HÂKİMİN DURUŞMADA MÜVEKKİLE GİT KENDİNE AVUKAT BUL YA DA KENDİNİ KENDİN SAVUN ŞEKLİNDEKİ SÖZÜ HÂKİMİN TAZMİNAT SORUMLULUĞUNA YOL AÇMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


21 Tem
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2022/9-1239
Karar No       : 2023/343

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ                          : 19.04.2022
SAYISI                          : 2021/6 E., 2022/3 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19.04.2022 tarihli ve 2021/6 Esas,
                                         2022/3 Karar sayılı kararı 

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 9. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın esastan reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin M. Barosuna kayıtlı olarak avukatlık yaptığını, ihbar olunanın ise M. 4. İş Mahkemesi hâkimi olduğunu, 2016/272 Esas sayılı davanın 14.12.2016 tarihli duruşmasında müvekkili ile tanık ve davalı vekilinin hazır olduğunu, ihbar olunan hâkim tarafından huzura alınan tanığa yemini yaptırıldıktan sonra davalı işyerinde çalışıp çalışmadığının sorulduğunu, tanığın ise davacı ile aynı işyerinde çalışmadığını beyan etmesi üzerine hâkimin müvekkiline dönerek "Madem tanık davalı işyerinde çalışmadı niye dinletiyorsunuz?" diye sert bir şekilde sorduğunu, bu soruya "Tanık, davacının işe giriş çıkış saatlerine ve çalışma düzenine şahit." şeklinde cevap verdiğini, ihbar olunan hakimin tanığa "İşi gücü bıraktın milletin işe giriş çıkış saatlerini takip ediyorsun öyle mi?" diyerek makamına yakışmayan bir karşılık verdiğini, akabinde tanığa bazı sorular sorduğunu, tanığın ihbar olunan hâkimin imalı ve yalancı tanıklıkla suçlar mahiyette ve zan altında bırakır tarzdaki soruları ve üslubu nedeniyle psikolojik baskıdan dolayı neye uğradığını şaşırarak titremeye başladığını, bunun üzerine müvekkilinin duruma müdahil olmak ve müvekkilinin menfaatini korumak adına "Hâkim bey neden önyargılı davranıyorsunuz?" şeklinde beyanda bulunduğunu, ihbar olunan hâkimin müvekkiline sesini yükselterek "Mahkemeye çemkirme, konuşmalarını zapta geçiririm." diyerek bağırdığını, müvekkilinin de doğal olarak "Lütfen zapta geçirin, ama kendi söylediklerinizi de zapta geçirin, ben değil siz bana çemkiriyorsunuz." dediğini ve ihbar olunan hâkimle münakaşa içerisine girdiğini, tanığa soru sormak istediğinde "Soru moru yok sordurmuyorum, git nereye şikayet ediyorsan et." dediğini, şikayet edeceğini söyleyince de iyice sinirlenip kendisini güvende hissetmediğini söyleyerek koruması vasıtasıyla müvekkilinin duruşma salonundan zorla çıkarıldığını, duruşma salonundan çıkarıldıktan sonra ihbar olunan hâkimin etik olmayan bir şekilde davacı asıla “Git kendine avukat bul ya da kendini kendin savun.” dediğini duruşma tutanağına geçirdiğini öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin duruşma salonunda olup bitenleri davalı vekili ile davacı asıl, tanık ve duruşmayı izleyen Yasemin K. isimli kişi ile birlikte tutanak altına aldığını, bu olay nedeniyle davacı asılın müvekkilini vekillikten azlettiğini, ihbar olunan hâkimin bu tutum ve davranışları ile hakaret, görevi kötüye kullanma ve alenen aşağılama suçlarını defalarca işlediği gibi ekmeği ile oynayıp müvekkiline ve tanımadığı diğer insanlara rezil ettiğini, prestij kaybına uğramasına neden olduğunu, işçilik alacakları davasındaki vekillik görevinden azledilmesi nedeniyle de maddi kayba uğradığını, bu aşamada maddi zararının ne kadar olduğunu belirlemesinin mümkün olmadığını, bu nedenle maddi tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak açıldığını ileri sürerek 100.000,00 TL manevi ve bilirkişi raporları sonrası belirlenecek ve ıslah edilecek maddi tazminattan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı

5. Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesinde öngörülen sorumluluk koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Özel Daire Kararı

6. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19.04.2022 tarihli ve 2021/6 Esas, 2022/3 Karar sayılı kararı ile; "... Somut olayda davacı, davacı vekili olarak takip ettiği M. 4. İş Mahkemesinde görülen 2016/272 Esas sayılı dava dosyasının yargılaması sırasında duruşma hakiminin usûl ve yasaya aykırı bir şekilde dinlenen davacı tanığına ön yargı ile yaklaşıp tanığın yalancı tanıklık yaptığı yolunda ithamlarda bulunması, hakimlik görevini kötüye kullanarak tanığı baskı altında tutmak suretiyle vekil sıfatıyla tanığa soru sorma hakkının engellendiği, ilgili hakimin makamın saygınlığına yakışmayan tavırlar sergileyerek duruşma inzibatını sağlama gerekçesi ile kendisini koruması vasıtasıyla zorla duruşma salonundan çıkartıldığı, akabinde müvekkiline davayı bizzat takip etmesi yada başka bir vekil kanalıyla temsil ettirmesi için duruşmayı ertelediği bu durumun usûl ve yasaya aykırı olduğu iddiasıyla maddi-manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de, anılan ara kararının kasıtla veya ağır ihmalle verildiğinin tespit edilemediği, hakimin HMK'nın 46. maddesi uyarınca kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin ve düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar vermiş olması ya da sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar vermiş olması yada açık kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması hallerinin gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının açtığı dava esastan reddedildiğinden 6100 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca davacı takdiren 500,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmiştir.

H Ü K Ü M :

Yukarıda açıklanan sebeplere, dosyalardaki delillere ve heyetin takdirine göre;

1- Davanın esastan REDDİNE,

2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca takdiren 500,00 TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,

3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

4- Davanın reddi nedeniyle alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.712,00.- TL'den mahsubu ile kalan 1.631,30.- TL'nin istek halinde davacıya iadesine,

5- 6100 sayılı Kanun'un 333. maddesi gereği, hükmün kesinleşmesinden sonra, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısım kalması halinde iadesine, tebliğ gideri avanstan karşılanmak suretiyle iade kararının davacıya tebliğine,

6- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı yararına 7.425,00.- TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,..." karar verilmiştir.            

Kararın Temyizi

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava 6100 sayılı Kanun'un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup anılan maddede;

“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun'un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca usul ve yasaya uygun olan karar onanmalıdır.

III. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.