SABİT TENKİS ORANININ DAVACININ SAKLI PAYININ NET TEREKEYE ORANLAMASI SURETİYLE HESAPLANMASI DOĞRU OLMAMIŞTIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


26 Nis
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/4507
Karar No      : 2023/211

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Şile Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 04.03.2022
NUMARASI                          : 2015/2 E., 2022/89 K.
DAVACILAR                         : H.U. vd. Vekili M.S.
DAVALILAR                         : N.U. Vekili E.S., T.Y. vd.
DAVA TARİHİ                       : 30.05.2011
KARAR                                : Kısmen Kabul
TEMYİZ EDEN                     : Davacılar vekili

Taraflar arasında görülen tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince; Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:         

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların muris Naziye U.'ın mirasçıları olduklarını,02/05/2011 tarihinde usulüne uygun olarak açılan vasiyetname ile murisin mirası olan Şile Kurna Köyü 231 parselde kayıtlı 3 katlı taşınmazın ilk iki katını Nevin U.'a üçüncü katını ise eşit hisseler halinde Nermin A. ile Tanju U.'a sağ iken bıraktığını, vasiyetname ile müvekkillerinin saklı paylarının aşıldığını belirterek saklı payı aşan vasiyetnamenin tenkisine verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davacıların taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacıların murislerinden kalan taşınmazın tüm kira bedelini 12/07/2005 tarihinden bu yana kendilerinin kullandığını, muris Naciye U.'ın her türlü bakım ve tedavisininin müvekkil tarafından üstlenildiğini, murisin saklı payı zedeleme kastı olmayıp, vasiyeti müvekkiline duyduğu minnetin bir sonucu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi ile aksi yönde karar verilmesi halinde 6 yılı aşkın süredir el konulan kira bedellerinin muris Naciye U.'ın payına düşen tutar ve davalılara ait olup da davacılarca el konulan tutar göz önüne alınarak terekenin ve saklı payların tespitine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.05.2013 tarihli ve 2011/174 Esas, 2013/247 Karar sayılı kararıyla; davacıların davasının kabulü ile vasiyetnamede saklı paya ihlali olan kısımların iptali ile yasal saklı payların korunmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Nevin U. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 30.09.2014 tarihli ilamında; mahkemece, mirasbırakanın tüm malvarlığı tespit edilmeden ve tenkis yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik incelemeyle karar verildiği, mirasbırakanın tüm malvarlığı saptanarak yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği,

3.Hukuk Muhakemeleri Kanunu 297. maddesine göre de mahkeme kararı gerekçeli ve Yargıtay kontrolüne imkân verecek şekilde yazılması gerektiği oysa, kararda delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri irdelenmediği gibi hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Nermin'in davasının reddine, saklı payı eksik kalan davacı Vasfi'nin davasının kabulü ile tenkisteki sıraya göre saklı payından eksik olan 11.920,63 TL'nin davalı Nevin'den alınarak davacı Vasfi'ye verilmesine dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece tercih hakkı sorulmadığını, 2016’da yapılan keşifteki değerlerin nazara alındığını oysa ki tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre tenkis hesabı yapılması gerektiğini, 03.02.2020 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.

2. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.

3. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.

4. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz.

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece her ne kadar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gereği yerine getirilmemiştir. Nitekim Mahkemece tenkis alacağına yönelik 03.02.2020 tarihli bilirkişi raporu alınmış ise de bu rapora göre değerlendirme yapılmadığı gibi hükümde tenkis alacağının bilirkişi raporunun neden değerlendirmeye alınmadığına ilişkin somut bir gerekçeye yer verilmemiştir. Ayrıca Mahkemece dava konusu edilen taşınmazların bölünemez olup olmadığına yönelik araştırma yapılmadan hüküm kurulması, dolayısıyla TMK 564'ün uygulanabilirliğinin tespit edilmediği anlaşılmaktadır.

2. Diğer yandan Mahkemece alınan 03.02.2020 tarihli bilirkişi raporunun da hüküm kurmaya elverişli olduğu da söylenemez. Nitekim 03.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesapta sabit tenkis oranının her bir davalı yönünden ayrı ayrı olmak üzere davacının saklı payının davalıya yapılan kazandırma tutarından saklı payını çıkartılarak bulunacak değerinin oranlanması gerekirken, davacının saklı payının net terekeye oranlaması suretiyle hesap yapılması doğru değildir.

3. Mahkemece yapılması gereken iş murisin net terekesini belirlemek amacıyla usulüne uygun araştırma yapılmalı, terekenin pasifini oluşturacak olan kalemlerin tespiti amacıyla cenaze ve iaşe giderleri tespit edilmeli, murisin adına kayıtlı aktif malvarlığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edildikten sonra net terekenin murisin ölüm tarihindeki değerler ile kazandırmaya tabi taşınmazların ölüm tarihindeki değerleri üzerinden davacı Vasfi mirasçıları yönünden saklı payın tespit edilmesi gerekir. Ayrıca, birden çok kişiye yapılan kazandırma tenkise tabi olduğun için TMK 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı da gözetilmelidir. Öte yandan davacılardan Nermin A. vekilinin 14.04.2022 havale tarihli dilekçesinde davadan ve temyizden feragat ettiğinden bu husus dikkate alınarak saklı pay hesabı yapılmalıdır.

4. Davacı Vasfi mirasçılarının saklı payı hesap edildikten her bir davalı yönünden ayrı ayrı olmak üzere sabit tenkis oranı hesaplanmalıdır. Sabit tenkis oranı bulunurken davacıların saklı payı, davalıya yapılan kazandırma tutarından davalının saklı payının çıkarılması suretiyle bulunacak miktara oranlanmalıdır. Sabit tenkis oranının usulüne uygun olarak hesap edilmesinden sonra dava konusu taşınmazların TMK 564. maddesine göre sabit tenkis oranına göre bölünebilir olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın bölünebilir olduğunun tespiti halinde davalının tercih hakkı gündeme gelecektir. Taşınmazın bölünemez olduğunun tespiti halinde ise süratle TMK 564/2. fıkrasına uygun olarak dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın olacak değerinin tespit edilerek, belirlenecek miktarın sabit tenkis oranına çarpılması suretiyle bulunacak değer tenkis alacağını oluşturacaktır.

5. Yukarıda izah edilen şekilde tenkis alacağı hesaplanması gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeyle tenkis alacağına hükmedilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hüküm bozulmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. (V/C/3/1, 2, 3, 4, 5) No.lu paragraflarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.01.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan              Üye                 Üye                     Üye                   Üye
Hikmet Onat       Suna Türe       Mustafa Erol       Bayram Şen      Necmi Apaydın