ISLAHLA TERDİTLİ OLMAYAN TALEP EKLENMESİ DURUMUNDA REDDEDİLEN TALEP YÖNÜNDEN VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMELİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


09 May
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/11194
Karar No      : 2023/43

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 01.11.2022
SAYISI                                 : 2022/1072 E., 2022/1676 K.
DAVACI                                : A. I.S. vekilleri Av. S.T.
DAVALI                                : N.A. vekili Av. M.S.
DAVA TARİHİ                       : 30.09.2020
HÜKÜM/KARAR                  : İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması
TEMYİZ EDEN                     : Davacı vekili, katılma yoluyla davalı vekili
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Aile Mahkemesi
TARİHİ                                   : 16.03.2022
SAYISI                                   : 2020/471 E., 2022/182 K.

Taraflar arasındaki hakimin müdahalesi ve çocukla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kişisel ilişki kurulması talebine yönelik kısmen kabulüne, davacının diğer taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili ve davacı vekili tarafından katılma yoluyla istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kişisel davacının ilişki düzenlemesi talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında İstanbul 3. Aile Mahkemesinde 2016/195 Esas sayılı dosya ile boşanma davası açıldığını, boşanma kararı verildiğini ve kararın istinaf aşamasında olduğunu, boşanma davası devam ederken 25.06.2016 tarihinde ortak çocuk Maral`ın doğduğunu, çocuğun doğumundan dahi davacının haberdar edilmediğini, davalı ile olan sorunlar nedeni ile çocukla kişisel ilişki kurulamadığını, çocuğun tek böbrekli olduğunu, kalabalık ortamlara girmemesi gerektiğini, pandemi döneminde zorunlu olmamasına rağmen davalı annenin çocuğu okul öncesi eğitime başlattığını, çocuğu dini eğitim veren Ö.B. Katolik Ermeni İlköğretim Okuluna kaydettirdiğini, davacı babanın çocuğun sağlığından endişe ettiğini, bu konuda il-ilçe Sağlık ve il-ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gerekli başvuruları yaptığını, halen bir sonuç alamadığını belirterek 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu`nun ilgili maddeleri uyarınca kabul edilmediği takdirde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 195inci ve 346 ncı maddeleri uyarınca hakimin müdahalesi ile Ö.B. Katolik Ermeni İlköğretim Okuluna yaptırılan kaydın tedbiren durdurulmasını, zorunlu eğitim dönemi başlayana kadar pandemi sürecinde ortak çocuğun herhangi bir dini yahut özel eğitim veren kuruma kaydının yaptırılmamasını ve bu konuda gerekli tedbirlerin alınmasını talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili 07.04.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; davalı annenin davacı baba ile çocuğu görüştürmediğini, dava dilekçesindeki taleplerinin yanında kişisel iletişim hakkı engellenen baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; davacı babanın çocukla ilgilenmediğini, psikolojik sorunları olduğunu, çocuğun zorunlu eğitim döneminin başladığını, çocuğun tek böbrekli olmasının eğitim alamayacağı anlamına gelmediğini, çocuğun sağlık durumunun okula gitmesine uygun olduğunu, davalı annenin derslerin online şekilde yürütülmesi için talepte bulunduğunu, çocuğun eğitiminin online eğitim şeklinde gerçekleştiğini, herhangi bir örgün eğitimin söz konusu olmadığını, davacının etnik ve dini ayrımcılık yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul 3. Aile Mahkemesinin 2016/195 Esas 2020/143 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, kararın istinaf aşamasında olup henüz kesinleşmediği, çocuk için 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu`nda öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirleri gerektirecek bir durumun tespit edilmediği, çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişkinin sağlanması gerektiği, boşanmaya ilişkin ilamda kişisel ilişki düzenlemesinde tedbir hükmünün bulunmadığı gerekçeleri ile davacının kişisel ilişki düzenlenmesine dair talebinin kısmen kabulü ile davacı baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. Pazar günleri saat 16.00-17.00 arasında, 2. ve 4. Cumartesi günleri aynı saatlerde bir pedagog ya da psikolog uzman gözetiminde ve müşterek çocuğun kendisini güvende hissetmesi için annesi yanında olmak üzere tedbiren kişisel ilişki kurulmasına, davacının diğer tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; taraflar arasındaki boşanma davasında davacı ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulduğunu, davacının bir kez olsun çocuğu görmeye gelmediğini, mahkemece tedbiren kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, hükmün esasıyla ilgili tedbiren karar verilemeyeceğini, bu nedenle mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının üç ayrı asli talep ileri sürdüğünü, reddedilen iki talep bakımından vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, davanın tüm yönleri ile reddine ve her bir talep için kendilerine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davacı vekili katılma yoluyla; çocuk ile baba arasında anne olmadan kişisel ilişki kurulması gerektiğini belirterek katılma yoluyla istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki boşanma davasının 29.09.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, müşterek çocuğun geçici velayetinin anneye verilerek baba ile tedbiren kişisel ilişki tesis edildiği, mevcut tedbiren kişisel ilişkinin boşanma davasının kesinleşmesine kadar devam edeceği, boşanma ve ferilerinin kesinleşmiş olmakla hükümde belirlenmiş olan kişisel ilişkinin 20.01.2022 tarihinden itibaren uygulanacağı, ilk derece mahkemesinin dava tarihi olan 30.09.2020 tarihinde mevcut bir tedbiren kişisel ilişki düzenlemesi, karar tarihi olan 16.03.2022 tarihinden önce kesinleşmiş bir kişisel ilişki tesisi mevcut olduğu gerekçesi ile davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, davacının kişisel ilişki düzenlemesi talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; kişisel ilişkinin değişen şartlara göre istek halinde her zaman yeniden düzenlenebileceğini, taleplerinin tedbiren karar verilmesi değil mevcut şartların değiştirilmesi yönünde olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve kararın yargılama giderleri ile vekalet ücreti bölümünün bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili katılma yoluyla; davacının dava dilekçesinin terditli olmadığını, davaların yığılması durumunun olduğunu, reddedilen tüm talepleri yönünden lehlerine vekalet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca mahkeme aksi kanaatte ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 195 inci ve 346 ncı maddeleri uyarınca hakimin müdahalesi yolu ile tarafların ortak çocuklarının okul kaydının durdurulup durdurulmayacağı ve baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulup kurulmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu`nun 5 inci ve devamı maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 195 inci, 323 üncü ve 346 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 176 ıncı maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davalı vekilinin temyiz itirazının incelenmesine gelince;

Davacı vekili, dava dilekçesi ile tarafların ortak çocuklarının okul kaydının durdurulması için 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca müdahale kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 195 inci ve 346 ncı maddeleri uyarınca hakimin müdahalesini talep etmiş, daha sonra 07.04.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki taleplerinin yanı sıra çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki tesis edilmesini talep etmiş, mahkemenin verdiği süre içinde de harcını yatırmıştır. Davacı vekilinin talebi terditli değildir. Bu durumda reddedilen hakimin müdahalesi talebi yönünden de davalı yararına ayrıca vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken sadece reddedilen kişisel ilişki kurulması davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;                 

1. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki kurulması talebinin reddi, davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

2. Yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden taraflara yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                          Üye                           Üye                       Üye                 Üye
Ömer Uğur Gençcan     A.Albayrak Doğan     Seydi Kahveci      Harun Can      Hatıran Alper