ŞAHSİ BORCUNDAN DOLAYI ADİ ORTAKLIĞIN HAK EDİŞ ALACAĞINA HACİZ KONULMASI DURUMUNDA HACZEDİLMEZLİK ŞİKÂYETİ SÜREYE TABİ DEĞİLDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


12 Mar
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2019/12-466
KARAR NO   : 2022/1325

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
 Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                         : 06/12/2018
NUMARASI                 : 2018/774 - 2018/934
DAVACI (BORÇLU)    : M. İnşaat Proje Taahhüt Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili
                                       Av. S.K.Ö.
DAVALI (ALACAKLI)  : A. Plastik Boru Sanayi Anonim Şirketi vekilleri Av. B.N., Av. E.A., Av. S.T.

1. Taraflar arasındaki "şikâyet" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Kayseri 1. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin süreden reddine ilişkin karar borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Borçlu İstemi:

4. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde; müvekkili hakkında Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün 2016/262 E. sayılı dosyasında yapılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte alacaklı vekilinin talebi üzerine Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1054 E. ve 2014/1055 E. sayılı dosyalardaki alacakları üzerine haciz konulduğunu, müvekkili şirketin Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1054 E. ve 2014/1055 E. sayılı dosyalarındaki alacakların ortak girişimin hakediş alacağı olduğunu, adi ortaklıkta ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında icra takibi yapılması hâlinde borçlu ortağın kâr ve tasfiye payı belirlenmeden ortaklığa ait hak edişin (istihkakın) haczedilemeyeceğini, Manavgat 3. İcra Müdürlüğüne yazılan 22.02.2016 tarihli müzekkere ile dosya alacaklısının alacakları üzerine haciz konulduğunun bildirildiğini, 10.03.2016 tarihli haciz ihbarnamesi ile de iş ortaklığı bünyesinde borçlu şirkete ait kâr payının ve iş ortaklığının tasfiye ile son bulması hâlinde borçlu şirkete isabet edecek tasfiye payının üzerine haciz konulduğunu, birinci haciz ihbarnamesi ile müvekkili şirketin şahsi borcundan dolayı iş ortaklığının ihale alacağına haciz konulmuş olduğunu, bu durumu 19.04.2016 tarihli beyan dilekçeleri ile Kayseri 8. İcra Müdürlüğüne bildirdiklerini, icra müdürlüğünce taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün 2016/262 E. sayılı dosyasında Manavgat 3. İcra Müdürlüğündeki ortak girişimin alacakları üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı Cevabı:

5. Alacaklı vekili; Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün 2016/262 E. sayılı dosyasında borçlunun Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1054 E. ve 2014/1055 E. sayılı dosyalarındaki alacakları üzerine haciz konulduğuna ilişkin İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 103. maddesine göre düzenlenen davetiyenin borçluya 04.03.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun 07.03.2016 tarihli dilekçesi ile hacze itiraz ettiğini, borçlunun hacizden 04.03.2016 tarihinde haberdar olmasına rağmen yedi günlük şikâyet süresini geçirdiğini, haczedilmezlik şikâyetinin de yerinde olmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. Kayseri 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 30.06.2016 tarihli ve 2016/387 E., 2016/531 K. sayılı kararı ile; borçlunun hacizden 04.03.2016 tarihinde haberdar olmasına rağmen yedi günlük şikâyet süresi geçtikten sonra 17.05.2016 (doğrusu 10.05.2016) tarihinde yapılan şikâyetin süreden reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 30.11.2017 tarihli ve 2016/24766 E., 2017/14892 K. sayılı kararı ile;

“… Alacaklı tarafından borçlu M. İnşaat Proje Taah. Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti. hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, Manavgat 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1054 E. ve 2014/1055 E. sayılı icra takip dosyalarına haciz müzekkeresi gönderildiği, M. İnşaat Proje Taah. Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve A.T. İnşaat Ltd. Şti. iş ortaklığının Manavgat Belediye Başkanlığı’ndan olan alacakları üzerine haciz konulduğu, borçlu şirketin, iş ortaklığının alacakları üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği görülmektedir.

Türk Borçlar Kanunu'nun 622 ve 623 (Mülga 818 sayılı BK'nun 522 ve 523.) maddeleri gereğince; adi ortaklıkta her ortak, şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki, yıl sonunda bilançonun düzenlenmesi ile ortaya çıkan kar payını haczettirebilirler. Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır.

Açıklanan bu hükümlere aykırı olarak adi ortaklığın para ve malları üzerine haciz konulması halinde bu husus, ortaklardan her biri tarafından İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir.

O halde mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Kayseri 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 06.12.2018 tarihli ve 2018/774 E., 2018/934 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikâyetin süre aşımından reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle şikâyetin açıklanması gerekmektedir.

13. Şikâyet İİK’nın 16, 17 ve 18. maddelerinde düzenlenmiştir. Şikâyet, icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş, kendisine özgü hukukî bir çaredir. Şikâyet kendisine özgü bir yol olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir. Şikâyet, icra takibinin taraflarına veya hukukî yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflas dairelerinin (veya diğer icra organlarının) kanuna veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapmadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan hukukî bir çaredir (Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özkan, Meral Sungurtekin/ Özekes, Muhammet : İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 2013, s. 125 vd.).

14. Şikâyetin konusu, icra ve iflas dairelerinin yapmış oldukları işlemlerdir. İcra dairesinin işleminden maksat, somut olay karşısında icra dairesinin davranış biçimidir. İşlemin, şikâyete konu olabilmesi için mutlaka memurun olumlu bir davranışının olması gerekmez. İcra memurunun yapması gereken bir işlemi yapmaması veya ihmâl etmesi, sürüncemede bırakması durumunda da bu olumsuz davranışı şikâyet konusu olabilir. Bir muamelenin şikâyet konusu olabilmesi için, şikâyet edenin mutlaka zarar görmesi gerekmediği gibi, icra organının kusurlu olması da gerekmez.

15. Şikâyet, icra mahkemesince incelenir ve karara bağlanır. İcra mahkemesinin şikâyeti inceleyebilmesi için kendisine talepte bulunulması gerekir. Ancak şikâyetin kamu düzenine aykırı olması hâlinde, başka bir sebeple kendisine dosya ulaşan icra mahkemesi, icra memurunun işlemindeki kamu düzenine aykırılığı kendiliğinden nazara alabilir ve işlemi iptal edebilir.

16. İcra mahkemesi, şikâyet edenin bildirmiş olduğu şikâyet sebepleri ile bağlı değildir; şikâyet konusu yapılan işlemin tümünü inceleyerek kanuna uygun olan bütün kararları vermek yetkisine sahiptir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 113).

17. Uyuşmazlığın çözümünde haciz işleminin de açıklanması yerinde olacaktır.

18. Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hâkimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İİK’nın 85. maddesinin 1. fıkrasına göre icra dairesince, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilir. İİK'nın 85. maddesinin 2. fıkrası borçluya ait olup da üçüncü kişi elinde olan malların da haczedilebileceğini öngörmektedir. Borçlunun üçüncü kişilerdeki bir kıymetli evraka bağlı olmayan maaş ve ücretler dışındaki alacakları İİK’nın 106. maddesinin 2. fıkrasına göre menkul hükmünde olduğundan menkul haczine ilişkin usule göre de haczedilebilir. Haciz konması için icra müdürlüğünde haciz tutanağının düzenlenmesi yeterlidir.

19. Borçlunun üçüncü kişilerde bulunan alacakları İİK’nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle haczedilebileceği gibi, üçüncü kişilere haciz müzekkeresi gönderilmesi suretiyle de haczedilebilir. Ancak bu hâlde İİK’nın 89. maddesinde yazılı sonuçlar (borcun zimmetinde sayılması gibi) doğmaz.

20. Bu aşamada adi ortaklıkla ilgili açıklama yapılmasında fayda vardır.

21. Adi ortaklığın tüzel kişiliği ve hak ehliyeti bulunmadığından şirkete ait bir mal varlığının bulunması da söz konusu olmaz. Bu nedenle şirketin mal varlığı kavramı ile ortakların kişisel mal varlığının dışında kalan şirketin amacına ulaşması amacı ile getirilmiş sermayeden şirketin faaliyetleri sonucunda edinilen henüz dağıtılmamış olan kârdan veya bunların yerine geçen ikame değerlerden oluşan ve bütün ortakların üzerinde hep birlikte hak sahibi oldukları özel mal varlığı kastedilmektedir (Topuz, Gökçen: Hisse Haczi ve Satışı, Ankara 2009, s. 76 dn.77).

22. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 638. maddesinin 1. fıkrasına göre ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur. Adi ortaklık sözleşmesinde açık bir hüküm bulunmadıkça bir ortağın alacaklıları, borçlunun ortağı bulunduğu adi ortaklığın elbirliği mülkiyeti hâlindeki payı üzerine haciz koyduramaz, ancak borçlu ortağın tasfiyedeki payına (borçlusunun adi ortaklıktaki tasfiye sonundaki payına) TBK’nın 638. maddesinin 2. fıkrasına ve İİK’nın 89. maddesinin 1. fıkrasına göre haciz koydurabilir. Adi şirket ortağının alacaklısı TBK’nın 630. maddesinin 3. fıkrası uyarınca en az yılda bir defa yapılacak hesap sonunda borçlu ortağa düşecek kâr payı üzerine de İİK’nın 89. maddesi uyarınca haciz koydurabilir (Kuru, s. 454).

23. Türk Borçlar Kanunu’nun 637. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. TBK’nın 638. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre ortaklar birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamış ise müteselsil sorumlu olurlar. Adi ortağın, gerek adi ortaklık ilişkisi nedeniyle üstlendiği borçlardan gerekse şahsi borçlarından dolayı aleyhlerinde yapılan icra takiplerinde İİK’nın 89. maddesine göre üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına haciz konulabilir.

24. Somut olayda, şikâyet konusu Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün 2016/262 E. sayılı dosyasında alacaklı A. Plastik Boru San. A.Ş. vekili tarafından borçlu M. İnş. Proje Taah. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatılmıştır. Alacaklı vekili 22.02.2016 tarihinde “dosya borçlusu şirketin Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1055 E. ve 2014/1054 E. sayılı dosyasından alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, borç miktarı kadar haciz konulması için Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1055 E. ve 2014/1054 E. sayılı dosyasına haciz müzekkeresi yazılmasını” talep etmiştir. İcra müdürlüğünce 22.06.2022 tarihinde Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1055 E. ve 2014/1054 E. sayılı dosyasına “Borçlunun müdürlüğünüzün yukarıda numarası yazılı dosya alacakları üzerine borç miktarı kadar haciz konulmasına karar verilmiştir” şeklinde haciz müzekkeresi gönderilmiştir. Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1054 E. sayılı dosyasından gönderilen 22.02.2016 tarihli cevapta; alacaklı M. İnşaat Proje Ltd. Şti. ve A.T. İnşaat Ltd. Şti., borçlu Manavgat Belediye Başkanlığı gösterilerek, dosya alacaklısının alacakları üzerine haciz konulduğu, dosyada henüz bir tahsilat olmadığı, tahsilat olduğunda haczin dikkate alınacağı bildirilmiştir. Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1055 E. sayılı dosyasından gönderilen 22.02.2016 tarihli cevapta; alacaklı M. İnşaat Proje Ltd. Şti., borçlu Manavgat Belediye Başkanlığı gösterilerek, dosya alacaklısının alacakları üzerine haciz konulduğu, dosyada henüz bir tahsilat olmadığı, tahsilat olduğunda haczin dikkate alınacağı bildirilmiştir.

25. Alacaklı vekilinin 24.02.2016 tarihli talebi üzerine İİK’nın 103. maddesine göre düzenlenen davetiye 04.03.2016 tarihinde borçlu vekiline tebliğ edilmiştir. Borçlu şirket vekili 07.03.2016 tarihinde davetiyeye karşı beyanlarını icra dosyasına sunarak Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1055 E. ve 2014/1054 E. sayılı dosyalarında M. İnşaat Proje Ltd. Şti. ve A.T. İnşaat Ltd. Şti.’nin oluşturduğu ortak girişimin Manavgat Belediye Başkanlığındaki hakedişinin (istihkakının) haczedilemeyeceğini belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. İcra müdürünün 08.03.2016 tarihli işleminde; “…alacaklının talebiyle borçlu M. yönünden çeşitli hacizler uygulandığı, haciz müzekkerelerinin hiçbirinde borçlu şirketin yer aldığı adi ortaklık isminin zikredilmediği özellikle tespit edilmekle, buna rağmen adi ortaklığın malvarlığına haciz uygulandığı yönündeki talep gereğince dosya bu yönüyle değerlendirilmiş, her ne kadar Manavgat İcra Müdürlüğünün 2014/1054 sayı ve 22/02/2016 tarihli cevabi yazısına istinaden, dosya borçlularına, 24/02/2016 tarihli 'Örnek No: 22' davetiyede, adi ortaklık alacağına haciz uygulandığı tebliğ edilmişse de müdürlüğümüzce uygulanan tüm haciz müzekkerelerinde, yalnızca borçlu şirket ismi zikredildiği, adi ortaklıktan bahsedilmediği tespit edildiğinden ve müdürlüğümüzce bu yönde konulan haciz olmadığından, kaldı ki borçlunun adi ortaklık payı üzerine haciz konulma taleplerinde, adi ortaklığın kâr/tasfiye payı adi ortaklık sözleşmesinde ayrıca belirtilmiş olabileceğinden, dolayısıyla bu ve benzeri özellik gerektiren durumların tespitinin yargılama faaliyetini gerektireceğinden ve müdürlüğümüzce re' sen göz önünde bulundurulması mümkün olamayabileceğinden, borçlu vekilinin Manavgat İcra Müdürlüğünün 2014/1054 Esas ve 2014/1055 Esas sayılı dosyalardan konulan hacizlerin kaldırılması talebinin reddine,…” karar verilmiştir.

26. Alacaklı vekili 10.02.2016 tarihinde “dosya borçlusu şirketin M. İnşaat Proje Ltd. Şti. ve A.T. İnşaat Ltd. Şti., iş ortaklığı nezdindeki kâr payının ve iş ortaklığının tasfiye ile son bulması hâlinde borçlu şirkete isabet edecek tasfiye payının üzerine haciz konulması için M. İnşaat Proje Ltd. Şti. ve A.T. İnşaat Ltd. Şti., iş ortaklığına birince haciz ihbarnamesi gönderilmesi” talebi üzerine M. İnşaat Proje Ltd. Şti. ve A.T. İnşaat Ltd. Şti. iş ortaklığına İİK’nın 89. maddesine göre düzenlenen haciz ihbarnamesi gönderilmiştir.

27. Borçlu vekilinin 19.04.2016 tarihinde icra müdürlüğüne sunduğu dilekçesinde, birinci haciz ihbarnamesinde kâr payının ve iş ortaklığının tasfiye ile son bulması hâlinde borçlu şirkete isabet edecek tasfiye payının üzerine haciz konulduğundan bahsedildiğini, adi ortaklıklarda ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında icra takibi yapılması hâlinde borçlu ortağın kâr veya tasfiye payı belirlenmeden ortaklığa ait hakedişin (istihkakın) doğrudan haczedilemeyeceğini belirterek Manavgat 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1055 E. ve 2014/1054 E. sayılı dosyalarındaki hakediş alacaklarına yapılan haczin kaldırılmasını talep etmiştir. İcra müdürünün 25.04.2016 tarihli işleminde; “…dosyanın incelenmesinde borçlunun borcundan dolayı adi ortaklık alacaklarının haczine yönelik herhangi bir haciz işlemi yapılmadığı, aksine müdürlüğümüzce uygulanan tüm haciz işlemlerinde borçlunun muhatap alındığı tespit edilmiş, karar ekinde yer alan Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2014/ 9341 Esas ve 2014/ 12812 sayılı kararında da anlaşıldığı üzere borçlu şirketin adi ortaklıktaki kâr payı ve tasfiye payının İİK'nın 89. maddesi mucibince haczi mümkün görüldüğünden, diğer taraftan borçlu vekilinin talebinde değindiği adi ortaklık sözleşmesinin içeriğinin değerlendirilmesi yargılama faaliyetini gerektireceğinden borçlu vekilinin talebinin reddine,…” karar verilmiştir. Borçlu vekili şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak Manavgat 3. İcra Müdürlüğündeki ortak girişimin alacakları üzerine konan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

28. Türk Borçlar Kanunu’nun 638 maddesinin 2. fıkrası “Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler.” hükmünü içermekte olup, alacaklılar borçlunun ortağı bulunduğu adi ortaklığın malları (borçlunun o mallardaki elbirliği mülkiyeti payı) üzerine haciz koyduramazlar. Elbirliği ilkesi gereğince adi ortaklığın ortaklıklarının üzerinde serbestçe tasarruf edecekleri bir hisseleri söz konusu değildir. Maddi hukuka göre devredilemeyen haklar haczedilemez ve dolayısıyla paraya çevrilemez. Kamu yararı amacıyla konulmuş maddi hukukun emredici hükümlerini ihlâl eden haciz hükümlerine karşı şikâyet süreye tabi değildir. Fakat bir adi ortaklık ortağının alacaklısı, borçlunun adi ortaklıktaki (tasfiye sonundaki) payına haciz koydurmak zorunda değildir. Alacaklı TBK’nın 630. maddesinin 3. fıkrası uyarınca en az yılda bir defa yapılacak hesap sonucu borçlu ortağa isabet edecek kâr payı üzerine de İİK’nın 89. maddesine göre haciz koydurabilir.

29. Şikâyetçi borçlu şirketin icra mahkemesine verdiği şikâyet dilekçesinde şahsi borcundan dolayı ortağı bulunduğu adi ortaklığın hak ediş alacağı üzerine haciz konulduğunu, ortak girişimin alacakları üzerine konan haczin kaldırılmasını ileri sürdüğüne göre bu yöndeki haczedilmezlik şikâyeti süreye tabi değildir. Mahkemece işin esasına girilerek şikâyetçi borçlu şirketin ortağı bulunduğu adi ortaklığın üçüncü kişilerde bulunan hakediş alacağının haczinin yapılıp yapılmadığının araştırılarak yukarıda yazılı ilke ve kurallar ışığında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

30. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.