İCRA MAHKEMELERİNDE ASLİ VEYA FERİ MÜDAHİLLİK MÜMKÜN DEĞİLDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


05 Kas
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/3328
Karar No      : 2023/2531

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 28.04.2022
SAYISI                                 : 2019/541 E., 2022/558 K.

Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asli müdahil vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Şikayetçi vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu sıra cetvelinde 1. sırada; şikayet olunanın ise 2. sırada yer aldığını, şikayet olunanın sıra cetveline konu paranın geldiği 3. şahıstaki haczi fekkettiğini, İcra Müdürlüğünün daha sonra kaldırılan haczinin tekrardan aynı sıradan konulmasına karar verdiğini, fekkedilen haczin tekrardan eski tarih ve sırasıyla ihyasının mümkün olmadığını, kambiyo senedinden kaynaklanan 10 günlük ödeme süresi geçmeden önce 3. şahıstaki hak ve alacağa konulan haczin geçerli olabilmesi için borçlunun tebligatı alıp sürelerden feragat etmesinin yeterli olmadığını, 3. şahıstaki hak ve alacağın haczine muvafakat ettiğini de açıkça belirtmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Şikayet olunan vekili sıra cetvelinin hukuka uygun olduğundan bahisle şikayetin reddini dilemiştir.

2. Asli müdahil dilekçesinde; şikayet olunanın dosya alacaklısı olduğunu, bu davada hukuki yararı bulunduğunu öne sürerek şikayetin reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, borçlunun beyanda bulunması üzerine itiraz süreleri beklenmeden haciz işleminin uygulandığı, bu beyanın sürelerden açıkça feragat beyanı niteliğinde olmadığı ve açıkça hacze muvafakat edilmediği, usulsüz şekilde konan hacizlere dayanarak haciz alacaklısına sıra cetvelinde pay verilemeyeceğinden bahisle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Asli müdahil vekili istinaf dilekçesinde; borçlunun icra dairesinde sürelerden feragatine ilişkin herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, şikayetçinin haczinin çok daha sonra olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asli müdahilin alacaklının haklarına halef olduğundan hukuki yararı bulunduğunu, haciz fekkinin dosyaya para geldikten sonra yapıldığını ve sıra cetveline konu paraya teşmil edilmeyeceğini, şikayet olunanın haczinin önceki tarihli olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Şikayetçi vekili temyiz dilekçesinde, icra mahkemelerinde müdahillik müessesi bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının kesinleşmiş olduğunu, şikayet olunan alacaklının haczinin koyulduğunu anda geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sıra cetveline şikayet istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 65 ve 66 ıncı maddeleri ile 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun , 120 nci ve 142 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişinin bu durumu öne sürerek yargılamanın taraflarına karşı dava açmasına asli müdahale; davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla davada yer alan üçüncü kişinin durumuna ise feri müdahale adı verilmektedir.

2. Yargılamaya konu olayda, şikayet olunan D. Özel Eğitim A.Ş. sıra cetvelinin 1. sırasında bulunarak paylaşıma konu bedelin tamamını almıştır. Davaya müdahale talebinde bulunan Fatih Mehmet T. ise şikayet olunanın dosyasındaki alacağa haciz koydurmuştur ve bu itibarla sıra cetvelinin iptal edilmemesi hususunda hukuki yararı bulunduğunu öne sürmüş ve bu gerekçeyle davaya müdahale talebinde bulunmuştur. Ne var ki İcra Mahkemelerinde asli ya da feri müdahillik mümkün olmayıp dosya alacaklısı Fatih Mehmet T.’nun kanun yollarına başvuru hakkı bulunduğundan söz edilemez. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesince aksi düşünce ve bu alacaklının halef olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan            Üye                    Üye                       Üye                    Üye
Murat Kıyak      Özcan Turan      Ömer Kızılkaya    Mehmet Aksu      Zeki Gözütok

İÇTİHAT YORUMU : “İcra takibi prosedürü içinde sadece alacaklı ya da alacaklılar ve borçlunun menfaatlerinin korunması değil, üçüncü kişilerin de menfaatlerinin korunması gerekir. Bu bakımdan üçüncü kişilerin de, hukukî yararlarının olduğunu ispat etmeleri şartı ile, şikâyet yoluna başvurabilme hakları bulunmaktadır. Üçüncü kişilerin şikâyet hakkı bulunan bütün hallerde, şikâyetin tarafı olduğu ve şikâyetin bir dava olmadığı düşünüldüğünde şikâyet prosedürüne aslî müdahil olarak katılmanın mümkün olmadığını söyleyebiliriz.” (KODAKOĞLU, Mehmet, Medenî Usul Hukukunda Aslî Müdahale, Ankara, 2018, s. 106)

“… yargı işlevinin, objektif hukukun bağımsız ve tarafsız yargı organları (mahkemeler) tarafından yargısal usûllere uyularak, somut olaya veya ilişkiye uygulanması anlamına geldiği ve mahkemeler şeklinde ifade edilen, bağımsızlık ve tarafsızlık niteliklerine sahip, önlerine gelen hukukî uyuşmazlık ve hukuka aykırılık iddiaları ile istemler hakkında belirli usûller ve ilkeler dairesinde yargılama yapıp karar alan tüm kurum ve kuruluşları kapsaması nedeniyle icra ve iflas dairelerinde yapılan işlemin her ne kadar adlî işlem olsa da yargılama faaliyeti olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşılabilir. Bu tür işlemlerde, yargılama faaliyetinin söz konusu olmaması nedeniyle, devam etmekte olan bir icra takibi sırasında aslî müdahale mümkün olmaz. Fakat, ilamsız takipler içinde açılan itirazın iptali davası, menfi tespit davası, istirdat davası ve borçtan kurtulma davasında, görülmekte olan bir yargılama olduğundan, bu davalarda hüküm verilinceye kadar, diğer şartların da sağlanması koşuluyla aslî müdahalede bulunulabilir.” (MAZLUM, İsmet, Medenî Usûl Hukukunda Aslî Müdahale, Ankara, 2019, s. 242, 243)