AÇIKLAMASIZ YAPILAN ÖDEMELER ANNE TARAFINDAN ÇOCUĞUN OKUL TAKSİDİNE YÖNLENDİRİLSE BİLE YAPILAN BU ÖDEMELER NAFAKADAN MAHSUP EDİLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


19 Kas
2022

Yazdır

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2022/5396           2022/6165

TÜRK MİLLETİ ADINA

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı, davalı tarafından birikmiş iştirak nafakasının tahsili amacıyla hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak kendisinin nafaka borcu bulunmadığını, müşterek çocuk için ödemesi gereken nafaka borcunu davalının talebi üzerine davalıya ait Türkiye İş Bankası'nın Aliağa Şubesi ile Denizbank Aliağa Şubesi'ndeki hesaplarına düzenli olarak yatırdığını, hatta zaman zaman da davalının talebi üzerine T. Aliağa Koleji Vakfı'nın Denizbank Aliağa Şubesi'ndeki hesabına müşterek çocuk Akant Aslan'ın okul taksitlerini ödediğini, yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile asıl alacağın %20'si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının müşterek çocuğun okul taksitlerinden bir kaçını yatırdığının doğru olduğunu, ancak bu durumun süreklilik arz etmediğini, davacının bu durum dışında müşterek çocuğun geçimine katkı sağlamadığını, nafaka dışında çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması durumunun dahi davalıyı nafaka ödeme sorumluluğundan kurtarmayacağını, davalının hesabına yatırdığı bedellerin açıkça okul taksisi olarak görüldüğünü ve bu bedellerin de birkaç gün sonra kendisi tarafından okul taksidi olarak T. Koleji hesabına aktarıldığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, borçlu tarafından yapılan tüm ödemelerin açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilemediğinden, bu ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekeceği ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının ödemesi gerekenden çok daha fazla fazla ödeme yaptığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Aliağa İcra Müdürlüğü'nün 2013/39.3 sayılı takip dosyasındaki takibe konu borçtan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 6.11.2017 tarihli ilamı ile “, nafaka mahsuben ödediği açıklaması olmadan yapılan ödemelerin nafakaya mahsuben yapıldığının kabul edilemeyeceği, mahkemece, davacı baba tarafından davalı annenin Denizbank hesabına yapılan ödemelerin çocuğun okul taksidine ilişkin olup olmadığının saptanabilmesi için, davalı annenin hesabından ("Atakan A. abone no düzenli ödeme taksidi, "Atakan A. okul ödemesi", "Atakan A. eğitim bedeli" açıklamaları ile) yapılan para çıkışlarının müşterek çocuğun eğitim gördüğü kurum hesabına aktarılıp aktarılmadığının, ilgili banka şubesinden ve müşterek çocuğun okulundan sorularak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği” gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek gerekli araştırma yapıldıktan sonra davanın tümden reddine karar verildiği görülmüştür.

Hükme karşı davacı taraf temyiz başvurusunda bulunmuştur.

TBK'nun 78/2. (BK'nun 62/2) maddesi gereğince, ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmelerin geri istenemeyeceği açıklanmıştır. Babanın çocuğunun eğitimi ile ilgilenmesi, giderlerini karşılaması ahlaki bir görevin ifası mahiyetindedir. İlamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup, nafaka alacağı sadece eğitim giderlerinden ibaret değildir. Zira, TMK.'nun 182/2. maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." Buna göre, ilke olarak, nafaka borçlusu tarafından müşterek çocuğun, okul aidatına ilişkin olarak yapılan ödemelerin, nafakaya mahsuben ödediğine dair açıklama bulunmadan nafakaya mahsuben yapıldığı kabul edilemez.

Somut olayda bozma sonrası aldırılan bilirkişi raporuna göre davacı baba tarafından davalı annenin İş bankası ve Denizbank hesabına birbirini takip eden aylarda belli miktar ödemeler yapıldığı sabittir. Davacı tarafından davalının İş Bankası ve Denizbank hesabına yapılan açıklamasız ödemeler dışında Denizbank hesabına yapılan ve nafaka ödemesi açıklaması olan 4.445,00.TL olduğu anlaşılmaktadır. Açıklamasız yapılan ödemelerin anne tarafından çocuğun okul taksidine yönelik çocuğun eğitim gördüğü kuruma aktarıldığı, babanın yaptığı bu ödemelerin ahlaki ödevin ifası niteliğinde olduğu, dolayısı ile bu ödemelerin nafakaya mahsuben ödendiği kabul edilemez ise de, nafaka borçlusu davacı babanın davalı annenin hesabına nafaka açıklaması ile yaptığı 4.445,00.TL ödeme nedeniyle bu miktarın nafaka borcundan mahsup edilmesi ve bu miktar nafaka borcundan sorumluluğunun ortadan kalkması gerekmektedir. Hal böyle iken mahkemece nafaka açıklaması ile yapılan ödeme olan 4.445,00 TL yönünden davanın kısmen kabulü ile bu miktar yönünden nafaka borcu bulunmadığına, açıklamasız yapılan ödemeler ahlaki ödev niteliğinde kabul edilerek o miktara yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.06.2022 (Çar.)

Başkan                         Üye                            Üye                  Üye                  Üye
Ömer Uğur Gençcan    A. Albayrak Doğan     Rıza Sarıtaş     Çetin Durak     Harun Can