İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİPTE ASIL BORÇLU İLE İPOTEK VEREN ÜÇÜNCÜ KİŞİ ARASINDA ŞEKLİ MECBURİ TAKİP ARKADAŞLIĞI VARDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


28 Eki
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2021/12-59
Karar No       : 2023/233

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ                          : 14.09.2020
SAYISI                          : 2020/1474 E., 2020/1667 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarihli ve 2019/7333 Esas,
                                        2020/4672 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki şikâyet isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı borçlular vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. TALEP

Borçlular vekili; alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhine İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2015/4820 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibi başlatıldığını, ipotek borçlusu ve müteselsil kefil olan borçlu Adil A.’e hesap kat ihtarının tebliğ edilmediğini, tebligatın adres yetersizliği nedeniyle bila tebliğ iade edildiğini, alacaklı banka tarafından hesap kat ihtarnamesinin asıl borçlu ve müteselsil kefillere aynı tarihte tebliğe çıkarıldığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 586 ncı maddesi gereğince asıl borçluya yapılan ihtar sonuçsuz kalmadan müteselsil kefillere gönderilen hesap kat ihtarının hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 61 inci maddesi uyarınca borçlulara icra emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğini, ipotek tesis edilirken borçlu Adil A.’in eşi Ayşe A.’in rızasının alınmadığını, ayrıca kredi sözleşmesinde Ayşe A.’in rızası alınmış ise de kefalet sınırının gösterilmediğini, icra emrinin asıl borçlu A. Süt ve Süt Ürünleri San. Tic. A.Ş.’ne usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı vekili; borçlu Adil A.’in alacaklı bankanın kredili müşterisi olan A. Süt ve Süt Ürünleri San. Tic. A.Ş.'nin müşterek ve müteselsil kefili olduğunu, diğer borçlu Ayşe A.’in ise A. Süt ve Süt Ürünleri San. Tic. A.Ş.'nin borçlarına teminat olarak verilen ipotekli taşınmaz maliki olup, aynı zamanda Adil A.'in eşi olduğunu, asıl borçlu şirketin kredi ödemelerinde temerrüde düşmesi üzerine, Ereğli 1. Noterliğinin 06.10.2015 tarihli ve 7282 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek borçlu şirket ile tüm müşterek ve müteselsil kefillere tebliğe çıkarıldığını ve kredilerin kat edildiğini, borçlular ödeme yapmadığından borçluların alacaklı bankaya kredi alacaklarına teminat olarak verdiği ipotekli taşınmazlar hakkında ipotekli takip başlattıklarını, borçlulara 21.10.2015 tarihinde icra emri tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığını, takipten sonra asıl borçlu şirket ile müşterek ve müteselsil kefillerin de imzasıyla 08.01.2016 tarihinde yapılan borç tasfiye protokolünün 3.4. maddesinde "İstanbul 10. İcra Müdürlüğü 2015/4820 esas sayılı dosyasıyla başlatılan takiplere hiçbir itirazları olmadığını” kabul ettiklerini, şikâyetin süreden reddi gerektiğini, hesap kat ihtarının asıl borçluya tebliğ edildiğini ve itiraz edilmediğini, kat ihtarının ayrıca müşterek ve müteselsil kefillere tebliğinin gerekmediğini, borçluların iddialarının yerinde olmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.06.2018 tarihli ve 2018/304 Esas, 2018/958 Karar sayılı kararı ile; Ereğli 1. Noterliğinin 06.10.2015 tarihli ve 7282 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin müşterek müteselsil kefil ve ipotek veren Adil A.'e, Beşiktaş 11. Noterliğinin 12.10.2015 tarihli ve 46518 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin ise alacaklı banka lehine ipotekli bulunan İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Gürpınar Mah, 6.7 ada, 5 parselde kayıtlı bağımsız bölümleri devralan Ayşe A.'e tebliğe çıkarıldığı, Adil A.'e gönderilen hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmemiş olduğu, ihtarnamelerde yer alan Adil A.'e ait adresin Adnan Kahveci Mah., Avrupa Cad., Beylikdüzü/İstanbul adresi olup, sokak/kapı numarasının yazılmadığı, bu nedenle adres yetersizliğinden iade edildiği, 2004 sayılı Kanun'un 68/a ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 887 nci maddesi uyarınca yapılmış sayılamayacağı, 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesi gereğince muacceliyet ihbarı koşulu oluşmadığından borçlu Adil A. hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip yapılamayacağı, borçlu Ayşe A. yönünden alacaklı vekiline kat ihtarnamelerini tebliğ mazbatalarıyla sunması için iki haftalık kesin süre verilmesine rağmen tebliğ şerhinin sunulmadığı, Ayşe A. her ne kadar ipotek borçlusu olsa da takip dosyasında yer alan ipotek resmî senetlerinin güncel olmadığı ve sunulan resmî senetlerde taşınmaz malikinin hâlen Adil A. göründüğü gerekçesiyle şikâyetin kabulü ile icra takibinin şikâyetçiler yönünden iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.03.2019 tarihli ve 2018/2440 Esas, 2019/509 Karar sayılı kararıyla; takibe konu kredi sözleşmesinde şirketin asıl borçlu, Adil A.'in müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, Adil A.'in aynı zamanda ipoteğe konu taşınmazın maliki olduğu, Ayşe A.'in de ipoteğe konu taşınmazın sonradan maliki olduğu, icra dosyası içerisinde yeni malik Ayşe A.'e 4721 sayılı Kanun'un 887 nci maddesi uyarınca gönderilen Beşiktaş 11. Noterliğinin 12.12.2015 tarihli ve 46518 yevmiye No.lu ihtarnamesinin dosyada mevcut olduğu, ihtarname üzerinde barkod numarası bulunduğu ve barkod numarasına göre yapılan sorgulamada 14.10.2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun) 21 inci maddesine göre tebliğ edildiğinin yazılı olduğu, yine cevap dilekçesi ekinde sunulan 08.01.2016 tarihli borç tasfiye protokolünde Adil A.'in de imzasının bulunduğu, protokolün 3.4 üncü maddesinde bankanın muaccel hâle gelen alacağın tahsiline yönelik olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2015/4820 Esas ve İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2015/28599 Esas sayılı dosyasından takip başlattığı, borçluların banka tarafından başlatılan takiplere hiç bir itirazlarının olmadığını kabul ve beyan ettikleri, ayrıca ipotekli taşınmazı sonradan satın alan Ayşe A.'e 4721 sayılı Kanun'un 887 nci madde gereğince muacceliyet ihbarı da yapıldığından 2004 sayılı Kanun'un 150/ı maddesi kapsamında başlatılan takipte yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle alacaklı vekilin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikâyetin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarihli ve 2019/7333 Esas, 2020/4672 Karar sayılı kararı ile

“… 1) Borçlu Ayşe A.' in temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2) Borçlu Adil A.' in temyiz itirazlarına gelince;

İİK'nun 149. maddesine göre; icra müdürü, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir. Bu maddeye göre, kredi sözleşmesi kefillerine icra emri gönderilemez. Alacaklı, kefillere karşı haciz (veya iflas) yolu ile ayrı bir takip yapabilir.

Somut olayda, alacaklı banka tarafından asıl borçlu A. Süt... A.Ş. ile ipotekli taşınmazı takip öncesinde devralan malik Ayşe A. ve ipotekli taşınmazı takip öncesinde devreden aynı zamanda kredi sözleşmesinde müşterek ve müteselsil kefil olan Adil A. hakkında takip yapılmıştır. Her ne kadar takip talepnamesi ve icra emrinde Adil A. ipotek veren malik sıfatıyla yer alsa da, anılan kişinin, takipten önce taşınmazı Ayşe A.' e sattığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, şikayet eden Adil A.'e yukarıda açıklandığı üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte icra emri gönderilemez.

O halde, bölge adliye mahkemesince, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda Adil A. yönünden şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçenin yanında takibe konu kredi sözleşmesinde şirketin asıl borçlu, Adil A.'in müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, Adil A.'in aynı zamanda ipoteğe konu taşınmazın maliki olduğu, Ayşe A.'in de ipoteğe konu taşınmazlardan ikisinin sonradan maliki olduğu, takibe konu taşınmazların tamamının Ayşe A.'e satılmadığı, ipotekli taşınmazlardan İstanbul ili, Beylükdüzü ilçesi, 6.0 ada, 6 parselde kayıtlı zemin kat 1 No.lu bağımsız bölüm malikinin Adil A. olduğu gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde borçlular vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Borçlular vekili, borçlu Ayşe A.’e ihtarnameye ilişkin tebligatın usulüne uygun şekilde yapılıp yapılmadığının tespiti için tebliğ mazbatasının incelenmesi gerektiğini, alacaklı vekili tarafından ihtarname tebliğ şerhinin dosyaya ibraz edilemediğini, bölge adliye mahkemesince barkod numarası üzerinden yapılan sorgu neticesine göre hüküm kurulmasının ve Ayşe A. yönünden muacceliyet koşulunun sağlandığı yönündeki gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, hesap kat ihtarının borçlu Adil A.'e tebliğ edilmediğini, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, taraflar arasında akdedilen protokolün şikâyette bulunma hakkını bertaraf etmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda şikâyetçi Adil A.’in ipotek veren üçüncü kişi olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibinde şikâyetçi yönünden icra emrinin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

2004 sayılı Kanun'un 149 uncu maddesi;

"İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.

Bu icra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını istiyebileceği bildirilir." hükmünü,

150/ı maddesi ise;

"Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdî veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar. Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle icra mahkemesine şikâyette bulunmak hakkı saklıdır. Bu takdirde krediyi kullandıran taraf alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, krediyi kullanan tarafın şikâyeti reddedilir. İcra mahkemesi nde yapılan inceleme sırasında, borçlu, borcun sona erdiğine veya ertelendiğine ilişkin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunmadıkça takibin durdurulmasına karar verilemez. Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması Türk Medenî Kanununun 887 nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer." hükmünü içermektedir.

2. Değerlendirme

A. Borçlu Ayşe A.'in temyizi yönünden;

1. Hukuki yarar dava (şikâyet) şartı olduğu gibi, temyiz istemi için de gereken bir şarttır.

2. Bölge Adliye Mahkemesince, ilk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin reddine dair verilen karar borçlular vekili tarafından temyiz edilmiş, Özel Dairece borçlu Ayşe A. yönünden temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Özel Dairece temyiz itirazları reddedilen tarafın direnme kararını temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmamaktadır.

3. O hâlde borçlu Ayşe A. vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.

B. Borçlu Adil A.'in temyizi yönünden;

1. İpotek, 4721 sayılı Kanun'un 881 ilâ 897 nci maddeleri arasında düzenlenmiş ancak kanun koyucu tarafından bu hükümlerde ipotekle ilgili bir tanıma yer verilmemiştir.

2. Doktrinde ipotek kavramı, kişisel bir alacağı güvence altına alma amacını güden, kıymetli evraka bağlı olmayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesi olanağını sağlayan sınırlı ayni hak olarak tanımlanmaktadır (Jale G. Akipek, Turgut Akıntürk, Eşya Hukuku, 2009, s. 786; Kemal Gürsoy, Fikret Eren, Erol Cansel, Türk Eşya Hukuku, 1984, s.1032).

3. 4721 sayılı Kanun’un 881 inci maddesine göre hâlen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir ve ipoteğe konu taşınmazın, borçlunun mülkiyetinde bulunması gerekmez. Taşınmazın maliki başka birinin borcu için taşınmazına ipotek kurdurabilir veya sonradan ipotekli taşınmaz el değiştirmiş olabilir. Bu durumda ipotekli taşınmaz maliki ipoteğin güvence altına aldığı borçtan kişisel malvarlığı ile sorumlu olmayıp sadece ipoteğe konu borcun ödenmemesi hâlinde taşınmazın satılmasına katlanmakla yükümlüdür.

4. 2004 sayılı Kanun'un "Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip" başlıklı beşinci babı, taşınır rehninin paraya çevrilmesi (md. 145-147) ile ipoteğin paraya çevrilmesini (md. 148- 150/d) ayrı ayrı düzenlemekte, ipoteğin paraya çevrilmesi bölümünde ise "ilamlı" takip (md. 149- 149/a- md. 150/h) ile "ilamsız" takibi (md. 149/b- 150/a) ayrı ayrı hükümlere tabi tutmaktadır.

5. 2004 sayılı Kanun'un 149 ve 149/b maddeleri ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek veren üçüncü kişi ise takip talebinin borçlu kısmında asıl borçlu ile birlikte ipotek veren üçüncü kişinin de taraf olarak gösterilmesini düzenlemektedir. Bu hükümlere göre asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında şekli mecburi takip arkadaşlığı vardır. Bu husus, mahkemece resen göz önünde bulundurulmalıdır.

6. Somut olayda ise; alacaklı banka tarafından 16.10.2015 tarihinde borçlular A. Süt ve Süt Ürün. San. Tic. A.Ş., Adil A. ve Ayşe A. aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibi başlatılmıştır.

7. Takibe konu ipotek akit tablolarının ve tapu kayıtlarının incelenmesinde; takip konusu olan İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Gürpınar Mah., 6.0 ada, 6 parsel sayılı taşınmazdaki 1 No.lu bağımsız bölüm Adil A. adına kayıtlı olup alacaklı banka lehine 24.10.2013 tarihli ve 21536 yevmiye No.lu işlemle ipotek tesis edildiği görülmektedir. Takip konusu İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Gürpınar Mah., 6.7 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 450 ve 451 No.lu bağımsız bölümler Adil A. adına kayıtlı iken 18.01.2013 tarihli ve 1301 yevmiye No.lu işlemle ipotek tesis edildiği, taşınmazların takip tarihinden önce 08.10.2015 tarihinde Ayşe A.'e satılarak tapuda devredildiği anlaşılmıştır.

8. Şu hâle göre takip konusu olan İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Gürpınar Mah., 6.0 ada, 6 parsel sayılı taşınmazdaki 1 No.lu bağımsız bölüm Adil A. adına kayıtlı olup, 2004 sayılı Kanun'un 149 uncu maddesi uyarınca mecburi takip arkadaşı olan Adil A. aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu takip başlatılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.

9. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı yerel mahkemece verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.

10. Ne var ki, işin esasına yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

I- A bendinde (§1-3) gösterilen gerekçeyle borçlu Ayşe A. yönünden temyiz isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,

II- B bendinde (§ 1-10 ) gösterilen gerekçeyle borçlu Adil A. yönünden direnme uygun olup, borçlu Adil A. vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.