İTİRAZIN İPTALİ DAVASINA KONU BORCUN BİR KISMININ ÖDENMİŞ OLMASI DURUMU İNFAZ AŞAMASINDA GÖZETİLMELİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


08 Nis
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

ESAS NO       : 2021/4899
KARAR NO    : 2022/228

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ

TARİHİ                        : 30/03/2021
NUMARASI                : 2018/2822 - 2021/677
DAVACI                      : G. DİŞ DEPOSU TİC. VE PAZ. LTD. ŞTİ. VEK. AV. F.D.
DAVALI                      : SAĞLIK BAKANLIĞI VEK. AV. A.Ç.
İLK DERECE
MAHKEMESİ             : İSTANBUL ANADOLU 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ                       : 05/07/2018
NUMARASI               : 2018/52 - 2018/179

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne dair yeniden verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı; davalı Bakanlığa bağlı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ile 13/12/2016 tarihinde "2016 yılı 80 adet diş üniti alımı" ihalesi yaptığını, 11/04/2017 tarihinde kamu ihale sözleşmesini imzaladığını, şartnameye konu ürünleri teslim ettiğini, iş bitirme belgesi aldığını, kesin iş bitirme belgesi üzerinden 90 gün geçmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine başlattığı icra takibine davalı Bakanlığın itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

Davalı Bakanlık; yapılan ihale sonrasında 11/04/2017 tarihinde davacı şirket ile 1.431.120 TL bedelli sözleşmenin imzalandığını, 01/07/2017 tarihinde cihazların eksiksiz teslim alındığını, ancak 27/09/2017 tarihinde davacı şirket ile imzalanan sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesinin sebebinin de Ankara İdare Mahkemesinin kararı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; davalının takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, icra dosyasındaki asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının dava dosyası ile ilgili 13/06/2018 tarihinde yaptığı 1.532.042,58 TL ödemenin infaz sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 70.318,29 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; dava konusu icra takibinin yapıldığı ve davalı Bakanlığın takibe itiraz ettiği tarihte idare mahkemesinin kararı ile ihalenin feshine karar verilmiş olduğu, davalı Bakanlığın borca itirazında davacının alacağına kavuşmasının engelleme kastının bulunmadığı, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usule aykırı olduğu gerekçesiyle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın asıl alacak yönünden kabulü ile takip dosyasına yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmına göre yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 86.896,34TL nisbi vekalet ücretini davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) Davacı tarafın icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;

İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için; diğer yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın çözümü kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.

Somut olayda; alacağın varlığı ve miktarı likit olduğundan, icra inkar tazminatına ilişkin koşullar oluşmuştur.

Hal böyle olunca bölge adliye mahkemesince; davalı tarafın icra inkar tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle istinaf başvurusunun kabulu ila icra inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

3) Davalı tarafın vekalet yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;

İlk derece mahkemesince verilen karara, karşı sadece davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bu itibarla bölge adliye mahkemesince; istinaf başvurusunda bulunan davalı aleyhine ilk derece mahkemesince verilmiş olan 70,318,29 TL vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, başvuruda bulunanın aleyhine olacak şekilde yeniden 86.896,34 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.

4) Davalı tarafın yargılama sırasında yapılan ödemeye ilişkin temyiz itirazının incelenmesinde;

İtirazın iptali davası devam ederken yapılan ödemelerin borcu tamamen sona erdirip erdirmeyeceğine göre karar değişkenlik arzedecektir. Şöyle ki, dava açıldıktan sonra icra dosyasındaki kapak hesabını da kapsayacak şekilde (icra harç, faiz, masraf, icra vekalet ücreti) borcun ödenmesi halinde “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulur.

Dava açıldıktan sonra borcun kısmen ödenmesi halinde ise, bu tutar hükme bağlanan miktardan düşülmeksizin “infaz aşamasında nazara alınmasına” şeklinde ibare düşülür.

Dava açıldıktan sonra asıl alacağın tamamen ödenip, icra harç, faiz ve masrafların yatırılmaması halinde davacı tarafın dava dilekçesinde takip tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faiz masraf ve vekalet ücreti yönünden itirazın iptalini de istediği nazara alınarak; davalının bu kalemlere itirazı haksız ise, kapak hesabı yapılmaksızın ve miktar belirtilmeksizin yalnızca alacak kalemleri zikredilerek karar verilmelidir. Zira bu itirazların iptaline karar verilmediği sürece alacaklı takip tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faizi, icra masrafları ve icra vekalet ücretini davalıdan alamaz

Somut olayda; dava açıldıktan sonra takibe konu borcun bir kısmı (1.532.042,58 TL) davalı tarafça ödenmiştir.

Bu durumda bölge adliye mahkemesince; borcun bir kısmının ödenmiş olmasının infaz aşamasında gözetilmesine dair karar verilmemiş olması da doğru görülmemiştir.

Ne var ki, yukarıda ikinci, üçüncü ve dördüncü bentlerde açıklanan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması HMK’nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü ve dördüncü bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının;

(1) numaralı bendinde yer alan "...Davanın asıl alacak yönünden KABULÜ ile İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğü’nün 2017/24729 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline takibin devamına,

Alacak yargılamayı gerektirdiğinden İcra inkar tazminatı talebinin reddine," ifadesinin çıkartılarak yerine "Davanın asıl alacak yönünden KABULÜ ile İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün 2017/24729 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline takibin devamına, davalının 13/06/2018 tarihinde yaptığı 1.532.042,58 TL'lik ödemenin infaz sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, icra dosyasındaki asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine" ifadesinin yazılmasına,

(2) numaralı bendinde yer alan "86.896,34 TL" rakamının çıkartılarak yerine "70.318,29 TL" rakamının yazılmasına,

Hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan           Üye                Üye             Üye                  Üye
M. DUMAN      H. KANIK      E. ATEŞ      Ö. KERKEZ     M. GÜRKANLI