EK DERS ÜCRETİNİN ANCAK DÖRTTE BİRİ HACZEDİLEBİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


03 Kas
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2022/12-475
Karar No       : 2023/638

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ                          : 18.01.2022
SAYISI                          : 2021/1943 E., 2022/127 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.11.2021 tarihli ve 2021/4489 Esas,
                                        2021/10345 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki şikâyet isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak şikâyetin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı alacaklı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. TALEP

Şikâyetçi borçlu asıl; borcundan dolayı hakkında başlatılan icra takibinde Dalaman İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığı maaşının 1/4’ü ile ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına dair talebinin Dinar İcra Müdürlüğü tarafından reddedildiğini, maaşıyla zor geçindiğini, eşinin hamile olması sebebiyle doktor kontrolleri ve takviye gıdalar sebebiyle ek masrafları olduğunu, ikâmetgâhı Fethiye’de olduğundan görev yaptığı Dalaman’daki okula gidiş-dönüş her gün toplam 110 km yol kattetiğini ileri sürerek, maaşının 1/4’ünü aşan kısım olarak ek ders ücretine uygulanan haczin kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı vekiline şikâyet dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.09.2020 tarihli ve 2019/19 Esas, 2020/20 Karar sayılı kararı ile; borçlu ve eşinin gelirleri toplamı ve ikisinin sosyal statülerine göre, borçlu ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini sağlayacak kadar yapması gereken harcamalar toplamı dikkate alınarak, borçlunun almış olduğu maaş ve ek ders ücreti bir bütün olarak kabul edilip 1/4'ünden aşağı olmamak üzere borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamından ne kadarlık kısmının haczedilebileceğinin saptandığı, alınan raporlar ile borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamından yapılması gereken kesintinin 1.262,62 TL olarak hesaplandığı, Dinar İcra Müdürlüğünün 2018/702 Esas sayılı dosyasında borçlunun maaşının 1/4'ü ile ek ders ücretinin tamamının ayrı ayrı haczedildiği, bu işlemin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikâyetin kabulüne, borçlunun ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına, borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4’ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazla tahsil edilen 4.672,99 TL kesinti tutarının yasal faizi ile birlikte davacıya (şikâyetçiye) iadesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli ve 2021/316 Esas, 2021/382 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince alınan 04.09.2020 tarihli ek bilirkişi raporuna göre 2018 yılında borçlu ve eşinin gelirleri toplamının 79.843,44 TL, sosyal statülerine göre harcama toplamlarının 74.444,04 TL, buna göre aylık yapılması gereken hacze ilişkin kesinti tutarının ise 444,95 TL olup bu miktarın maaş ve ek ücret toplamının 1/4'ünden az olduğu, raporun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince de bu rapor doğrultusunda karar verildiği, alacaklının bu kısma yönelik istinaf talebi yerinde görülmemekle birlikte şikâyetçi tarafın, ek ders ücretinin tamamı üzerindeki haczin kaldırılması talebinin (maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4 ü kadar haciz kesintisi yapılması gerektiğinden bahisle) kısmen kabul edildiği anlaşıldığından şikâyetin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan talep olmadığı halde fazla tahsil edilen 4.672,99 TL kesinti tutarının yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle alacaklının istinaf isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak şikâyetin kısmen kabulü ile borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4'ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

"... 1- Borçlunun temyiz isteminin incelenmesinde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Borçlunun maaşının 1/4 dışında, ek ders ücreti üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince borçlunun şikayetinin kabulü ile borçlunun ek ders ücretinin tamamına konulan Haczin Kaldırılmasına ve borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının ¼’ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, karar verildiği; Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin kısmen kabulü ile davacı borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının ¼’ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verildiği anlaşılmıştır.

Borçlunun sadece ek ders ücretinin üzerine konulan haczin kaldırılmasına yönelik icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.

İİK'nun 83. maddesinde kısmen haczi caiz olan şeyler sayılmış olup, ek ders ücretlerinin maaştan sayılacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda bu ücretin tamamının haczedilmesine yasal bir engel yoktur.

O halde bölge adliye mahkemesince taleple bağlılık ilkesini düzenleyen HMK'nun 26. maddesi gereğince talepten fazlasına hükmedilemeyeceği için ek ders ücretine konulan haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin reddi gerekirken şikayetin kısmen kabulü ile borçlunun almış olduğu maaş ve ek ders ücretinin bir bütün olarak kabul edilerek bu miktar üzerinden ¼ oranında hesap edilen 1.262 TL yönünden haczin devamına karar verilmesi isabetsizdir…" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ek olarak icra dosyasında, borçlunun hem maaşına hem de ek ders ücretine haciz konulduğu, şikâyetin konusunun ise ek ders ücretine konan haczin kaldırılması olduğu, borçlunun hem maaşının hem de ek ders ücretinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 83 üncü maddesine göre haczi kısmen caiz olan şeyler arasında olduğu, para, misli eşya olduğundan maaş ve ek ders ücretinin bir bütün kabul edilerek belli bir oranda haczin kaldırılması hâlinde matematiksel olarak "maaş" üzerindeki haczin de "ek ders ücreti" üzerindeki haczin de aynı oranda kalktığı, somut olayda, alacaklı vekilinin duruşmadaki beyanında belirtildiği üzere borçlunun maaşı üzerinde uygulanan haczin maaşının 1/4'ü oranında olduğu, borçlunun, kendisi ve ailesinin geçinmeleri için lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra maaş ve ek ders ücretinden en fazla 1/4 (oranında) haciz uygulanması gerektiğinin değerlendirildiği, buna göre de maaş ve ek ders ücret toplamının 1/4'ü üzerindeki haczin kaldırıldığı, bu durumun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Direnme kararına karşı süresi içinde alacaklı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Alacaklı vekili; borçlunun maaşının 1/4’ünün, ek ders ücretinin ise tamamının haczinde usule ve hukuka aykırılık bulunmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, borçlunun toplam geliri ve bu gelirlerinden ne kadarlık kısmının haczinin mümkün olduğuna dair ek ders ücretinin tamamı üzerinden mi yoksa bir kısmı üzerinden mi haczin kaldırıldığının hükümden anlaşılamadığını, hükmün infazında tereddüt oluşması sebebiyle hükmün bu nedenle de hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda öğretmen olan borçlunun ek ders ücretinin 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesi kapsamında maaştan sayılıp sayılamayacağı, buradan varılacak sonuca göre ek ders ücretinin tamamının haczedilmesinin olanaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesi.

2. Değerlendirme

1. Kural olarak, borçlunun malvarlığını teşkil eden mal, alacak ve hakları, alacaklılarına karşı bir tür teminat teşkil eder ve bu nedenle borçlunun alacaklıları tarafından borç için haczettirilebilir. Haciz cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. 2004 sayılı Kanun'un 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre icra dairesince, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilir. 2004 sayılı Kanun'un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası borçluya ait olup da üçüncü kişi elinde olan malların da haczedilebileceğini öngörmektedir.

2. Alacaklının, borçlunun mal varlığından tatmin edilmesi ilkesi takip hukukunda asıldır ve bu ilkenin sınırları da kanunla çizilmiştir. Bu bağlamda kanun koyucu gerek 2004 sayılı Kanun gerekse bazı özel kanunlarda haczedilemeyecek veya yalnızca bir bölümünün haczi mümkün birtakım mal ve haklar öngörmüştür. Amaç, borçlu ve ailesinin mutlak yoksulluğa düşürülerek ekonomik varlığını kaybedip, Devlet yardımına muhtaç hâle getirilmesine engel olmaktır (Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, İkinci Baskı, Ankara 2013, s. 502, 503).

3. Takip hukukunda sorumluluk kural olarak şahsi emeğe değil mala yöneliktir. Dolayısıyla borçlu iktisadi ve sosyal açıdan varlığını sürdürebilmek için şahsi emeğini ortaya koyarak bir gelir elde etmişse bunun üzerine borcun tamamı kadar haciz koymak Anayasa’nın 17 nci maddesindeki “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” düzenlemesine aykırılık teşkil edecektir (Murat Yavaş, Maaş ve Ücret Haczi, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 84, 2009, s.94).

4. Bu anlamda kanun koyucu birtakım mal ve hakların haczedilemeyeceğini (haczinin caiz olmadığını) kararlaştırmıştır. Haczi caiz olmayan mallar; para borcunun ödenmesi için haciz yoluyla yapılan icra takibinde borçluya ait olup kamu yararı ya da borçlunun yaşamsal zorunlulukları bakımından gerekli yahut paraya çevrilmesine olanak bulunmayan durumlardan ötürü haczedilmesi ya da paraya çevrilmesi olanaksız bulunan, diğer bir deyimle hacizden ayrık tutulmuş şeyler ve alacaklardır (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Cilt I, Ankara, 2021, s. 446).

5. 2004 sayılı Kanun bu konuda kısmen veya tamamen haczedilemezliğe ilişkin bir ayrıma gitmiş ve kısmen haczedilemeyen mal ve hakları 83 üncü maddede; “Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilâma müstenid olmayan nafakalar, tekaüd maaşları, sigortalar veya tekaüd sandıkları tarafından tahsis edilen iradlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra müdürünce lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.

Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez” şeklinde düzenlemiştir. Bu maddeye göre maaş ve ücretlerden borçlunun ve ailesinin geçinmeleri için zorunlu olan miktar borçluya bırakıldıktan sonra kalan kısım haczedilebilecektir. Bununla birlikte, borçlunun maaş ve ücretinin dörtte birinin herhalde haczedilebileceği hükme bağlanmıştır.

6. Belirtilen maddedeki maaş veya ücretten maksat, Devlet işlerinde veya özel işyerlerinde çalışan (borçlu) memur veya işçilerin maaş veya ücretidir (2004 sayılı Kanun md. 355/1). Bir kısmı haczedilemeyen maaş ve ücretlerin (hakların) neler olduğu 2004 sayılı Kanun’un 83 üncü maddesinde sayılmıştır. Buna göre, maaşların, ödeneklerin (tahsisatlar) ve (yan ödemeler dahil) ücretlerin bir kısmı haczedilemez. Bu hükümdeki ücret kavramına, her çeşit ücret dahildir (Kuru, s. 494, 522; Ramazan Arslan vd., İcra ve İflâs Hukuku, 8. Baskı, Ankara, 2022, s. 353). Buradaki ücretler geniş olarak gelir kaynakları olarak anlaşılabilir (Hakan Pekcanıtez vd., İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2011, s. 256).

7. Yapılan bu genel açıklamalardan sonra dosya içeriğine göre Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulda öğretmen olarak görev yapan şikâyetçinin ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine şikâyette bulunduğu somut olayda öğretmenlere ödenen ek ders ücretinin 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesi kapsamında kısmen haczedilip haczedilemeyeceği değerlendirilmelidir. Bu anlamda olmak üzere öncelikle ek ders ücretine ilişkin açıklama yapmakta yarar bulunmaktadır.

8. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) "Ders görevi" başlıklı 89 uncu maddesinde; "Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir.

Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar Cumhurbaşkanı kararı ile tespit olunur." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu madde ile 439 sayılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Yüksek ve Orta Dereceli Okullar Öğretmenleri ile İlkokul Öğretmenlerinin Haftalık Ders Saatleri ile Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun'un verdiği yetkiye dayanarak, "Millî Eğitim Bakanlığının yönetici, öğretmen, uzman ve usta öğreticileri ile diğer görevlilerinin aylık ve ek ders ücreti karşılığında okutacakları ve okutmuş sayılacakları haftalık ders saatlerinin sayısını, ders görevi alacakların niteliklerini ve diğer hususları düzenlemek.." amacıyla hazırlanan Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin 01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın (Bakanlar Kurulu Kararı) "Tanımlar" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin (f) bendinde ek ders görevinin, aylık karşılığı ders görevi dışında ek ders ücreti karşılığında okutulan dersleri ifade ettiği belirtilmiştir.

9. Bakanlar Kurulu Kararı'nın "Ek ders birim ücreti" kenar başlıklı 30 uncu maddesinde "1) Bu Karar kapsamında kendilerine ders görevi verilenler ile verilmiş sayılanlara, 657 sayılı Kanunun 176 ncı maddesi uyarınca ek ders ücreti ödenir." hükmü bulunmakta olup, bu hükmün atıf yaptığı 657 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise Kanunun 89 uncu maddesine göre kendilerine ders görevi verilenlere, ders saati başına gündüz öğretimi için 140, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında yarıyıl ve yaz tatillerinde, cumartesi ve pazar günleri ile saat 18.00'den sonra başlayan öğretim faaliyetleri için 150 gösterge rakamının bu Kanuna göre belirlenen aylık katsayısı ile çarpımından oluşan miktar üzerinden ek ders ücreti ödeneceği ifade edilmiştir.

10. Açıklanan hukuki dayanaklardan yola çıkıldığında ek ders ücreti; aylık ders görevi dışında verilen derslerin karşılığı olarak ödenen ücret olarak tanımlanabilir. Bu anlamda olmak üzere ek ders ücreti 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesi kapsamında aylık "maaş" dışında ek ders görevi karşılığı ödenen bir ücrettir.

11. Belirtmek gerekir ki, yukarıda da açıklandığı üzere 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesinde ifade edilen ücret kavramına her türlü ücret dahildir. Gerek bedeni gerekse fikri çalışma sonucu elde edilen her türlü ücret bu kapsamdadır. Bu itibarla, ek ders ücretinin de madde metninde yer alan "her nevi ücret" kapsamına girdiği açıktır.

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesine göre ek ders ücretinin maaş kapsamında olmadığının açık olduğu, haczedilemezliğe ilişkin hususların kanun ile düzenlenmesi gerektiği, istikrarlı uygulamanın ek ders ücretinin maaş kapsamında olmadığı ve tamamının haczedilebileceği yönünde olduğu, direnme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

13. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.

14. Ne var ki, alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Direnme uygun bulunduğundan alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

21.06.2023 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

BİLGİ : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda bulunan 25 üyenin 15’i DİRENME UYGUN DAİREYE, 10’u ise BOZMA yönünde oy kullanmışlardır.