İİK 83/a VE 5510 SAYILI KANUNUN 93. MADDE HÜKMÜNE GÖRE EMEKLİ MAAŞ HESABINDAN YAPILAN TÜM KESİNTİLERİN İADESİ GEREKİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


31 Ağu
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2021/8931
Karar No      : 2023/111

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                                 : 07.09.2020
SAYISI                                 : 2018/466 Esas, 2020/364 Karar

Taraflar arasındaki istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin SGK'dan emekli olduğunu ve emekli maaşının Elmadağ Z. Bankası Şubesi'ndeki ...5003 nolu hesaba yattığını, müvekkilinin aynı zamanda yurt dışında Almanya'da işçi olarak çalıştığından malulen emeklilik hakkı kazandığını ve bu emeklilik maaşının da Elmadağ Z. Bankası Şubesi'ndeki ...5002 nolu hesabına yattığını, kendi adını taşıyan torunu Ahmet Kefli'nin şirketi olan Günseli Nakliyat firmasının Z. Bankası Seyranbağları Şubesi'nden kullandığı krediye müvekkilinin kefil olduğunu, ödenmeyen kredi borcundan müvekkilinin kefil olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle emekli maaşlarının olduğu hesaba bloke konulduğunu ileri sürerek haksız blokenin kaldırılmasına, haksız bloke ile el konulan paranın şimdilik 5.000,00 TL'sinin elkoyma tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 83.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı bankaya izafeten davalı olarak gösterilen bankanın Elmadağ ve Seyranbağları Şubeleri vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde; davanın reddini istemişlerdir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Görevsiz Mahkemece Verilen İlk Karar

Davanın açıldığı Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2015 tarihli ve 2014/95 E., 2015/200 K. sayılı kararı ile davalı bankanın Elmadağ Şubesi hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Seyranbağları Şubesi hakkındaki davanın ise kabulü ile 83.000,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen Şube'den tahsiline karar verilmiş, karar davalı bankanın Seyranbağları Şubesi vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı

Dairemizin 25.01.2017 tarihli ve 2015/12542 E., 2017/493 K. sayılı kararı ile “... Somut uyuşmazlık bakımından görevli ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle” bozulmuş, Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilerek esas almıştır.

C. Görevli Mahkemece Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama sürecinde aldırılan her iki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacının Elmadağ Şubesi nezdinde bulunan ...5002 numaralı hesabının yurt dışı emeklilik maaşının yattığı hesap olduğu, ...5005 numaralı hesabın ise emekli maaş hesabı olmadığı, davacı yanca, bu hesabın da emekli maaş hesabı olduğu, daha sonra kapatılıp hesapta bulunan bakiyenin ...5002 numaralı hesaba aktarıldığı iddia edilmiş ise de, banka kayıtları incelenerek hazırlanan her iki bilirkişi raporunun da anılan hesabın emekli maaş hesabı olmadığı yönünde birbirini teyit ettiği, dosya kapsamındaki bilgilerden, Alman Emeklilik Sigorta Kurumunun 01.03.2013 tarihinden itibaren SGK’ya davacının emekli aylıklarını gönderdiği ve SGK’nın da 29.03.2013 tarihinden itibaren davacı adına gelen emekli aylığını davalı bankanın Elmadağ Şubesi'ne gönderdiğinin tespit edildiği, bu husus gözetildiğinde davacıya 2013 yılı öncesinde SGK aracılığıyla yurt dışında hak kazandığı emekli aylığının ödenmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle davacının ...5005 numaralı hesaba ilişkin talebinin yerinde olmadığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 82 nci maddesinde yurtdışı sigorta merci tarafından ödenen aylığın haczedilemeyeceği yönünde özel bir kanun hükmü bulunmadığından yurt dışı aylığının haczinin mümkün olduğu, ancak meselenin ayrıca 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesi kapsamında da tartışılması gerektiği, bu maddeye göre, yurt dışı aylığının kısmen haczi mümkün olup borçlunun ve ailesinin geçinmesi için lüzumlu olan tutar üstündeki kısmın haczedilebileceği, haczedilebilecek tutarın maaşın 1/4’ünden az olmayacağı, davalı bankanın icra müdürlüğünü aracı kılmaksızın kendiliğinden yurt dışı maaş hesabından kesinti yaptığı ve borçlunun ve ailesinin geçimi için gerekli tutarı tespit ettirmediği, bu nedenle davacının maaşından en fazla kanundaki asgari tutar kadar kesinti yapabileceği, başka bir deyişle aşan kısma ilişkin kesintinin haksız olduğunun kabulü gerektiği, davacının kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmenin 12 nci maddesiyle, bankaya kefilin banka nezdinde bulunan hesapları üzerinde mahsup ve rehin hakkı tanınmış ise de 2004 sayılı Kanun'un 83/a maddesi gereğince 82 ve 83 üncü maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların geçersiz olduğu, buna göre davacının hesabından yapılan 12.179,00 euro kesintinin dava tarihindeki değeri olan 36.783.02 TL'nin 3/4'ü 27.587,27 TL’yi talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 27.587,27 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyize Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kefaletinin eş rızası alınmadığından şeklen geçersiz olduğunu, bu hususun değerlendirilmediğini, müvekkilinin Almanya’da işçi olarak çalışırken 2001 yılında malulen emekli olduğunu ve o tarihte yurda döndüğünü, Almanya’da hak kazandığı emekli aylığının o tarihten bu yana davalı banka aracılığıyla kendisine ödendiğini, emekli aylığının banka tarafından 11.04.2013 tarihinde resen kapatılıncaya dek ..005 numaralı hesaba yatırıldığını, hesabın kapatılmasıyla birlikte hesapta bulunan mevduatın ...002 numaralı hesaba aktarıldığını, Mahkemece, SGK’ya müzekkere yazılarak müvekkilinin yurt dışında hangi tarihte emekli olduğu, emekli olduğu tarihten itibaren emekli maaşının ne suretle kendisine ödendiği hususunun netliğe kavuşturulması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, hesaptan yapılan kesintilerin tamamıyla iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle sadece bir kısmının iadesine karar verilmesinin de isabetli olmadığını belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının müteselsil kefil sıfatıyla imza ettiği genel kredi sözleşmesiyle bankaya, davacının banka nezdinde bulunan tüm hesapları üzerinde mahsup ve rehin yetkisi tanındığını, davacının bunun yanında müvekkili bankaya virman talimatı da verdiğini, tüm bu hususlar gözetildiğinde, müvekkilince yapılan işlemin hukuka uygun olduğu gibi davacının bu aşamadan sonra yapılan kesintilerin hukuka aykırı olduğunu iddia etmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı bankanın, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasındaki kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imza eden davacının emekli maaş hesabından borcun tahsili için yaptığı kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir. Taraflar arasında, davalı bankanın yaptığı kesintilerin hukuka uygun olup olmadığı, dolayısıyla iadesi gerekip gerekmediği, iadesi gerekiyorsa tamamının mı yoksa Mahkeme gerekçesinde belirtildiği şekilde bir kısmının mı iadesi gerektiği ve davacının davalı banka nezdinde bulunan hesaplarının hangisinin emekli maaş hesabı olduğu konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı Kanun'un 82, 83 ve 83/a maddeleri ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun (5510 sayılı Kanun) 93 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının kefaletinin 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde verilmiş olduğu gözetildiğinde, kefaletin geçerli olabilmesi için eş rızasına gerek bulunmamasına ve davacının davalı banka nezdindeki ...005 numaralı mevduat hesabının emekli maaş hesabı olmadığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2. 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında, gelir, aylık ve ödeneklerin, 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde reddedileceği öngörülmüş; yine 2004 sayılı Kanun'un 83/a maddesinde, haczi caiz olmayan mallar ve haklar ile kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Kanun'un 82 ve 83 üncü maddelerinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmadığı belirtilmiştir. Somut olayda davacı, davalı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış, aynı gün imza ettiği "Virman-Takas- Mahsup Talimatı" başlığını taşıyan belgeyle de kredi borcu sebebiyle emekli maaş hesabından kesinti yapılmasına muvafakat etmiştir. Davacı tarafından verilen bu muvafakat, 2004 sayılı Kanun'un 83/a maddesi gereğince geçersiz olduğu gibi özel ve sonradan yürürlüğe giren yasa niteliğindeki 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesi uyarınca da davacının emekli maaş hesabından yapılan tüm kesintilerin iadesi gerekir. Bu itibarla, Mahkemece davacının emekli maaş hesabından yapılan tüm kesintilerin iadesi gerekirken olaya uygulanma imkanı olmayan 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesine dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan Vekili       Üye                              Üye                         Üye                           Üye
Refik Cemal           Eyüp Sabri Baydar      Dr. Adem Aslan        Dudu İrem Toros      Dr. Orhan Sekmen
Hanedan                                                                                     (M)

KARŞI OY

Dava, Davacının müteselsil kefil olduğu genel ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle davacının emekli maaşı hesabına konulan haksız blokenin kaldırılması ve bloke edilen tutarların iadesi istemine ilişkindir.

Alacağın dayanağını teşkil eden kredi sözleşmesinin "kefalet" başlıklı 12 nci maddesinin (m) ve (n) bendinde bankanın rehin hakkının ve mahsup yetkisinin hüküm altına alındığı, bankaya hesap ve alacaklar üzerinde rehin ve mahsup hakkın tanındığı görülmektedir. Yine davacı tarafından virman talimatının verilmiş olması da dikkate alındığında bankanın yaptığı işlemin 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesine aykırı olmayacağı açıktır. Zira banka verilen yetkiyi sözleşme şartlarına uygun olarak borcun ödenmemesi halinde kullanacaktır. Sözleşme serbest irade ile imzalanmış olup bankanın yaptığı işlem de bir haciz işlemi değildir. Aksi halde kredi alınıp kullanıldıktan sonra borcun ödenmemesi gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır.

Açıklanan nedenlerle mahkemece sözleşme hükümleri de değerlendirilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi ve kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun (2) nolu bozma yönündeki görüşüne katılmamaktayım.

Üye
Dudu İrem TOROS

BİLGİ : “Haczedilmezlikten önceden feragat geçersiz olup emekli maaşının yalnızca dörtte biri oranında kesinti yapılabilir” şeklindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13 Haziran 2022 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/iik-83-hukmu-geregi-haczedilmezlikten-onceden-feragat-gecersiz-olup-emekli-maasinin-yalnizca-dortte-biri-oraninda-kesinti-yapilabilir