MÜTEAHHİDİN YAPTIĞI VE ARSA SAHİBİNİN SATTIĞI DAİREYE İLİŞKİN DEĞER KAYBI İSTEMLERİNDE ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ GÖREVLİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


20 Kas
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/1298
Karar No      : 2023/1013

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR

Y A R G I T A Y   İ L  M I

1. BAŞVURU

Başvurucu Hüseyin K. vekili; müvekkilinin, davalı yüklenici şirketler tarafından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşa edilen sitede bulunan daireyi davalı arsa sahiplerinden satın aldığını, eksik ve ayıplı işler nedeniyle davalılar aleyhine değer kaybının tahsili istemiyle açılan davanın görüldüğü Bakırköy 5. Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın, istinaf incelemesini gerçekleştiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesince; davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırıldığını, işbu karar ile aynı nitelikteki bir başka uyuşmazlık hakkında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesince verilen karar arasında uyuşmazlık bulunduğunu ileri sürerek, görev hususunda yaratılan uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 16.09.2022 tarihli ve 2022/54 E. sayılı kararıyla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 04.02.2021 tarihli ve 2020/457 E., 2021/141 K. sayılı kesin nitelikteki kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarihli ve 2018/2464 E., 2018/1512 K. sayılı kesin nitelikteki kararı arasında, davalı arsa sahiplerinden taşınmaz satın alan davacılar tarafından davalı yükleniciler aleyhine ayıplı iş nedeniyle açılan bedel indirim davalarına bakma görevinin; genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesine mi yoksa özel mahkeme olan tüketici mahkemesine mi ait olduğu hususunda uyuşmazlık bulunduğu, arsa sahipleri ile yüklenici şirketler arasında gelir paylaşımı ihtiva etmeyen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin olduğu, taşınmazı satın aldığı arsa sahiplerinin halefi olan davacının alacağın temliki hükümleri gereğince kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı talepte bulunabileceği, bu anlamda temlik alanın temlik edenin hukukuna tabi olduğu, arsa sahibi davasını hangi mahkemede açabilecek ise halefi olan davacının da aynı mahkemede hak ve alacaklarını ileri sürebileceği, buna göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu yönündeki görüşüyle, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 04.02.2021 tarihli ve 2020/457 E., 2021/141 K. sayılı kararı

Davacı Hüseyin K. tarafından proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeniyle satın aldığı konutta oluşan değer kaybının tahsili istemiyle, davalı arsa sahipleri Orhan Şakir K., Ayşe Perihan E. ve Hayriye K. ile davalı yüklenici şirketler G. İnşaat Proje A.Ş. İle M. İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş. aleyhine açılan davaya bakan Bakırköy 5. Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 05.06.2018 tarihli ve 2016/914 E., 2018/496 K. sayılı karara karşı, davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesince; “...Davacının davaya konu etmiş olduğu ve ayıplı olduğunu iddia ettiği taşınmazı toprak sahipleri olan Orhan Şakir K., Ayşe Perihan E. ve Hayriye K.’dan dosya kapsamında bulunan tapu tescil belgesiyle satın aldığı anlaşılmıştır.

Yargıtay 15. HD nin 30/05/2005 tarih, 2004/4852 Esas, 2005/3251 Karar sayılı ilamında, ''aksine bir sözleşme yoksa arsa sahibinin yükleniciye karşı hakları, devredilen pay oranında payı satın alan 3. Kişiye geçer, 3. Kişi devraldığı pay oranında arsa sahibinin haklarına halef olur. Bu nedenle, arsa sahibinden pay satın alan kişilerin dava ve hakları bu çerçevede incelenerek karara bağlanır.'' şeklinde belirtilmiştir.

Davacının, davaya konu olan taşınmazı arsa sahibi olan davalılardan satın aldığı ve onlardan devrolan haklara halef olduğu dikkate alındığında davasının Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve taraflar arasındaki ihtilafa bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sabittir...” gerekçesiyle, 04.02.2021 tarihli ve 2020/457 E., 2021/141 K. sayılı karar ile davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarihli ve 2018/2464 E., 2018/1512 K. sayılı kararı

Davacı Raif G. tarafından proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeniyle satın aldığı konutta oluşan değer kaybının tahsili istemiyle, davalı arsa sahipleri Orhan Şakir K., Ayşe Perihan E. ve Hayriye K. ile davalı yüklenici şirketler G. İnşaat Proje A.Ş. İle M. İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş. aleyhine açılan davanın görüldüğü Bakırköy 4. Tüketici Mahkemesince; “...Davacı dava konusu taşınmazı satıcı olmayan arsa sahibi davalılardan almıştır. Müteahhit firmalar olan diğer davalılarla arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmamakta olup, bu davalılara karşı olan ve ayıplı- eksik ifa iddiasına dayanan davasında da davalılar arasındaki tarafı olmadığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ve ''eseri imal eden'' kişinin sorumluluğuna dayanmaktadır.

Bu durumda davacı ile davalılar arasında 6502 Sayılı Kanunda yapılan tanımlara göre satıcı ve sağlayıcıdan temin edildiği kabul edilebilecek bir tüketici işlemi bulunmadığı kanaatiyle uyuşmazlıkta tüketici mahkemelerinin görevli olması mümkün değildir. Zira gerçek kişi davalılar kanunun aradığı manada satıcı olmayıp şirket olan davalılarla da davacı arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmamaktadır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.” gerekçesiyle verilen 07.06.2018 tarihli ve 2017/673 E., 2018/302 K. sayılı görevsizlik kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesince; “...Dosya kapsamından; her ne kadar davacı arsa sahibinden taşınmaz satın almış ise de, arsa sahibiyle birlikte alacağın temliki hükümleri çerçevesinde halefiyet ilkesi gereğince davalı yükleniciye karşı da dava açmış olup, davacı bu durumda 6502 sayılı Yasa'nın 3/1-k maddesi gereğince tüketici sıfatında olduğu, davalı yüklenicinin de aynı Yasa'nın 3/1-i maddesi gereğince satıcı konumunda olması nedeniyle, yükleniciye karşı açılan davada tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu durumlarda, görevli olan mahkemenin her bir davalının durumuna göre ayrı ayrı belirlenmesi gerekmekte ise de; davalılardan bir kısmı için genel mahkeme, diğer kısmı için özel mahkemenin görevli olması halinde, bu davaların tek bir dava olarak özel mahkemede görülmesi gerektiğinden, tüketici mahkemeleri uyuşmazlığın çözümünde görevli bulunmaktadır. Bu nedenle tüketici mahkemelerinin görevli olmadığı asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki karar usul ve yasaya aykırıdır...” gerekçesiyle, 11.10.2018 tarihli ve 2018/2464 E., 2018/1512 K. sayılı karar ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Benzer olaylarda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. ve 46. Hukuk Dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki uyuşmazlık; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yüklenici şirketler tarafından inşa edilen ve davalı arsa sahipleri tarafından davacılara satılan konutların, eksik ve ayıplı olarak teslim edilmiş olması nedeniyle uğranılan değer kaybının tahsili istemiyle açılan davalara genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde mi, yoksa 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (6502 sayılı Kanun) hükümlerine göre tüketici mahkemesinde mi bakılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

B. İlgili Hukuk

1. 6502 sayılı Kanun'un Kapsam başlıklı 2 nci maddesine göre; "Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.".

2. 6502 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...h) Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları,

...

i) Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,

...

k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,

l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,

...

ifade eder.".

3. 6502 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.".

C. Değerlendirme

1. Yukarıda bir kısım hükümlerine yer verilen 6502 sayılı Kanun'un uygulanabilmesi için; satıcının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında kanunda tanımlanan bir malı sunuyor olması ve alıcının da bu malı yine Kanun'da gösterilen amaçlarla satın alması gerekli ve yeterlidir. Eş söyleyişle, bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabulü için, taraflardan birinin satıcı, diğerinin tüketici sıfatını taşıması, alışverişe konu olan malın ise Kanun'un 3 üncü maddesinde yazılı mal kavramı içerisinde yer alması gerekir.

2. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir.

3. Yapılan açıklamalar ışığında davalı arsa sahipleri yönünden yapılan değerlendirmede; davacılar, arsa maliki olan davalılar ile diğer davalı yüklenici şirketler arasında düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca, davalı arsa sahiplerine bırakılan konut niteliğindeki bağımsız bölümleri 30.05.2014 ve 11.08.2014 tarihlerinde satın alarak adlarına tapuya tescil ettirmiştir. Buna göre, dava konusu bağımsız bölümlerin mal kavramı içerisinde yer aldığı, bu malı ticari veya mesleki bir amaçla edinmeyen davacıların ise tüketici sıfatına haiz olduğu çekişmesizdir. Ne var ki, davalı arsa sahipleri satım işini mesleki ve ticari maksatla yapmamışlardır. Diğer bir anlatımla, davalı arsa sahipleri 6502 sayılı Kanun kapsamında satıcı sıfatına sahip değildir. Buna göre, satmış oldukları dairelerdeki eksik veya ayıplı işler nedeniyle davalı arsa sahipleri aleyhine açılan davalara bakma görevi, genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesine aittir.

4. Davalı yüklenici şirketler yönünden yapılan değerlendirmede de; davacılar, bağımsız bölümleri satın aldıkları davalı arsa sahiplerinin halefi konumundadır. Bu durumda; davacıların, satın aldıkları bağımsız bölümlerden kaynaklanan dava ve haklarının, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında incelenerek karara bağlanması gerekir. Eş söyleyişle, davalı arsa sahiplerinden bağımsız bölüm satın alan davacıların davalı yüklenici şirketler aleyhine açtığı davada görevli mahkeme, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki davaların görüleceği asliye hukuk mahkemesidir.

5. Bu itibarla, davalı yüklenici şirketler tarafından inşa edilen ve davalı arsa sahipleri tarafından davacılara satılan konutların, eksik ve ayıplı olarak teslim edilmiş olması nedeniyle uğranılan değer kaybının tahsili istemiyle açılan davalara bakma görevinin genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesine ait olduğuna, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi ile 46. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı yüklenici şirketler tarafından inşa edilen ve davalı arsa sahipleri tarafından satılan konutların, eksik ve ayıplı olarak teslim edilmiş olması nedeniyle, uğranılan değer kaybının tahsili istemiyle açılan davalara bakma görevinin genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesine ait olduğuna, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi ile 46. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine,

2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Başkan               Üye                  Üye                     Üye                     Üye
Ömer Kerkez       Filiz Pınarcı     Mustafa Özer      Battal Yılmaz       Ferhan Temel