KANUN YARARINA BOZMA TALEBİNİN KABULÜ DURUMUNDA BİLE HÜKMÜN HUKUKİ SONUÇLARI ORTADAN KALDIRILAMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


02 Tem
2019

Yazdır

T.C.
Y A R G I T A Y
2. Hukuk Dairesi

ESAS NO:           KARAR NO:
2018/7307            2019/188

TÜRK MİLLETİ ADINA

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ        : Boşanma
TEMYİZ EDEN     : Davacı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

İlk derece mahkemesi 03.07.2007 tarih ve 2007/200 E.-2007/498 K. sayılı kararıyla tarafların boşanmalarına karar verilmiş, tarafların temyiz haklarından feragat etmeleri üzerine karar 02.08.2007 tarihinde kesinleşmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 12.10.2017 tarih ve 2017/4768 E.-2017-10981 K. Sayılı ilamla, ilk derece mahkemesince verilen karar "...Karar tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 381/2. maddesi uyarınca, kararın tefhimi en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece çelişkili şekilde karar verilmesi doğru olmayıp usul ve kanuna aykırı bulunmuştur." gerekçesi ile kanun yararına temyiz isteği kabul edilerek, hükmün sonuca etkili olmamak üzere bozulmasına karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesince dava dosyası esasa kaydedilip yeniden yargılama yapılarak yeni bir karar verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 363. maddesine göre, "İlk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kesin olarak verdikleri kararlar ile yine bu sıfatla verdikleri ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur.

Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmi Gazetede yayımlanır."

İlgili yasal düzenlemeden (HMK m.363) açıkça anlaşılacağı üzere bozma kararı, kanun yararına temyiz konusu yapılan hükmün hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Dairemizin ilamında da "Hükmün sonuca etkili olmamak üzere bozulduğu" açıkça belirtilmiştir. Mahkeme, kanun yararına temyiz talebinin kabulü üzerine verilen bozma kararı üzerine hiçbir işlem yapamaz. Hal böyleyken, ilk derece mahkemesinin dava dosyasını ele alıp yargılama yaparak, kesinleşmiş önceki hükmü ortadan kaldırması yasal dayanaktan yoksundur.

Bu sebeple sonradan verilen ve yasal dayanağı bulunmayan hükmün bozularak ortadan kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.01.2019 (Salı)

Başkan                         Üye                   Üye                 Üye                       Üye
Ömer Uğur Gençcan    Çetin Durak      Harun Can       Erdem Şimşek      Hatıran Alper

 

AYNI YÖNDE KARAR:

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/2852
Karar No      : 2023/2024

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Bucak 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ                                 : 29.11.2022
SAYISI                                 : 2022/385 E., 2022/584 K.

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen iştirak nafakası davasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında boşandıklarını, ortak çocukların velayetlerinin davacı babaya verildiğini, davacı babanın ekonomik durumunun iyi olmadığını, davalı annenin ise babasından kalan ölüm aylığı aldığını, aynı zamanda gıda malzemeleri satan işyeri işlettiğini, ekonomik durumu iyi olmasına rağmen ortak çocukların maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamadığını iddia ederek ortak çocuk Erdem için aylık 500,00 TL, ortak çocuk Enes için aylık 400,00 TL iştirak nafakasının davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; gıda malzemeleri satan bir iş yeri olmadığını, herhangi bir işte çalışmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu, nafakaya karar verilecekse çocukların velayetini istediğini, davacının ekonomik durumunun yansıtıldığından daha iyi olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2021 tarihli, 2019/427 Esas 2021/15 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulü ile ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan tahsili ile ortak çocuklara velayeten davacıya verilmesine kesin olarak karar verilmiş, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün kanun yararına temyiz talebinde bulunması üzerine Dairemizin 18.04.2022 tarihli 2022/3278 Esas 2022/3660 Karar sayılı kararı ile kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere bozulmasına karar verilmiş, bunun üzerine İlk Derece Mahkemesince yeni esas alınarak tekrar yargılama yapılmıştır.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı babanın ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiği kanaatine varıldığı, ortak çocukların ilerleyen yaşı ve bu doğrultuda ortaya çıkan/çıkabilecek muhtemel ihtiyaçları, davalı annenin sosyal ve ekonomik durumunun tespitine ilişkin düzenlenen form içeriğine yansıyan gelir seviyesi, paranın alım gücündeki düşüş ve enflasyon oranındaki değişme ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinde yer alan hakkaniyet kavramı dikkate alındığında ve Hatay 2. Aile Mahkemesi'nin 2017/576 Esas ve 2017/651 Karar sayılı dosyasına sunulan anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakası talebinde bulunulmamış olmasının da durum ve koşulların değişmesi ile birlikte ana ve babanın çocuğun giderlerine katkıda bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan tahsili ile ortak çocuklara velayeten davacıya verilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü 21.03.2023 tarihli kanun yararına temyiz dilekçesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun (6100 sayılı Kanun) kanun yararına temyize ilişkin 363 üncü maddesinin ikinci fıkrasında temyiz talebinin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde, kararın kanun yararına bozulacağı ve bu bozmanın, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacağının düzenlendiği, şu halde Mahkemece verilen ilk hükmün anılan Yargıtay ilamında ve kanun hükmünde belirtildiği üzere hukuki sonuçları ortadan kalkmamak üzere kanun yararına bozulduğu değerlendirilmeden dosyanın yeni bir esasa kaydedilerek yapılan yargılamayla karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kanun yararına temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kanun yararına bozma isteğinin kabulü halinde Mahkemece dosyaya yeni bir esas verilerek bozma ilamı doğrultusunda yargılama yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun`un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3. 4721 sayılı Kanun`un 327 nci maddesinin birinci fıkrası, 330 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın yapılan incelemesinde; Mahkemece verilen 12.01.2021 tarihli, 2019/427 Esas 2021/15 Karar sayılı karara karşı Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünce kanun yararına temyiz başvurusunda bulunulduğu, Bakanlığın talebi haklı görülerek Dairemizin 18.04.2022 tarihli 2022/3278 Esas 2022/3660 Karar sayılı kararı ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulduğu, Mahkemece bunun üzerine dosyaya yeniden bir esas numarası verilerek yargılama yapıldığı ve kanun yararına temyiz talebine konu kararın verildiği anlaşılmaktadır.

2. Yukarıda belirtilen 6100 sayılı Kanun`un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Mahkemece verilen ilk hükmün hukuki sonuçları ortadan kalkmamak üzere kanun yararına bozulduğu gözetilmeden dosyanın yeni bir esasa kaydedilerek tekrar yapılan yargılama sonucunda Mahkemece yeni bir karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeple;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.                  Üye                   Üye                      Üye                  Üye
A.Albayrak Doğan     Rıza Sarıtaş      Seydi Kahveci     Çetin Durak      Erdem Şimşek