BOŞANMA HÜKMÜNE İLİŞKİN KESİNLEŞTİRME İŞLEMLERİNİN ÜÇ AY GECİKTİRİLMESİ HAKİMİN TAZMİNAT SORUMLULUĞUNA YOL AÇMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


04 Haz
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2022/2-705 
KARAR NO   : 2022/1830

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ                         : 12/04/2022
NUMARASI                 : 2020/1 - 2022/3
DAVACI                       : K.A. vekili Av. A.B.
DAVALI                        : Maliye Hazinesi vekili Av. C.L.S.
İHBAR OLUNAN         : M.E.

1. Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı Yargıtay 2. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul Anadolu 1.. Aile Mahkemesinin 2018/377 E. sayılı kayıtlı boşanma, velayet ve boşanmanın fer'îlerine ilişkin karşılıklı davaların yargılaması sonunda 11.12.2019 tarihinde verilen kararın boşanma hükmüne itiraz edilmeksizin nafaka ve tazminatlar yönünden taraflarca istinaf edildiğini, 09.03.2020 tarihinde boşanma hükmünün kesinleştirilmesinin talep edildiğini ancak mahkemece gerekçe gösterilmeksizin 23.06.2020 tarihine kadar kesinleştirme işlemlerinin yapılmadığını, kesinleştirme işlemlerinin geciktirilmesi nedeniyle eski eşinin yarı hissesi müvekkiline ait olan evde oturmaya devam ettiğini ve müvekkilinin haciz işlemlerine maruz kaldığını, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin dolduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesindeki şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı:

6. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.04.2022 tarihli ve 2020/1 E., 2022/3 K. sayılı kararı ile; “… İstanbul/Anadolu 15. Aile Mahkemesinin 2018/377 Esas, 2019/1027 karar sayılı dosyası getirtilmiş bu dosya ile birlikte dosyada bulunan diğer tüm deliller incelenmiştir.

Hâkimlerin hukuki sorumluluğunu düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46'ncı maddesi hükmü şöyledir:

“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir.

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.”

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; İhbar edilen hâkim tarafından duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verildiğinin, farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verildiğinin ve bunun kasten veya ağır ihmal ile gerçekleştirildiğinin kanıtlanmadığı anlaşılmıştır.

Bu nedenle, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, 6100 sayılı HMK’nın 46. maddesinin koşulları oluşmadığından davanın esastan reddine, 6100 sayılı HMK’nın 49 maddesi gereğince esastan reddedilen dava nedeniyle davacının takdiren 1.100,00.-TL. disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1- HMK.nun 46.md.sinde belirtilen sorumluluk sebepleri bulunmadığından davanın REDDİNE,

2- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

3- Dava esastan reddedildiğinden HMK.nun 49.md.si gereğince davacının takdiren 1.100,00.-TL. disiplin para cezasına mahkum edilmesine,

4- Alınması gerekli 83.50 .- TL. başvuru harcının peşin alınan 341,55. .- TL. harçtan mahsubu ile fazla alınan 258,05.- TL. harcın hüküm kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,

5- Davalı Hazine vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinin 3 numaralı bendi gereğince 7.425,00. -TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı hazineye verilmesine…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde; “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olmamasına göre usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ilave gerekçe ile onanması gerekir.

III. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ilave gerekçe ile ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 27.12.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.