ASIL KARARIN TABİ OLDUĞU KANUN YOLU, EK KARAR AÇISINDAN DA GEÇERLİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


24 Haz
2022

Yazdır

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2022/725              2022/2571

TÜRK MİLLETİ ADINA

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1- Davacı kadın tarafından açılan yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizine ilişkin davada ilk derece mahkemesince 04.07.2013 tarihli karar ile tarafların boşanmalarına ilişkin Fransa Devletinin İsere Bölgesi Grenoble Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/02/2011 tarih ve 08/03791 genel defter numaralı kararının tanınma ve tenfizine karar verilmiş, verilen bu karar taraflarca temyiz edilmeksizin 09.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı erkek tarafından 19.08.2021 tarihli dilekçe ile yabancı mahkemede verilen boşanma kararının kesinleşme tarihinin 21.02.2011 yazılması gerekirken hükümde 23.09.2011 gösterilmesi nedeniyle yeni evliliği ve çocuğunu nüfusa kayıt ettiremediğinden bahisle kararın tavzih yoluyla düzeltilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından 01.09.2021 tarihli ek karar ile talebin tashih olduğu belirtilerek kararın kesinleşme tarihinin doğru belirtildiği gerekçesi ile davalının tashih talebinin reddine, istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiş, ilk derece mahkemesince verilen tashih talebinin reddine dair 01.09.2021 tarihli ek karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ( HMK. 353/1-b-l) karar verilmesi üzerine, davalı tarafından hüküm temyiz edilerek dava dosyası temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.

HMK 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar belirtilmiştir. HMK‘nun 341/1 maddesinde, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.

Hüküm, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar olup, nihai karar verilmesi hakimin davadan el çekmesi sonucunu doğurur. Mahkemeler nihai kararlarını vermekle işten elini çekmiş olurlar. Kendi hükümlerini kendileri kaldıramazlar.

Tashih ise HMK'nın 304. maddesinde düzenlenmiş olup, hükümdeki yani nihai karardaki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların düzeltilmesine ilişkindir. Dolayısıyla tashih, verilen nihai kararın düzeltilmesi hususuna ilişkin olup yeni ve değiştirilen nihai bir hüküm niteliği taşımaz.

6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin 1. fıkrasında; "Bölge Adliye Mahkemelerinin, Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin", aynı maddenin 2. fıkrasında da "Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 427 ile 454'üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği" düzenlenmiştir. 1086 sayılı HUMK'nun 432/son maddesi gereğince, ek kararların esas kararın tabi olduğu temyiz yasa yoluna tabi olacağı açıktır.

Somut olayda, ilk derece mahkemesince asıl karar 04.07.2013 tarihinde verilmiştir. İlk derece mahkemesinin asıl kararının karar tarihinin temyize tabi kararlardan olması, tashih kararı gibi ek kararların tabi olacağı kanun yolunun, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereği asıl kararın tabi olacağı kanun yolu olması nedeniyle, ek kararın kanun yolu denetimi "temyiz " olup, incelemenin temyiz mahkemesi olan Yargıtay tarafından yapılması gerekmektedir. Bu itibarla tashih talebinin reddine dair ek karara yönelik istinaf incelemesi sonucunda verilen bölge adliye mahkemesinin 17.11.2021 tarih, 2021/1680 esas ve 2021/1679 karar sayılı esastan red kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.            

2- İlk derece mahkemesinin tashih talebinin reddine dair 01.09.2021 tarihli ek kararının temyiz incelemesine gelince;

Fransa Devletinin İsere Bölgesi Grenoble Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/02/2011 tarih ve 08/03791 genel defter numaralı tarafların boşanmaları ve hukuki sonuçlarına ilişkin mahkeme kararı incelendiğinde; yabancı mahkeme kararının 21.02.2011 tarihli duruşmasında; tarafların boşanmalarına karar verildiği, karar içeriği gereğince; tarafların işbu boşanma kararına itiraz etmeme konusunda anlaştıklarının ve boşanmaya ilişkin kaydın biran evvel nüfusa işlenmesi iradesini açıkladıklarının belirtilmesi karşısında kararın boşanmaya yönelik kısmının bu tarih itibariyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki aynı karar içeriğinde, tarafların boşanmaya yönelik kabul tutanağını imzaladıkları ve bu kabul beyanından İstinaf yoluyla bile rücu etmenin mümkün olmayacağı da belirtilmiştir. Bu halde tarafların boşanmalarına yönelik kararın, yabancı mahkeme karar tarihi olan 21.02.2011 tarihinde kesinleştiğinin, Grenoble İstinaf Mahkemesi’nce düzenlenen 23.09.2011 tarihli belgenin; talep tarihi itibariyle tarafların hükmü istinaf ve itiraz etmediklerinin tespitine yönelik bulunduğunun ve belirtilen tarihin belgenin düzenlenme tarihi olduğunun anlaşılmasına göre; davacının tashih talebinin kabulü ile tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinin 21.02.2011 olarak tashihine karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 17.11.2021 tarihli, 2021/1680 esas ve 2021/1679 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple Nevşehir Aile Mahkemesinin 01.09.2021 tarih, 2012/631 esas, 2013/446 karar sayılı tashih talebinin reddine ilişkin ek kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17.03.2022 (Prş.)

Başkan V.          Üye                    Üye                 Üye               Üye
Rıza Sarıtaş      Seydi Kahveci    Çetin Durak    Harun Can     Erdem Şimşek