KESİN SÜREDEN SONRA DURUŞMA GÜNÜNDEN ÖNCE ÜCRETİN YATIRILMASI VE BU DELİLE HER İKİ TARAFIN DAYANMASI SEBEBİYLE İNCELEME YAPILMALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


18 Kas
2022

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2022/3701
KARAR NO    : 2022/5364

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              : 
KAYSERİ 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ                        : 10/01/2022
NUMARASI                : 2021/296 - 2022/12
DAVACI                      : C. NAK GIDA İNŞ. TUR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. VEK. AV. H.M.
DAVALI                      : KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VEK. AV. A.N.

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı; maliki olduğu tırın, 01/02/2015 tarihinde çalışanı olan sürücünün sevk ve idaresindeyken davalı idareye ait yön levhalarından birisinin üzerine düşmesi nedeniyle hasar gördüğünü, araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, mahkeme kanalıyla yaptırdığı tespit sonucunda alınan bilirkişi raporuyla tamir bedeli, araç değer kaybı, mevcut nakliye işinin tamamlanamaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybı ve aracın tamir için nakliye edilmesi nedeniyle ödenilen bedel olmak üzere zararının toplam 92.211,86 TL olarak tespit edildiğini, ayrıca taşımacılık sektöründe faaliyet göstermesi nedeniyle aracı tamir süresi olan 57 gün boyunca çalıştıramadığından kazanç kaybına uğradığı gibi çalıştıramadığı sürücü nedeniyle de gider yapmak zorunda kaldığını, davalı idarenin tespit sonrasında alınan bilirkişi raporuna itiraz etmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, tamir bedeli, araç değer kaybı, nakliye işinin tamamlanamaması nedeniyle oluşan kazanç kaybı, aracın nakliyesi için ödenilen bedel, tespit giderleri ve aracın tamir süresince çalıştırılmaması nedeniyle uğranılan kazanç kaybı için şimdilik 250’er TL olmak üzere toplam 1.500 TL’nin olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 17/07/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebini 111.581,54 TL’ye artırmıştır.

Davalı; davanın idari yargıda açılması gerektiğini, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporunu kabul etmediğini, aracın sadece kaportasında ve camında hasar olduğunu, kazanın oluşumunda kusurunun olmadığını, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; 05/07/2017 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 111.581,54 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalının istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davalının temyizi üzerine, Dairece verilen 01/02/2021 tarihli ve 2020/3002 E. 2021/646 K. sayılı kararla; bilirkişi raporları arasında, aracın tamir süresi ve bu dönemde davacının uğrayacağı kazanç kaybı tutarı arasında çelişki bulunduğu, çelişkileri gideren ve davalının itirazlarını karşılayan rapor alınması gerektiğinden bahisle bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Bozmaya uyan ilk derece mahkemesince, 07/07/2021 tarihli celse ara kararı ile bozma ilamına uygun şekilde rapor tanzimi için davalı vekiline avans yatırmak üzere verilen iki haftalık kesin süre içerisinde avans yatırılmadığı gerekçesiyle önceki bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 111.581,54 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.

1) HMK’nın 120. maddesinde gider avansı düzenlenmiştir. Buna göre “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir”.

HMK'nın 324. maddesi gereğince “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”.

Somut olayda; bozma öncesi masrafı davacı tarafından karşılanarak başvurulan bilirkişi raporunun çelişkili olduğu Dairemizin bozma ilamı ile tespit edilmiş ve davanın aydınlatılması amacıyla yeniden bilirkişi raporuna başvurulması gerektiğine işaret edilmiştir.

Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında her ne kadar davalıya bilirkişi ücretini yatırmak üzere 07/07/2021 tarihli duruşmada iki haftalık kesin süre verilmiş ise de, bu süreden sonra atılı duruşma gününden önce masrafın yatırıldığı, usul ekonomisi de gözetilerek duruşma öncesi dosyanın bilirkişiye tevdi edilebileceği, bozma kararında raporun çelişkili olduğunun belirtildiği ve somut olayın niteliğine göre bilirkişi deliline hem davacı, hem de davalı tarafından dayanıldığı gözetilerek, uyulan bozma kararı doğrultusunda, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

2) Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle kararın HMK'nın 371. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 01/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan           Üye                   Üye               Üye              Üye 
M. DUMAN      F. PINARCI       A. F. AYAZ    M. ÖZER      M. GÜRKANLI