SÜRESİNDE DELİL BİLDİRMEYEN TARAF, KARŞI TARAFIN AÇIK MUVAFAKATI VEYA HMK 145 HÜKMÜNDE GÖSTERİLEN İSTİSNA ÇERÇEVESİNDE DELİL BİLDİREBİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


24 Eyl
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/1568
Karar No      : 2023/1675

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 21.12.2021
SAYISI                                 : 2019/534 E., 2021/2422 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Ümraniye 2. Bölge, Ç. mah. 69 ada, 2 parselde kat karşılığı inşaat yapımına ilişkin sözleşme imzalandığını, arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalı müteahhittin binanın eksikliklerini gidermediğini, bu sebeple ihtar çektiklerini, sözleşmeye göre binanın iskan izni alınarak teslim edileceği ve inşaatın sözleşme tarihinden itibaren 18 ay içinde bitirilmesi gerektiğini, sürenin 28/9/2013 tarihinde dolduğunu, sözleşmenin 13 maddesine göre, inşaatın süresinde bitmemesi halinde civar rayiç kira bedelinin iki katı tutarında ceza-i şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, inşaatın teknik şartnameye uygun yapılmadığını, bina bahçesine monte edilen su deposunun teknik şartnameye uygun bağlantılarının yapılmadığını, binanın bahçeye inen merdivenlerinin ve peyzajının eksik olduğunu, binada 1. sınıf ürün taahhüt edildiği halde defolu ürünler kullanıldığını, bu sebeple şimdilik kaydı ile eksik ve hatalı imalat ve yapı kullanım izin başvuru harç ve masraflarına karşılık 5000 TL nin, sözleşmenin 13 maddesine göre gecikilen dönem için 5000 TL nin 13/9/2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslahla, eksik ve hatalı imalat ile yapı kullanma izin başvuru harcı ve masraflarına karşılık taleplerini 53.773 TL'ye, gecikme tazminatı taleplerini 150.000 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile cevap vermemenin inkar anlamı taşıdığı, davalının inkara yönelik rapora itirazının dayanağının mahkemece getirtilmesinin delil sunma yasağı kapsamında kalmayacağı, yasa koyucunun raporun davalıya tebliği ile itiraz hakkı tanımasına ilişkin hükmün amacını mahkemenin maddi gerçeğe göre karar verme ilkesine de uygun düştüğü ve davalının rapora itiraz çerçevesindeki beyanları ve Yargıtay 23 HD'nin atıf yapılan pek çok içtihatı ile, özellikle TMK'nın 2 maddesi gereğince, temin edilen nüfus kaydı belgelerinden binanın teslim tarihinin 11/11/2013 olduğu kabulü ile yeniden bir hesaplama yapıldığı ve gecikme tazminatı 10.851,98 TL, Eksik ve ayıplı işler bedeli toplamı; 43.390 TL, ortak alanlara ilişkin eksik ve ayıplı işler bedeli; 1500 TL, iskan harcı (davacılar payı); 7783 TL olmak üzere toplam 64.624,98 TL'nin tazminatın dava tarihi olan 17/4/2017 tarihinden yürüyen yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taleplerinin talep edilen gecikme tazminatının, yerel mahkeme tarafından çok düşük bir bedel olarak hükmedildiğini, süresinde davaya cevap vermeyen, ön inceleme duruşmasına katılmayan davalının bildirdiği delillerin hükme dayanak teşkil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin süresinden sonra tahkikat aşamasında ileri sürülen delilleri inceleyip dikkate alabilmesi için HMK'nın 145. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmesi gerektiğini, davada bu şartların bulunmadığını, buna rağmen süresinden sonra, bilirkişi raporuna itirazda belirtilen delillerin araştırılarak hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davalı tarafça bildirilen, sunulan ve toplanması talep edilen delillerin davacı tarafa tebliğ edilmemesinin de usule aykırı olduğunu, yerel mahkemenin 2 no'lu bağımsız bölüm ile ilgili gecikme tazminatı hesaplaması yapmadığını kabul ederek hatalı hesaplama ile kısa kararın kurulup, taraflara tefhim edildiğini gerekçeli kararında belirttiğini, bu hususun taraflarının hak kaybına uğramasına sebebiyet verdiğini, hükmün açık maddi hata ile kurulduğunu gösterdiğini, iskan harcının yalnızca davacı müvekkillerin payının davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira davalının iskan alma yükümlülüğü olduğunu, bu durumda merciine ödenmek üzere taraflarına toplam iskan harç bedelinin ödenmesine karar verilmesi gerekirken, sadece müvekkillerine düşen payın davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mahkemece süresinden sonra bildirilen davalı delilleri toplanarak ve bu doğrultuda nufüs müdürlüğünden Mernis kayıtları getirtilerek müvekkillerine fiili tesliminin 20.11.2013 tarihinde gerçekleştiği kanaatine varılmasının hatalı olduğunu, muris veya müvekkillerinin, bu tarihte binayı kesinlikle teslim almadıklarını, inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borcunun, binanın, arsa sahibinin beklentisine, fen ve sanat kurallarına uygun bir şekilde meydana getirilerek, eserin ifa olarak teslim edilmesi olduğunu, yine usulüne uygun bir teslimden söz edilebilmesi için yapıdaki inşaat faaliyetinin tamamlanması gerektiğini, dosyada mevcut Ümraniye Belediye Başkanlığınca 29.06.2015 tarihinde inşaatın %100 oranında tamamlandığına ilişkin iş bitirme tutanağı düzenlendiği, taşınmazın inşaatının bitirilmeden teslimi ve barınmanın mümkün olmadığı, bu itibarla inşaatın bitirilerek taşınmazın 2015 yılı haziran ayından evvel teslim edilmesinin mümkün olmadığını, bir taşınmazda ikamet edildiğine ilişkin tek göstergenin, adrese dayalı kayıt sistemi olamayacağını, müvekkillerinin, inşaatın yapımı esnasında şehir dışında yaşadıklarını, İstanbul'da tek malik oldukları mülkün dava konusu bina olduğunu, 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan yerel seçimlerde oy kullanabilmek için seçmen kaydının yapılması amacıyla adrese dayalı nüfus kayıt sistemine kayıt oluşturulmuşsa da bu kaydın binanın teslim alındığı şeklinde yorumlanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kaldı ki yerel mahkemenin de kabulünde olduğu gibi taşınmazda İgdaş aboneliğinin 25.12.2015 tarihinde başladığını, kat malikleri kurulunun ilk kez 2016 yılı ocak ayında toplandığını ve yönetim seçildiğini, binada ikametin 2015 yılı sonu ve 2016 yılı başında başladığını, gerekçeli kararda tarafların tacir sıfatı olmadığından bahisle avans faizi taleplerinin kabul edilmediğini, dosyada mübrez sözleşme, belediye dosyasında yer alan belgelerde davalının gerçek kişi tacir olduğunu, "Y. Karadeniz İnşaat İbrahim Y." ticari unvanını kullandığını, davalının tacir olduğu ve dava konusu alacağın, davalının ticari faaliyetinden doğan bir alacak olduğu, bu durumda avans faizi taleplerinin kabulü gerektiğini, faizin, davalıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 17 Kasım 2016 tarihine ilave edilecek bir aylık sürenin sonu olan 17 Aralık 2016 tarihinden itibaren işletilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kendisine dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilen davalı süresinde cevap dilekçesi vermemiş ise HMK'nın 128. maddesi hükmüne göre tüm iddiaları inkar etmiş sayılır, yine süresinde delil bildirmeyen tarafın ıslah, karşı tarafın muvafakatı ve HMK'nın 145. maddesinde gösterilen istisna dışında delil bildirmesine ve bunların mahkemece dikkate alınmasına olanak bulunmadığı bu nedenle mahkemece bilirkişi raporuna itiraz eden davalının bu itiraz dilekçesinde belirttiği delillerin toplanarak mernis kaydına göre fiili olarak teslimin 11.11.2013 olarak belirlenip gecikme tazminatının buna göre belirlenmesinin hatalı olduğu, sözleşmenin 8. maddesinde tamamlanacak binanın iskanı alınarak teslim edileceği belirtildiğinden iskan harçlarından davalı yüklenici sorumlu olduğundan iskan harçlarının tamamına hükmedilmesi gerekirken davacılar payına isabet eden kısmın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere davacılara ait olan 2. no.lu dairenin gecikme tazminatı kısa karar açıklanırken sehven unutulmuş olup gecikme tazminatı talebi bu nedenle eksik hesaplandığı, davalı tacir olup TTK 8.,9 ve 19. maddelerine göre taraflar arasındaki sözleşme ticari iş olduğundan davacılar alacaklarına 3095 sayılı Kanunun 2 maddesine göre avans faizi talep edebileceklerinden, mahkemece kabul edilen alacaklar yönünden yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğu, bu nedenle davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne, davacının talep ettiği gecikme tazminatı, ortak alan ve bağımsız bölümlerdeki nefaset farkı, eksik ve ayıplı işler tutarı (gecikme tazminatı taleple bağlı kalınarak 150.000 TL, eksik ve ayıplı iş miktarı 43.390 TL, ortak alan eksik ve ayıplı işler bedeli 1.500 ile iskan harcı tutarı taleple bağlı kalınarak 8.883 TL olmak üzere) toplam 203.773 TL tazminatın dava tarihi olan 17.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, dair yeniden karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyizinde; bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazın cevap dilekçesi mahiyetinde olmayıp rapora karşı yapılan itirazlar doğrultusunda yapılacak inceleme içerisinde hangi delillerin değerlendirileceğine ilişkin olduğu, mahkemenin İlçe Nüfus Müdürlüğüne yazmış olduğu müzekkereye verilen cevapta davacılar; Melahat Y.'nın söz konusu taşınmazda 27/12/2013 tarihinde, Osman Y.’nın 20/11/2013 tarihinde , Mustafa Y.'nın 11/11/2013 tarihinde , Birsel Y.'nın 20/11/2013 tarihinde ve Mümin Y.'nın 20/11/2013 tarihlerinde müvekkil İbrahim Y. tarafından taraflarına teslim edilen taşınmazlara taşındıklarının tespit edildiği, müvekkilinin davacılara söz konusu taşınmazları sözleşme gereğince teslim ettiği ve davacıların bu taşınmazlarda iddialarının aksine oturmaya başladıklarını, arsa sahibinin yapmak istediği değişikliklerin Belediyeden iskan alınmasına engel olması nedeniyle müvekkilinin iskan başvurusunda bulunamadığını, müvekkilinin dava dilekçesine cevap vermemesinin sonucunun dava dilekçesindeki tüm iddiaları inkar etmiş olması olduğu, davaya cevap vermemiş olmasının delil bildirme ve savunmasını ispat etme hakkını ortadan kaldırmayacağı ve inkar çerçevesinde delilleri her zaman ileri sürülebileceği, bu hususun aynı zamanda adil yargılanma hakkının gereği olduğu, bu nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararında hükmedilen gecikme tazminatının hukuka aykırı olup mahkemelerin maddi gerçeği ortaya çıkarma ilkesini ihlal ettiğini beyanla bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacılar murisi ile davalı arasında yapılan kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayalı eksik ve hatalı imalat giderim bedeli ile yapı kullanma izin başvuru harç ve masraflarının ve sözleşme ile kararlaştırılan gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacıların murisi ile davalı arasında imzalanan 28.03.2012 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 8. Maddesinde yapılacak olan binanın sözleşmeden itibaren 18 ay sonunda tamamlanacağı ve bina bitiminde iskan alınıp iskanlı bir şekilde teslim edileceği düzenlenmiştir. Dava tarihinde yapı kullanma izin belgesinin alınmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın dairelerin teslim edilip arsa sahibince fiilen kullanıldığını savunması durumunda mahkemece teslime ilişkin ispat külfeti davalıya yükletilerek bu konuda sunulan deliller doğrultusunda inceleme yapılabilir ise de somut olayda davalı süresinde cevap dilekçesi vermemiş olduğundan HMK'nın 128. maddesi hükmüne göre tüm iddiaları inkar etmiş sayılır. Yine süresinde delil bildirmeyen tarafın karşı tarafın açık muvafakatı veya HMK'nın 145. maddesinde gösterilen istisna dışında delil bildirmesine ve bu delillerin mahkemece dikkate alınmasına olanak bulunmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararı yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan            Üye                      Üye                    Üye                   Üye
Murat Kıyak      Bahri Aydoğan     Özcan Turan      Zeki Gözütok    Mehmet Özdemir