ÇİTFÇİ OLAN BORÇLUNUN HACZEDİLMEZLİK İTİRAZINDA BULUNMASI DURUMUNDA MAHKEMECE YAPILACAK İŞ

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


08 Ağu
2016

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO       : 2014/12-742
KARAR NO    : 2016/578    

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           :
Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                    : 20/02/2014
NUMARASI             : 2013/1185 - 2014/119
DAVACI                  : Ü.D.
DAVALI                  : C.Y.

Taraflar arasındaki “haczin kaldırılması isteminden” dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesince talebin kabulüne dair verilen 14.03.2013 gün ve 2010/1103 E., 2013/192 K. sayılı kararın incelenmesi karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 03.10.2013 gün ve 2013/22510 E., 2013/31189 K. sayılı ilamı ile;

(... Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, çiftçi olduğunu ve haczedilen taşınmazların geçimleri için zaruri olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

İİK'nun 82/4. maddesi gereğince borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir.

Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmadığı gibi örneğin çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin alınarak hesaplama yapılmalıdır.

Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında borçlun yıllık geçinebileceği miktarın belirlenip, şikayet tarihinde haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlarından elde ettiği gelir hesaplanarak borçlunun geçimine yetecek kadarı üzerinden haczin kaldırılmasına karar vermek gerekir.

Bilirkişi raporu mevcut haliyle hüküm kurmaya elverişli olmayıp, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre taşınmazlar hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) 

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

TEMYİZ EDEN : Karşı taraf/alacaklı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, haczin kaldırılması istemine ilişkindir.

Şikayetçi/borçlu vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine Ankara 28. İcra Müdürlüğünün dosyası ile başlatılan takip nedeniyle müvekkilinin taşınmazlarının haczedildiğini, yapılan haciz işleminin İİK'nın 82/4. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin çiftçi olduğunu ve geçimini çiftçilik ile sağladığını, haczedilen gayrimenkullerin tarla vasfında ve tarım arazisi olduğunu, bu nedenle haciz işleminin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Karşı taraf/alacaklı vekili, davacı borçlunun Ankara'da ikamet ettiğini ve çiftçilik yapmadığını, geçimini sağlamak için arazisinin bulunduğu yerde ikamet etmesinin gerektiğini, söz konusu gayrimenkulün arazi niteliği taşıyıp taşımadığının ispat külfetinin davacıya ait olduğunu belirterek istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel Mahkemece, talimat yoluyla aldırılan bilirkişi raporuna göre çiftçi ailesinin geçinebilmesi için asgari ücret gelirine karşılık olarak 110,75 dekarlık arazinin işlenmesi gerektiğinin tespit edildiği, davacının taşınmazlarda 123 dönüm yere sahip olduğu, aradaki 13 dönüm fazlalık olmasına karşın bu miktarın satılmasının hukuken ve fiilen borçlu ve alacaklı tarafa fayda sağlamayacağı gerekçesi ile şikayetin kabulüne dair verilen karar, karşı taraf/alacaklı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

Direnme kararını, karşı taraf/alacaklı vekili temyize getirmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yerel mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez (2004 sayılı İİK m. 82/4 c.l).

Bir tarım arazisini kendisi işleyen veya ortakçıya (yarıcıya) veya kiraya vermek suretiyle işleten kişiler, İİK m. 82/4 anlamında çiftçi sayılır.

Başlıca (asıl) işi (meşgalesi) çiftçilik olan bir kişinin, yan gelir sağlamak için başka işler de yapması, İİK m. 82/4 anlamında çiftçi sayılmasına engel değildir (çiftçilik sıfatını kaldırmaz).

Buna karşılık, borçlunun başlıca (asıl) işi çiftçilikten başka bir (veya birkaç) iş ise ve bu işten (veya işlerden) elde ettiği ge­lir, borçlu ve ailesinin geçimi için yeterli ise, borçlu çiftçi sayılmaz; böyle bir borçlunun İİK m. 82/4’te yazılı malları haczedilebilir.

Tarım arazisinin ne kadarının borçlu ve ailesinin geçinmeleri için zorunlu olduğu konusunda taraflar (alacaklı ve borçlu) anlaşabilirler; anlaşamazlarsa, bu konuda bilirkişiye başvurulması gerekir.

Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya gelince; dosyadaki bilgi ve belgelerden karşı taraf/alacaklı tarafından şikayetçi/borçlu aleyhine yapılan takip nedeniyle borçluya ait taşınmazların haczedildiği, şikayetçi borçlu tarafından yapılan haciz işleminin İİK'nın 82/4. maddesine aykırı olduğunun ileri sürüldüğü, mahkemece yapılan yargılama sonunda 28.03.2012 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, borçlunun yıllık geçinebileceği miktar belirlenirken çiftçilik dışında elde ettiği başka gelirlerinin olup olmadığı araştırılarak, bu gelirler ile haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlardan elde ettiği gelirler hesaplanmak suretiyle borçlunun geçimine yetecek kadarı üzerinden haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece hükme esas alınan raporda sadece borçlunun haczedilen taşınmazlarından elde ettiği gelirler hesaplanmıştır. Bu haliyle mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.

Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce; bozma ilamına ilave olarak borçlunun yıllık geçinebileceği miktar belirlenirken tüm gelirlerinin araştırılması gerektiği hususunun eklenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; kurul çoğunluğu tarafından bozma ilamının bu hususları da kapsadığı gerekçesiyle kabul edilmemiştir.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 04.05.2016 gününde oyçokluğuyla ile karar verildi.