KENDİNİ İNTERNETTE BEKAR OLARAK TANITIP FARKLI ERKEKLERİN EVİNE GİRİP ÇIKMAK VE BU ERKEKLERLE CİNSEL İÇERİKLİ FOTOĞRAFLAR PAYLAŞMAK ZİNAYA DELALET EDER.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


11 Eyl
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/376
Karar No      : 2023/3302

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 10.11.2022
SAYISI                                 : 2022/918 E., 2022/1655 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi hükmü gereğince, karşı davanın ise aynı Kanunu'nun 163 üncü maddesi hükmü gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin karşı davada aynı Kanunu'nun 161 inci ve 162 inci maddeleri yönünden taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, aşırı kıskanç olduğunu, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, yatağını ayırdığını, baskıcı olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, hakaret ettiğini, ilgisiz olduğunu, karşı davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının telefonunun erkek tarafından zorla elinden alındığını, kadının Gebze'de ikamet ettiğini, davanın görevli ve yetkili mahkemede açılıdğını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Aile Mahkemesi olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, asıl davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birden fazla kez sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, sık sık telefon hattını değiştirdiğini, gizli telefon kullandığını, sosyal medyada değişik isimlerle hesaplar açtığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 163 üncü maddeleri hükümleri gereği boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarih ve 2016/607 Esas, 2019/242 Karar sayılı kararı ile erkeğin, kadının üzerine kapıyı kilitlediği, giyimine müdahale ettiği, hakaret ettiği, aşırı kıskanç olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise telefonda başka erkeklerle görüştüğü, cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı, kendisini sosyal medyada bekar ve farklı isimlerle hesap açtığı, bu hususun tüm dosya kapsamından sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü gereği boşanmalarına, erkek tarafından usulüne uygun olarak harcı yatırılmak suretiyle açılmış karşı dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetlerinin erkeğe verilmesine, ortak çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, kadının çalıştığı, düzenli ve sürekli gelir getiren işi olduğu dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 27.03.2020 tarih ve 2019/1229 Esas, 2020/324 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinden; her ne kadar erkek eşin kadın üzerine kapıyı kilitlediği, giyim kuşamına müdahale ettiği, hakaret ettiği, aşırı kıskançlık gösterip eşine karşı fiziki şiddet uyguladığı, kadının ise; telefonda başka erkeklerle görüştüğü, cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı ve kendisini sosyal medyada bekar ve farklı isimlerle hesap açtığı anlaşılmakla, evlilik birliğinin sarsıldığı, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise, davalı tarafın usulüne uygun bir karşı davası bulunmadığı ve harcının yatırılmadığından bahisle karşı dava konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; erkek vekili tarafından 27.05.2016 tarihinde cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinin verildiği, 200,00 TL delil avansının yatırıldığı, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince yargılamanın ilerleyen aşamalarında erkeğe, karşı dava harcını tamamlaması için usulüne uygun süre verilmediği, harcın tamamlattırılmadığı, yargılama sonunda da karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, yine kadının adli yardım talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesinin de hatalı olduğu belirtilerek; davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer istinaf itirazları incelenmeksizin belirtilen eksiklikler doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının üzerine kapıyı kilitlediği, kadının yaşam tarzına müdahale ettiği, hakaret ettiği, aşırı kıskanç olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise sürekli başka erkeklerle görüştüğü, kendisini sosyal medyada "Zeynep" ismi ile bekar olarak tanıttığı, farklı erkeklerin evine girip çıktığı, sosyal medyada bu erkeklerle görüşüp mesajlaşmak suretiyle cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı ve farklı isimlerle hesaplar açtığı, sık sık ortak konuttan gittiği, 4721 sayılı Kanunu'nun 163 üncü maddesi kapsamında uygunsuz hayat sürerek erkek eş için bu durumun birlikte yaşamı çekilmez hale getirdiği, kadının haysiyetsiz yaşam sürdüğünün ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak, karşı davanın ise haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebebine dayanarak kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin, karşı davada 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 162 inci maddelerine dayalı taleplerinin şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine, ortak çocukların fiilen baba yanında kalıyor olmaları, velâyete dair alınan beyanları ve sosyal inceme raporu içeriği dikkate alındığında velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, kadının, düzenli ve sürekli gelir getiren işi olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, yargılama sırasında yetki itirazında bulunulduğu ve yetki itirazının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, karşı dava dilekçesinde dayanılan tüm hukuki sebeplerin ispatlanmasına rağmen diğer sebeplerin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü, karşı davada 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 162 inci maddeler hükümlerine dayalı taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakası, yetki itirazının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yetki itirazının gerekçesiz reddedildiğini yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; dosya üzerinde yapılan incelemede, İlk Derece Mahkemesince; davanın açıldığı tarih itibariyle davacı-karşı davalı kadının mernis kayıtları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanunu'nun 168 inci maddesi hükmü gereğince erkeğin yetki itirazının reddine karar verilmesinin usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, toplanan deliller neticesinde İlk Derece Mahkemesince, asıl davada erkek eşin kadın eşe karşı üzerine kapıyı kilitlediği, kadının yaşam tarzına müdahalede bulunduğu, hakaret ettiği, aşırı kıskançlık gösterip kadın eşi darp etmek suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı, karşı davada ise kadın eşin, sürekli başka erkeklerle görüştüğü, kendisini sosyal medyada Zeynep ismi ile bekar olarak tanıttığı, farklı erkeklerin evlerine girip çıktığı, sosyal medyada bu erkeklerle görüşüp mesajlaşmak suretiyle cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı ve farklı isimlerle hesaplar açtığı, sık sık evden gittiği, haysiyetsiz hayat sürdüğü, erkek eş için bu durumun birlikte yaşamı çekilemez hale getirdiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması, karşı davanın ise haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebeplerine dayalı olarak kabulüne karar verilmesinde ve karşı davada erkeğin 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 162 inci maddeleri hükümlerine dayalı açılan davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, yine kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasında bir isabetsizlik ve çelişki bulunmadığı gerekçesiyle davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın kabulü, 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 162 inci maddeler hükümlerine dayalı taleplerinin reddi, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakası ve yetki itirazının reddine karar verilmesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında; davalı-karşı davacı erkeğin 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci maddesi ve 162 nci maddesi hükmüne dayalı boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü ile kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü gerekip gerekmediği, yetki itirazının reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 19 uncu ve devam maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 163 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davalı-karşı davacı erkeğin 4721 sayılı Kanunu'nun 162 inci maddesi hükmüne dayalı bir davasının bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince; kadına, sürekli başka erkeklerle görüştüğü, kendisini sosyal medyada Zeynep ismi ile bekar olarak tanıttığı, farklı erkeklerin evine girip çıktığı, sosyal medyada bu erkeklerle görüşüp mesajlaşmak suretiyle cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı ve farklı isimlerle hesaplar açtığı, sık sık ortak konuttan gittiği, erkeğe ise evden çıkarken kadının üzerine kapıyı kilitlediği, giyimine karıştığı, aşırı kıskanç olduğu, yaşam tarzına müdahale ettiği, camdan dışarı bakmasına dahi izin vermediği, kadına hakaret ettiği vakaları kusur olarak yüklenmiş ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşı davanın ise haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebebine dayalı olarak kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından asıl davanın kabulü, 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 162 inci maddeleri hükümleri uyarınca açtığı karşı davasının reddi, kusur belirmesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakası, yetki itirazının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan delillere ve İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre kadının zina eyleminin ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, erkek tarafından zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamıştır.

Ne var ki erkeğin haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, erkeğin, zina hukuki sebebine dayalı davasının konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

3. Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere kadın ağır kusurludur. Boşanmakla erkeğin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacağı anlaşılmaktadır. Kadının gerçekleşen kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Somut olayda erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkra koşulları oluşmuştur. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının zina hukuki sebebine dayalı davanın reddi, kusur belirlemesi ve erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasının reddi, kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden BOZULMASINA,

3. Davalı-karşı davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                         Üye                           Üye                 Üye               Üye
Ömer Uğur Gençcan    A.Albayrak Doğan    Rıza Sarıtaş    Sevil Kartal    Harun Can