ASLİ MÜDAHİLİN DAVASI DA REDDEDİLDİĞİNDEN HEM ASLİ MÜDAHİL HEM DE DAVACI ALEYHİNE AYRI AYRI VEKALET ÜCRETİ HÜKMEDİLMELİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


07 Nis
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/8410
KARAR NO    : 2022/6706

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ           : İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                     : 21/09/2021
NUMARASI             : 2021/74 - 2021/260
DAVACI                   : D. Cemiyeti 
ASLİ MÜDAHİL      : N.T.
DAVALI                   : H.T.

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.01.2014 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin iptali talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen kararın istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili ve asli müdahil vekili tarafından istenmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurunun esastan reddine dair verilen karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08.12.2020 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak davanın reddine dair verilen 21.09.2021 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi asli müdahil vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davacı vekili, katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08.11.2022 günü için yapılan tebligat üzerine asli müdahil vekili Av. Ö.Y. geldi. Diğer taraftan davacı vekili Av. S.E.Ö. ve davalı vekilleri Av. Z.T. ve Av. H.B. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Dava, vasiyetnamenin iptali isteğine ilişkindir.

Davacı; mirasbırakan Laman Nigar T.’un İstanbul 2. Noterliğince tanzim edilen 28/03/1980 tarihli ve 9.50 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını kurumlarına vasiyet ettiğini, akabinde mirasbırakanın 83 yaşında iken, İstanbul 13. Noterliğince düzenlenen 05/03/2003 tarihli ve 38.8 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile bu kez tüm mal varlığını davalıya bıraktığını öğrendiğini, 05/03/2003 tarihli vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve irade sakatlığı nedenleriyle geçersiz olduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.

Davalı; miras bırakana kendisi tarafından bakıldığını, fiil ehliyeti yerinde olan mirasbırakanın kendi arzusuyla yapmış olduğu 05/03/2003 tarihli vasiyetnamesi ile önceki vasiyetinden döndüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.

Asli Müdahil Nur T.; miras bırakanın yasal mirasçısı olduğunu, davaya konu vasiyetnameye dayanak sağlık raporuna itibar edilemeyeceğini, davalının hileli hareketleri ve baskısı sonucu düzenlenen vasiyetnamenin geçersiz olduğunu, bir an için vasiyetnamenin geçerli olduğu kabul edilse bile, ilgili video kayıtları incelendiğinde murisin vasiyetinden döndüğünün anlaşılacağını savunarak, vasiyetnamenin iptalini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine haiz olduğunun adli tıptan alınan rapor ile tespit edildiği, vasiyetnamenin murisin serbest iradesi ile düzenlendiği, yasada belirtilen iptal sebeplerinin somut olayda gerçekleşmediği, davacı ve asli müdahilin davalarını ispat edemedikleri gerekçesiyle, davacının davasının reddine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili ve asli müdahil vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; vasiyet tarihi ve sonrasında murisin fiil ehliyetinin bulunduğu, vasiyetnamenin düzenlendiği sırada murisin iradesinin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucu sakatlandığına yönelik iddianın davacı tarafça ispat edilemediği, murisin ölüm tarihine kadar düzenlediği vasiyetnameden her zaman dönmesi mümkün iken, vasiyetten rücu niteliğinde daha sonra başka bir vasiyetnamenin de düzenlenmediği, vasiyetnamenin TMK'nın 535'inci maddesinde belirtilen şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği gerekçesiyle, davacının ve asli müdahilin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili ve asli müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince 2019/6198 Esas, 2020/7469 Karar sayılı ve 08.12.2020 tarihli ilamı ile asıl dava ile asli müdahale davasının birbirinden bağımsız davalar olduğu dikkate alınarak, asli müdahile başvuru ve peşin harcını yatırması için süre verilip, varılacak sonuç dairesinde asıl dava ve asli müdahale davası hakkında ayrı ayrı hüküm verilmesi gerekirken; bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına HMK'nın 373'üncü maddesinin birinci bendi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı D. Cemiyetinin davasının reddine, asli müdahale davacısı Nur T.'nun davasının reddine dair karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili, asli müdahil vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekili ve asli müdahil vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2- Katılma yoluyla davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Asli müdahale, hukukumuzda ayrı (genel) bir kanun hükmü ile düzenlenmiş değildir. 6100 sayılı HMK’nın asli müdahale başlıklı 65. maddesinde;

“(1) Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.

(2) Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” hükmü getirilmiştir.

Somut olayda; asli müdahilin başvuru ve peşin harcını yatırdığı ve mahkemece asli müdahil talebinin kabulüne karar verildiği ve asli müdahilin müstakil talebi hakkında davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle asli müdahilin davasının reddine karar vermiş olmakla; mahkemece hem asli müdahil hem de davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken, davacı ve asli müdahil aleyhine tek vekalet ücretine takdir edilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve asli müdahil vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 4. bendinde yer alan “davacı ve davacı yanında müdahilden tahsili ile davalıya verilmesine” ibarelerinin hüküm sonucundan çıkarılarak yerine; “davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” kelimelerinin yazılmasına, yine hüküm sonucuna 7. bentten sonra gelmek üzere "8. Davalı aleyhine açılan davayı vekille takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin, asli müdahilden alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ VE DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 8.400,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı ve asli müdahilden alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan         Üye                    Üye              Üye          Üye
H. ONAT       A. S. ERKUŞ     M. EROL      B. ŞEN     N. APAYDIN