ÖZEL DENETÇİ TAYİNİNE İLİŞKİN HÜKÜM TEMYİZ EDİLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


18 Ara
2018

Yazdır

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

ESAS NO             : 2016/9407
KARAR NO          : 2018/2607

Y A R G I T A Y   İ L A M I

DAVA TÜRÜ        : ŞİRKETE ÖZEL DENETÇİ TAYİN EDİLMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17/02/2016 tarih ve 2015/731-2016/93 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Duygu Koçyiğitoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Dava, 6102 sayılı TTK'nin 439. maddesine dayanan özel denetçi tayini istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. TTK'nin 440. maddesi uyarınca mahkemece verilen kararlar kesin nitelikte olduğundan davacı vekilince temyiz edilen kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır.

HUMK 432/4 madde ve fıkrası ile 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davacının HUMK 432/4'üncü maddesi uyarınca, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 432/4'üncü maddesi uyarınca REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/04/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verilmiştir.

Başkan Vekili            Üye                      Üye                        Üye                      Üye
Levent  YAVUZ          A. A.DOĞAN       M. U. TARHAN      E. S. BAYDAR     M. DURGUN
                                                                                            (M)

KARŞI OY

Dava, davalı Anonim Şirkette özel denetim istemine ilişkindir.

6102 sayılı TTK 440 maddesinde "Mahkemenin, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını vereceği, mahkemenin istemi yerinde görmesi durumunda, istem çerçevesinde inceleme konusunun belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzman görevlendirileceği, mahkeme kararının kesin olduğu" düzenlenmiştir.

Madde metninde de açıkca ifade edildiği üzere mahkeme kararının kesin olması, mahkemece özel denetci atanması yani davanın kabul edilmesi hali için öngörülmüştür. Nitekim mahkemenin, istemi yerinde görmesi durumunda özel denetciyi ne şekilde görevlendireceği yasa hükmünde ifade edilmiştir.

Nitekim özel denetci atanması isteminin reddi halinde, kararın temyizinin kabil olduğu hususu, Poroy-Tekinalp-camoğlu Ortaklıklar Hukukun Cilt 2. Sh 69. "olumlu olan mahkeme kararı kesindir. Yani atama kararı temyiz edilemez. Bunun sebebi temyiz (istinaf) ile sürecin kesilip bütünlüğünün bozulmamasıdır.... Mahkeme özel denetci tayini istemini reddetmişse HMK 382 uyarınca karar temyiz edilebilir. Çünkü önemli bir pay sahipliği/ azlık hakkı olan özel denetim istemi red edilmiştir. Bu halde istem sahiplerinin temyiz hakkı olmalıdır." şeklinde ifade edilmiştir.

Kararın kesin olması halinin mahkemece özel denetci atanması talebinin kabulüne ilişkin karara münhasır bulunmasına göre, bu konuda davanın kabulü dışında başkaca bir karar verilmesi halinde kararın kesinliğinden söz edilmesi, T.C. Anayasa'sının 36. Maddesinde ifade edilen adil yargılanma ve hukuki güvenlik hakkını ihlali sonucunun doğurabilecektir.

Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmediğinden, verilen karar niteliği itibari ile temyizi kabil bir karardır.

Açıklanan nedenle, yerel mahkeme kararının esasının incelenerek sonucuna göre Dairece karar ittihaz olunması gerekirken yazılı şekilde temyiz isteminin reddine karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne karşıyım.

Üye
Eyüp Sabri BAYDAR