini ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle borçlular vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden şikâyetin (kısmen) kabulü ile 1826 parsel nolu taşınmazın 31.10.2018 tarihli ihalesinin feshine, 1802 ve 976 parsel nolu taşınmaz ihalelerinin feshi istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 24.09.2020 tarihli ve 2020/3606 Esas, 2020/7521 Karar sayılı kararı ile

".... Şikayetçi borçluların, diğer fesih nedenleri yanında taşınmazların bulunduğu köyde ilan yapılmadığını ileri sürerek 3 adet taşınmaz ihalesinin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, İlk Derece Mahkemesi’nce 1826 Parsel sayılı taşınmaz yönünden şikayetin reddine, diğer 2 taşınmaz yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın şikayetçilerce 1826 Parsel’de kayıtlı taşınmaz yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, yerine; şikayetin kısmen kabulü ile, taşınmaz köyde olduğundan köyde ilan yapılmamasının katılımı olumsuz etkilediğinden bahisle, 1826 Parsel sayılı taşınmaz hakkındaki şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine, diğer 2 taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği, kararın alacaklı yanca ihalenin feshine karar verilen 1826 Parsel sayılı taşınmaza hasren temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

İİK’nun 126/son maddesinin göndermesi ile taşınmaz satışlarında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 114/2. maddesi gereğince ilanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra müdürlüğünce ilgililerin menfaatine uygun olacak şekilde tespit edilir. Satışın gerçekleştirilmesinde, hem alacaklının alacağını tahsil etmesi, hem de borçlunun borcunu ödemesi ve bu suretle tarafların karşılıklı menfaatlerinin dikkate alınması esastır.

Somut olayda, 16.8.2018 tarihli satış kararında köyde ilan yapılmasına karar verilmediği görülmektedir. Satış kararında köyde ilan yapılması yönünde karar alınmadığından satışın köyde ilan edilmemiş olması ihalenin feshi nedeni olarak kabul edilemez. Kaldı ki taşınmazın niteliği ve değeri gözönünde bulundurularak yerel gazetede, icra müdürlüğünün divanhanesinde ve elektronik ilanlar yapılmakla ilanlardan beklenen amaç yasanın öngördüğü şekilde yerine getirilmiş bulunmaktadır.

Öte yandan; İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, mahkeme şikayetçiyi, feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder.

İhalenin feshi talebi esastan reddedilen 1826 Parsel’de kayıtlı taşınmazın ihale bedeli üzerinden % 10 tutarında para cezasına hükmolunması gerekirken, İlk Derece Mahkemesi’nce bu hususta bir karar verilmemiş olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce; borçluların istinaf isteminin esastan reddi ile birlikte HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki karar gerekçesi tekrar edilmek sureti ile direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Alacaklı vekili, ihalenin usulüne ve yasalara uygun olarak yapıldığını, taşınmazın ihalesine katılmak için 61.637,20 TL teminat yatıran ancak, yetişemeyen Ali Aydın Bükey vekilinin ihale bittikten sonra geldiğini ve daha sonraki 1802 ve 976 parsel sayılı taşınmazların ihalesine katıldığını, Davut Daş isimli kişinin de teminat yatırdığını ancak, teklif vermediğini, ihaleye katılımın fazla olduğunu, icra müdürlüğünün satış kararında ilanın, taşınmazın otel, hastane, fabrika türünden olmaması sebebiyle yerel bir gazetede yayınlattırılmak suretiyle yapılmasına karar verildiğini, taşınmazın niteliği itibariyle satışa ilişkin ilanın ulusal gazetede yapılmasının zorunlu olmadığını ve ilanın yapılıp yapılmayacağı ya da nasıl yapılacağı hususlarının icra müdürlüğünün takdir ve yetkisinde olduğunu, taşınmazın bulunduğu mahallede de ilana gerek olmadığını, mahallenin ısrarla köy olarak belirtilmesinin doğru olmadığını, icra müdürlüğünce alınan satış kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, taşınmazın fiilen köy şartları içinde bulunduğundan köyde ilan yapılmasının katılımı artıracağı gerekçesinin yasal olmadığını, küçük yerleşim yerinde herkesin durumu bildiğini, ancak kimsenin komşusunun taşınmazını da almak istemeyeceğini, bu nedenle mahallede ilan yapılmış olsa dahi ihaleye katılımın artmasının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6360 sayılı Kanun ile mahalleye dönüştürülen şikâyet konusu 1826 parsel sayılı taşınmaz yönünden satış kararında köyde ilana karar verilmemiş ve satış ilanının köyde yapılmamış olmasının ihaleye olan talebi ve talibi etkileyip etkilemeyeceği, borçluların menfaatinin ihlal edilip edilmediği, buradan varılacak sonuca göre ihalenin feshine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 114, 126, 134 üncü maddeleri.

2. Değerlendirme

1. Uyuşmazlığın çözümü için yasal düzenlemelerin, bilimsel ve yargısal içtihatlarin irdelenmesinde yarar vardır.

 2. İpotekli veya hacizli taşınmazlar, satış talebi üzerine yalnız açık artırma yolu ile satılır. Burada söz konusu olan İcra ve İflas Kanunu’na göre yapılan cebri açık artırma ile satıştır. Açık artırma yolu satışı, yeri, zamanı ve koşulları önceden belirlenerek, hazır olanlar arasından en yüksek bedeli öneren ile yapılan satıştır (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 642).

3. Cebri açık artırma hazırlık dönemi içinde satış (artırma) için gerekli bütün hazırlık işlemleri yapılır. Bu işlemler artırmanın ilanı, artırma şartnamesinin düzenlenmesi ve mükellefiyetlerin tespitidir. Satış talebini alan icra dairesi, bir taraftan artırmanın şartlarını tespit ederken, diğer taraftan artırmayı ilân eder [(İİK md. 126-127) (Kuru, s. 644)].

4. Satış istemi üzerine, icra memuru artırmanın açık ve genel olmasını sağlamak, artırma şartnamesinin hazırlanmasında gerekli olabilecek bilgileri elde edebilmek için artırma gününden en az bir ay önce satış (artırma) ilanı yapar [(İİK md. 126/1) (Ramazan Arslan, İcra İflas Hukukunda İhale ve İhalenin feshi, Ankara 1984, s. 45-46)].

5. Satış ilanının ne şekilde yapılacağını, artırmanın tarzı, yeri ve gününü ve ilanın gazete ile yapılıp yapılmayacağını, icra müdürü takdir ve tespit eder. İcra müdürü, bunu yaparken, ilgililerin menfaatlerine en uygun düşen şekli bulup uygulamalıdır (İİK md. 114/2, c. 1); aksi hâlde ihalenin feshi (İİK md. 134) istenebilir (Arslan, s. 46; Kuru, s. 618).

6. İcra takibinin amacı alacağın tahsili olup, cebri satış buna hizmet eden safhalardan biridir. İhaleye katılımın fazla olması ve yüksek bedelle ihale yapılması, alacaklının ve borçlunun yararınadır. İhale konusu taşınmazın köyde bulunması hâlinde, o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması amacıyla köyde de ilanın yapılması talep ve talibi artırabileceğinden ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkânını sağlayacağından tarafların menfaatine uygundur. Nitekim bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.07.2002 tarihli ve 2002/12-544 Esas, 2002/573 Karar ile 25.01.2022 tarihli ve 2021/12-871 Esas, 2022/51 Karar sayılı kararlarında da benimsenmiştir

7. Somut olayda; uyuşmazlık konusu taşınmaz Balıkesir ili, Susurluk ilçesi, Y. Mahalllesi, 1826 parselde kayıtlı, 4.450m2 kargir hayvan besi damı ve meyvalık vasıflı olup, 16.08.2018 tarihli satış kararında “2- Satışa çıkarılacak mal ilanının ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve taşınmaz mahiyeti otel, hastane, fabrika türünden olmadığı için yerel bir gazetede yayınlattırılmak suretiyle yapılmasına” karar verilmiştir. Satış ilanının 16.08.2018 tarihinde ilan panosuna asıldığı, 29.08.2018 tarihinde yerel bir gazetede ilan edildiği, satışın elektronik ortamda da ilan edildiği görülmüştür. Şikâyet konusu taşınmaz 308.185,80 TL muhammen bedelli olup, 31.10.2018 tarihli birinci açık artırmada alacaklıya 165.000 TL bedelle ihale edilmiştir.

8. Şikâyet konusu taşınmazın düşük bedelle ihale edilip, zarar unsurunun oluşması yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ve ilandan beklenen menfaatin gerçekleşmediğini göstermektedir. Taşınmazın köyde olması nedeniyle ilgili köyde ilan yapılmayıp, o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulmaması talep ve talibi etkilemiş olup, borçluların menfaati ihlal edilmiştir. 6360 sayılı Kanun ile bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de, bu düzenleme taşınmazın idari yapısına ilişkin olup, taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmez. O hâlde ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.

9. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında İİK'nın ilgili hükümlerinde zorunlu olan tek ilanın elektronik ilan olup, elektronik ilanın ne şekilde yapılacağının kanında ayrıntılı bir şekilde düzenlendiği, somut olayda satış kararında köyde ilan yapılmasına karar verilmediği, bu durumda satışın köyde ilan edilmemiş olmamasının ihalenin feshi nedeni olmayacağından direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

10. Hâl böyle olunca direnme kararının açıklanan nedenlerle onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

"K A R Ş I   O Y"

İİK 126/son maddesinin yollaması ile taşınmaz satışlarında da uygulanması gereken İİK 114/2. maddesi gereğince ilanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılamayacağı icra müdürlüğünce ilgililerin menfaatine uygun olacak şekilde tespit edilir.

İİK'nın 114. maddesinde icra müdürlüğünce yapılan satışlarda zorunlu olan tek ilan elektronik ilan olup, yasada elektronik ilanın ne şekilde yapılacağı ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Somut olayda, satış kararında köyde ilan yapılmasına karar verilmediği görülmektedir. Bu durumda satışın köyde ilan edilmemiş olması ihalenin feshi nedeni olamaz.

Bu nedenlerle Özel Dairenin bozma kararı yerinde olup; direnme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.

12. Hukuk Dairesi Başkanı
Ayhan TUNCAL