ŞİRKET HİSSE DEVRİNİN İPTALİNE KARAR VERİLDİĞİNE GÖRE ALACAKLIYA BU HİSSELERİN HACZİNİ VE SATIŞINI İSTEME YETKİSİ VERİLMESİ GEREKİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


08 Eyl
2022

Yazdır

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2022/535
KARAR NO    : 2022/8319

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ              : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                        : 28/09/2021
NUMARASI                 : 2021/70 - 2021/717
DAVACI                       : N.D.
DAVALILAR                : 1- E.D. 2- F.A. 3- H.K. 4- D.S. 5- R. K. 6- T.L.

Taraflar arasındaki yapılan tasarrufun iptali davası yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, davalı borçlu Harun K. hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacı ile tasarrufta bulunduğunu belirterek bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/12/2020 tarih 2018/6159 Esas 2018/7881 Karar sayılı ilamı ile davalı Fatih ve Harun'un diğer temyiz itirazlarının reddine, tasarrufun iptali davasının kabulü halinde harç ve vekalet ücretinin takip konusu alacak ile iptal edilen tasarruf konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değer üzerinden hükmedileceği, somut olayda takip konusu alacak miktarı 230.071,57 TL olup iptaline karar verilen hisse değeri belirlenmediğinden, mahkemece, dava konusu 140 adet hissenin, devrin gerçekleştiği 16/08/2008 tarihindeki gerçek değeri uzman bilirkişi aracılığı ile tesbit edilerek, elde edilen verinin alacak miktarı ile karşılaştırmasının yapılması ve az olan değer üzerinden harç ve vekalet ücretinin hesaplanması gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmadan sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, bozmaya uygun karar verilmiş olması nedeni ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde, davacı alacaklıya alacağın tahsilini sağlaması amacı ile iptaline karar verilen şey üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi verilmelidir. TTK’nın 522. maddesine göre, limited şirkette ortağın kişisel alacaklısı ortağın şirketteki kâr payına başvurulabileceği gibi TTK'nın 191. maddesi uyarınca tasfiye sonucunda borçlu ortağa düşecek paya haciz koydurmaya ve altı ay önce ihbar etmek ve hesap yılı sonu için hüküm ifade etmek koşulu ile ortaklığın feshini isteyebilir. Somut olayda, borçlu tarafından davalı üçüncü kişi Fatih’e yapılan limited şirket hisse devrinin iptaline karar verildiğine göre, alacaklıya bu hisselerin haczi ve satışını isteme yetkisi verilmesi gerekirken, kâr payı haczi veya tasfiye payının haczi gibi seçimlik hakkı varken bu hakkı kısıtlamak sureti ile sadece davacı alacaklıya dava konusu şirket hisselerinin üzerinde tasfiye sonucu davalı borçlu ortağa düşecek tasfiye payı üzerinde cebri icra yolu ile alacağını tahsil edebilme yetkisi verilmesi isabetsiz olmuştur.

Ne var ki yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendindeki "tasfiye sonucu davalı borçlu ortağa düşecek tasfiye payı üzerinde cebri icra yolu ile alacağını tahsil edebilme yetkisi verilmesine," ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesine" ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan V.        Üye                  Üye              Üye                Üye
M.Çakmak       G.M.Özyurt      Y.Yılmaz      Ö.F.Aydıner   M.Arı