KURAL OLARAK KAMU İHALELERİNDE ESER SÖZLEŞMESİNİN İMZALANMASINDAN SONRA, UYGULANMASINA İLİŞKİN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜM YERİ ADLİ YARGIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


10 Ara
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/392
Karar No      : 2023/1192

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 14.11.2022
SAYISI                                 : 2022/24 E., 2022/445 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle idari yargının görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı belediyenin 01.03.2016 tarihinde ihale edilen kilitli beton parke taşı, beton oluk ve kırmızı beton bordür yapımı işinde, 25.03.2016 tarihli ihale komisyon kararı ile ekonomik açıdan en avantajlı birinci teklif verdiğini, 4734 Sayılı Yasanın 10/4 maddesinde belirtilen belgeleri sunduğu ve sözleşmenin imzalandığını, ancak davalı idarenin müvekkilinin 12.04.2016 tarihinde Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı İnternet Vergi Dairesinden almış olduğu "12.04.2016 tarihi itibariyle borcunun bulunmadığı" yazısının sahte olduğu, müvekkilinin ihale tarihinde borcu olduğundan bahisle ihaleyi haksız ve mesnetsiz iptal ettiğini, ayrıca geçici ve kesin teminatları gelir kaydettiğini, hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve 1 yıl süreyle ihalelere katılmaktan men edilmesi için bakanlığa başvuruda bulunulduğunu, davalı eylemleri nedeniyle ticari itibarının sarsıldığını, ciddi ekonomik kaybı olduğunu ve kişilik haklarına ağır saldırıda bulunulduğunu beyanla maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği taraflar borçlarını henüz ifa etmeden davacının kendilerine sahte olarak vergi borcu olmadığını bildiren belge sunması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, 4735 sayılı Yasa 20. maddesinde sahte resmi belge düzenlemenin sözleşmenin feshi nedeni olarak düzenlendiği, söz konusu belgenin gerçek olmadığının ilgili kurum yazıları ile sabit olduğunu, kendilerinin yasal mevzuat gereği yapılması gerekeni yaptıklarını, bir ihmal veya kusurlarının olmadığını, davacının kendi kusuru ile zarara uğramasına neden olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ceza ve idare mahkemelerince davacı lehine verilen kararların, davacı tarafından davalı belediyeye ibraz edilen vergi borcu bulunmadığına dair belgenin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği ve ihale eden belediyeyi yanıltma gayesi taşıyıp taşımadığına ilişkin bir tespit veya saptama içermediği, bu nedenle mahkemece bu kararlar ile bağlı kalınarak değerlendirme yapılması zorunluluğunun bulunmadığı, TBK'nun 74.maddesi uyarınca hukuk hakiminin ceza hukukunun sorumluluk ile ilgili hükümleriyle ve ceza hakimi tarafından verilen beraat kararlarıyla bağlı olmaksızın değerlendirme yapabileceği, bu minvalde yapılan değerlendirme ve oluşan vicdani kanıya göre de; davacı tarafça hukuka uygun olarak kullanılan şikayet hakkının, davacıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, bu itibarla davalı belediyenin manevi tazminatla sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, yine izah edilen sebeplerle, meydana geldiği iddia olunan maddi zarar ile davalı belediyenin eylemi ve şikayeti arasında illiyet bağı bulunmadığı, belediyenin bakanlığa yaptığı ihbarın yasal sınırları içerisinde kullanılan şikayet hakkı kapsamında kaldığı, kaldı ki ihaleden mene ilişkin kararın da bakanlıkça alındığı, şayet maddi bir zarar gerçekten var ise buna sebep olanın davalı belediye değil bakanlık olduğu, bu zarar kaleminden de belediyenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığından sübut bulmayan tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece müvekkilinin 12.04.2016 tarihi itibariyle "borcunun bulunmadığına" ilişkin belgenin geçersiz ve sahte kabul edildiğini, ancak gerçek olduğunu, mahkemece Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına (GİB) sorulması durumunda, belgenin gerçek ve doğru olduğunun ortaya çıkacağını, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının vergi borcunun bulunmadığına ilişkin yazısı, Hatay Vergi Dairesinin 14.12.2018 tarihli cevabi yazısı ile "Dairemiz mükellefi Z. İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.nin 12.04.2016 tarihi itibariyle Dairemizde vergi borç kaydına rastlanmamıştır " şeklindeki cevabı, Kırıkhan Vergi Dairesinin 20.12.2018 tarihli yazısı ile "12.04.2016 tarih itibariyle tahakkuk etmiş ve 6183 sayılı A.A.T.U.K'nın 22/A md. kapsamında vadesi geçmiş vergi borcunun bulunmadığı" bildirildiğini, davalı idarenin teminatı iade etmeyerek gelir kaydetmesinin yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin, manevi tazminatın şartlarını oluşmadığı yönündeki kararının da hukuki olmadığını, davalı idarenin iyi niyetli olmadığını, kendi yaptığı sorguda evrakı bulamamasının olası olmadığını, kaldı ki dosyaya sunulan değişik kurumların cevabi yazıları dikkate alındığında davalı belediyenin en hafif tabirle ağır kusurlu olduğunu, müvekkili aleyhine evrakın sahte olmadığını bildikleri halde suç duyurusunda bulunduğunu ve ihalelerden meni için İçişleri Bakanlığına müracaat edildiğini, ancak ceza davasında beraat kararı verildiğini ve idare mahkemesince men kararının iptaline karar verildiğini, maddi tazminat manevi tazminat davası şartlarının mevcut olduğunu, mahkemece maddi bir zarar var ise buna sebep olanın belediye olmayıp Bakanlık olduğu saptamasının da doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında sözleşme imzalanmış ise de, uyuşmazlık sözleşme öncesi ihale sürecinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yasak fiil veya davranışlarda bulunulduğunun sözleşme yapıldıktan sonra tespiti üzerine, aynı Yasa hükümleri uyarınca ihalenin feshi ile davalının diğer uygulamalarından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin olup, uyuşmazlık ihale sürecine ilişkin olmakla 4734 ve 4735 sayılı Yasa hükümleri uyarınca çözümleneceğinden, iş bu davada idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile Mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın idari yargının görevli olması nedeniyle HMK'nın 114/1-b m. uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde ; yerel mahkeme kararının sadece taraflarınca istinaf edildiği karşı tarafça istinaf edilmediği, istinaf kararının aleyhe bozma yasağı ilkesine aykırı olduğu, açılan davada görevli Mahkemenin İdare Mahkemesi olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davanın "davalının haksız şikâyeti ve işlemleri nedeniyle belirsiz alacak (maddi tazminat), tespit ve manevi tazminat talebi" içerir dava olduğu ve İdari yargı ile hiç bir ilgisi bulunmadığı, tüm kurumlardan gelen yanıtlarda, müvekkilin 12.04.2016 tarih itibariyle borcunun olmadığı ve davalı İdareye sunulan belgenin gerçek olduğu belirtildiği halde, Mahkemece Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına sorulmaması ve İdarenin beyanları esas alınarak hüküm kurulmasının yanlış olduğu, Davalının sözleşmeyi haksız olarak iptal ettiği, geçici teminat mektubu 35.000,00.-TL ve kesin teminat 55.900,-TL mektuplarını paraya çevirdiği, hemen sonra davacının (tüm bankalardaki teminat mektubu ve nakit krediler kapatılarak) kara listeye girdiğini, banka kredileri ve itibarı adeta yok edilerek, ticari iş yapamaz duruma düşürüldüğü, evrakta sahtekârlıktan ve ihaleye fesat karıştırmaktan suç duyurusunda bulunulduğu, müvekkilimin kişilik haklarına ağır saldırıda bulunulduğu, bir yıl ihalelerden men kararı alınması için İç İşleri Bakanlığına müracaat edilerek müvekkilinin ihalelere bir yıl katılmasının men edildiği, idarenin yanlış ve yanlı kararlar sonucunda müvekkilimin toplumsal ve ticari itibarı yok edildiği, ekonomik olarak da iflas ettiği, tazminatın şartlarının oluşmadığının kabulünün mümkün olmadığını beyanla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı idarenin haksız şikayeti ve sözleşmenin feshinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4735 ve 4734 sayılı Yasalar, 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddeleri...

3. Değerlendirme

1. Kural olarak kamu ihalelerinde eser sözleşmesinin yapılması aşamasına kadar ortaya çıkan uyuşmazlıkların giderilmesinde görevli yargı yolu idari yargı, sözleşmenin imzalanmasından sonra, uygulanmasına ilişkin doğan uyuşmazlıkların çözüm yeri ise adli yargıdır. Yargı yolunun caiz olması 6100 sayılı HMK 'nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece res'en nazara almak zorundadır.

2. Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşme imzalandıktan sonra ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümünde adli yargı görevli olup, Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, davanın usul yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması uygun görülmüştür.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan            Üye                      Üye                        Üye                   Üye
Murat Kıyak      Bahri Aydoğan     Ömer Kızılkaya      Zeki Gözütok     Mehmet Özdemir