ERKEK EŞİN, KADIN EŞİN AİLESİYLE GÖRÜŞMESİNİ KISITLAMASI KADININ KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI TEŞKİL EDER.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


09 Eki
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/3792
Karar No      : 2023/2841

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 17.02.2023
SAYISI                                 : 2023/1 E., 2023/222 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 08.07.2020 tarih ve 2019/16 Esas, 2020/120 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki geçimsizliğin erkeğin; eşine karşı evliliğin başlangıcından beri sevgisiz ve ilgisiz olması, evin ihtiyaçlarını karşılamaması, davacıyı parasız bırakması, bu şekilde ekonomik şiddet uygulaması, cinsel şiddet uygulaması, eşini ters ilişkiye zorlaması, eşine hakaret etmesi, onu aşağılaması, anne babası ile kişisel ilişki kurmasını engellemesi, eşi ile birlikte vakit geçirmekten kaçınması şeklinde eylemler sergilemesi sebebiyle erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, tüm dosya kapsamı ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olmakla olayların akışı karşısında bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine ve de evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum için bir fayda kalmadığı anlaşıldığına göre erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası ile boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kararın kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili; tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili her iki dava ve boşanmanın fer'ileri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2022 tarihli ve 2020/908 Esas, 2022/572 Karar sayılı kararıyla; yapılan yargılama ve toplanılan delillerden, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı- karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, dinlenen davacı- karşı davalı kadın tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, beyanlarının kadından aktarıma dayalı olduğu, taraflardan aktarılan beyanların ise hükme esas alınamayacağı, yine davacı- karşı davalı kadın tanıklarının beyanlarının soyut, sebep ve saiki açıklanmayan, zaman belirtmeyen beyanlar olduğu tüm dosya kapsamından, erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan kusurlu bir davranışının varlığının kanıtlanmadığı, davacı- karşı davalı kadının da tüm dosya kapsamı itibariyle evlilik birliğinin sarsılmasına sebep kusurlu bir davranışının kanıtlanamadığı anlaşılmakla, her iki davanın reddinin gerektiği, İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine karar verilmesi isabetli ise de, kadının davasının yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verildiği anlaşılmış olup, erkeğin asıl davanın kabulüne, kusur belirlemesine, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata, karşı davada gerekçeye yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak her iki davanın reddine kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili; kadının reddedilen davası ve fer' îleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 01.11.2022 tarih, 2022/6096 Esas, 2022/8662 Karar sayılı kararı ile yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı-karşı davacı erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiği ve eşinin ailesi ile görüşmesini kısıtladığı; bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı-karşı davalı kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının davasının kabulü gerekirken yazılı şekilde davasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamından; davalı-karşı davacı erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiği ve eşinin ailesi ile görüşmesini kısıtladığı; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı- karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının atfı kabil kusurlu bir davranışının bulunmadığı, taraflar arasında erkekten kaynaklanan kusurlar sebebiyle ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmekte olup, davacı- karşı davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, karar tarihi olan 17.02.2023 tarihinden boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına; boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurunun olmadığı, kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların mali ve sosyal durumları da değerlendirildiğinde kadın lehine yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu, tarafların fiili olarak birlikte kaldıkları süre ile yoksulluk nafakasının amacı da dikkate alındığında davacı- karşı davalı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere toptan 30.000,00 TL yoksulluk nafakasına; kadının kusurunun bulunmadığı, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, "erkeğin, kadının ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının" kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi gerektiğini, miktarların fahiş olduğunu belirterek kararın kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, kadın yararın maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan kararın maddî ve manevî tazminat yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına BOZULMASINA,

2. Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararın veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.                   Üye                        Üye                       Üye                 Üye
A.Albayrak Doğan      Sedat Demirtaş      M.Kasım Çetin      Harun Can      Erdem Şimşek